Geçen perşembe günü bu köşeden, Çin’in Türk vatandaşlarının turistik vize başvurularını karşılamayacağını haber vermiştim.
Ancak Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçilik Basın Bürosu’ndan bu bilginin doğru olmadığına dair bir açıklama geldi. Bu açıklamayı da ben tatminkâr bulmadım: Anlatayım.
Çin Başkonsolosluğu’nun vize işlemleri ile yetkilendirdiği bir acentayı isterseniz telefonla arayın, isterseniz resmi web sitesine girin, size tekrarlanan cümle şu olacaktır: “Çin Konsolosluğu turistik vize uygulamamaktadır.”
Çin’e gitmek konusunda ısrarcı olup, “Ben tura katılmak istiyorum” derseniz, “Biz tur düzenlemiyoruz, yalnızca vize işlemleri yapıyoruz” cevabını verirler.
Özetle bugün Çin vizesi işlemi yapmaya yetkili acentelerden “turistik vize” talep ederseniz, size bakkala gelmiş otomobil isteyen müşteri muamelesi yaparlar!
Çin’e çantanızı alıp gidemezsiniz, balayı için gidemezsiniz, eşinizi, çocuğunuzu alıp gidemezsiniz; ancak yanınıza anne-babanızı da ya da iki komşunuzu katıp, sayıyı 5’e tamamlamanız halinde Çin’in kabul edebileceği standartlara erişmiş olursunuz...
Türkiye gibi komşularıyla vizesiz dolaşım imkânlarını genişleten; vize istemeyen ülke sayısını 56’ya çıkartan; AB ile Ankara Konvansiyonu’ndan gelen haklarını kullanarak, vatandaşları için serbest dolaşım hakkını sağlamak üzere hukuk mücadelesi veren bir ülkenin; söz konusu Çin de olsa, vatandaşlarına katmerli bir ikinci sınıf muamelesi yapan ülkeye söyleyecek sözü olmalı diye düşünürdüm.
Son olarak Alman Die Welt gazetesinin, geçen hafta verdiği habere inanacaksak, AB ülkelerinin yılbaşından itibaren Türkiye’ye vize muafiyetini gündeme getirmesi gündeme geliyor.
Eşi Gülten ve kızı Pınar Günay ile Çin’de bulunduğu sırada yayımlanan haberimizin medyada yankı bulması üzerine açıklama yapan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın neler söylediğini merak etmişsinizdir!
“Haberi hem Türkiye tarafından, hem Çin tarafından dikkatli bir şekilde irdeledik. Şu anda doğru olmadığını söyleyebilirim. Durdurma söz konusu değil. Ama bireysel başvurularda, işadamı veya turist olduğundan kaygı duyulanlarla ilgili bir dikkatli değerlendirme var, bu da vize uygulaması yapan her ülkenin hakkı. Biz de vize uyguladığımız ülkelerde böyle bir değerlendirme yapıyoruz. İşadamı veya turist olarak grup başvurularında herhangi bir durdurma, hatta geciktirme bile söz konusu değil.”
Çin: Turistik vize veriyoruz
Çin Halk Cumhuriyeti Kültür Müsteşarı ve Basın Sözcüsü Jian Yu (Yücel) imzalı açıklamada, Çin’in Türk vatandaşlarına turistik vize vermeyi durdurduğu haberinin doğru olmadığını belirterek, “Tam tersine İstanbul’daki Çin Başkonsolosluğu Türk vatandaşlarına turistik vizeyi bugün vermiştir” deniyor, kişisel turistik başvuruların kaldırılmasından söz edilmiyor.
Oysa yetkili acentenin, seyahat acentelerine gönderdiği şu mesaj; fiili duruma işaret ediyor:
Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu, bugün (11 Haziran) yapılan başvurular da dahil, bundan sonra yapılacak turistik vize başvurularına vize vermeyecektir. Konsolosluk konu ile ilgili neden turistik vize verilmeyeceğini açıklamamış, sadece gece yarısı Çin Halk Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanlığı’nın göndermiş olduğu nota sonucunda bu kararı aldıklarını belirtmişlerdir.
Sektör içinde bu mesajın anlamını yorumlamakta herhangi bir güçlük yok.
Ama biz devam edelim.
Çin Başkonsolosluğu’nu arayalım... Yanıt açık: “Çin’i münferit olarak gezmek için yapılan turistik vize taleplerini kabul etmiyoruz, sadece ticari vize veriyoruz.”
Nitekim Çin Büyükelçiliği’nin resmi web sitesi de bu bilgiyi teyit ediyor: “Gezme amaçlı bireysel başvurular kabul edilmeyecek, sadece 5 ve daha fazla kişi olursa, turist grubu, yetkili bir turizm acentesi aracılığıyla grup vizesi için başvurabilir.”
Bu kısıtlama da Türkiye için yeteri kadar sorun değil mi?
“Çin’i kaç kişi gezmeye gidecek, ticari ilişkilerimiz önemli?” diye “vize kısıtlamasını” küçümsemeyenlere, “ülkelerin diplomatik reflekslerinin” önemli olduğu hatırlatılmalı; neticede dış politika bu reflekslerin toplamıdır.