Rize
Çay üreten tesisler, çayları kurutan hidroelektrik santral (HES) projeleri; özenle bakılan arı kolonileri, ormanda gezinen çengel boynuzlu geyikler görüp; yayla evlerine konuk olmuşuz...
Tema Kurucu Onursal Başkanı Ali Nihat Gökyiğit’in rehberliğinde, Rize Çay-Kur bahçelerini, Artvin Kafkasör ve Macahel’deki arıcılık tesislerini gezmişiz...
İstanbul’daki arazisinde tarım ve hayvancılık hobisini geliştiren Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince de ekipte. Trabzon Havalimanı’nda uçuş saatini beklerken Sektörel Dernekler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu ile karşılaşıyoruz. Çetin Bey, Nuhoğlu Vakfı’nın Trabzon’un Hayrat ilçesinde kurduğu meyve bahçesinden geldiğini; ahududu, böğürtlen, çilek, Frenk üzümü, Bektaşi üzümü, karayemiş, Trabzon hurması, turunçgiller gibi ekolojik değeri yüksek ürünler geliştirdiklerini anlatıyor.
Rize’nin Robert’li “Reisi”
Uçakta Rizeli dostum Çayhan Orhon’u elinde babasının anısına hazırlanmış albüm gibi bir kitapla otururken buluyorum.
Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı’nın önderliğinde düzenlenen bir törenle, 9 Ağustos 1983 yılında kaybettikleri babası Ekrem Orhon’u anmışlar; iki gururu aynı anda yaşıyor. Birlikte yolculuk yaptığı Google Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Pazarlama Müdürü kızı Yonca Brunini ile tanıştırıyor. 1963-1972 ve 1980-1983 dönemlerinde Rize Belediye Başkanlığı yapan Orhon, yöresinde “Baba Reis” lakabıyla anılan, sayılan, sevilen birisiymiş.
AK Parti’li Bakırcı’nın CHP üyesi merhum Orhon’un anısını yaşatması da ilgimi çekiyor. Kitabın girişinde Bakırcı’nın “Ekrem Orhon’u görerek tanımıştım. Onun reislik yıllarında öğrencisiydi. Hayranlıkla takip ederdim çalışmalarını. Biraz da kıskanırdım. O yıllarda hedefim gibiydi” sözleri yer alıyor. Papyonuyla gezen Orhon, kırsal kesimde pek de alışık olmadığımız bir “beyaz Türk portresi”...
Robert Kolej’den sonra, Amerika’daki Illinois Üniversitesi’nde okuyup, inşaat mühendisi olmuş.
Tapusu olmadan öldü
Orhon; Karayolları Genel Müdürlüğü, Trabzon 10. Bölge Müdürlüğü görevlerini sürdürdükten sonra belediye başkanı seçiliyor. Ömrü boyunca hiç tapusu olmayan Orhon, Karadeniz’de, “Denizi kara, karayı para yapan adam” olarak iz bırakıyor.
Karadeniz ekonomisini anlatırken kızına adını verdiği çay için de “siyah altın” tanımını kullanıyor. Çay ihracatının başlamasına öncülük ediyor.
20 Aralık 1982 tarihli Karadeniz gazetesine “Rize’yi çay kurtarmaz!” sözü ile manşet oluyor. Orhon ayın haberde “Rize’nin yüzünü güldürmek istiyorsak çayın yanında, en elverişli gelir kaynağı olan ipekböceği, kendir, balıkçılık ve meyve yetiştiriciliğine geç kalmadan el atılması lazım” diyor. Rize’ye iktisat ve ziraat fakültesi açılması gerektiğini vurguluyor...
Çay-Kur kapalı devre
Bu demecin üzerinden 30 yıl geçti ve biz Rize’den dönerken yine tarımsal çeşitliliği artırmak gerektiğini konuşuyoruz...
Rize Üniversitesi’nin hâlâ Ziraat Fakültesi bölümü yok, bölgedeki tarımsal çalışmalar için Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nden akademik destek alınıyor. Çay-Kur’un kurduğu “Atatürk Çay ve Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü”nün başlattığı çay ve kivi ar-ge çalışmalarının sürdüğü alanları gezerken, yetkililere, “Üreticiyi bilgilendiriyor musunuz?” diye soruyorum...
“Tıs...”
Diyeceksiniz ki Çay-Kur’un ürünlerinden tüketicinin haberi var mı?
Okuryazarlık oranı, Türkiye ortalamasının üzerinde olan ekibimizde bilen çıkmadı.
Siz, Çay-Kur’un ürettiği “Beyaz Çay”ı biliyor musunuz?
Ya “Yeşil Çay”ı, Tomurcuk-Early Grey Tea çeşidini... Ya da Hemşin organik çayı, banyo çayını...
Geçtiğimiz yerel seçimlerde Sakarya AK Parti Belediye Başkan adaylığı yerine, Çay-Kur’daki görevini sürdürmeyi tercih eden Genel Müdür Ekrem Yüce’nin “hoş sohbetine” diyecek yok.
Ne var ki dünya çay üretiminden ancak yüzde 6 pay alabilen Türkiye’nin, en kıymetli tarımsal ürünlerinden çayı “siyah altın” gibi değerlendirilebildiğini söylemek güç.