Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Irak ve uluslararası enerji piyasasının uzmanları, karar vericileri, global enerji haritasının yeniden çizileceğini anlatıyorlar.
Bu haritada dikkatimizi en çok, dünyanın Suudi Arabistan’dan sonra en büyük petrol rezervlerine sahip olan Irak ile Türkiye arasındaki enerji işbirliği ve Doğu’dan Batı’ya kurgulanan yeni doğalgaz-petrol boru hatları projeleri çekiyor.
Hafta sonunda Stratejik Teknik Ekonomik Araştırmalar Merkezi (STEAM) Enerji Arenaları Onursal Başkanı emekli Büyükelçi Mithat Balkan ve STEAM Konferans Başkanı Ak Parti Milletvekili Cüneyt Yüksel’in ev sahipliğinde gerçekleşen konferansa, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Doğal Kaynaklar Bakanı Dr. Aşti Havrami ve Ticaret Bakanı Sinan Çelebi’nin konuk bakan olarak katıldığı oturumlarda, Türkiye’den bakan düzeyinde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yer aldı.
Enerji Bakanlığı ve TPAO’nun katılımının eksikliğini vurgulamama gerek var mı, bilmiyorum...
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin haziran ayında Ankara’ya yapması planlanan gezisinden önceki en kapsamlı toplantıydı...

Kürt vanası kapandı
Şimşek, Irak ile Türkiye arasındaki dış ticaretin serbest ticaret anlaşmasının imzalanmasıyla 6 milyar dolardan 20 milyar dolara çıkma hedefini ortaya koyuyor.
Türkiye’nin Irak’ın tek gümrük kapısı olan Habur’un genişlemesi gündeme geliyor. Konferansın temel sorularından biri de kuşkusuz, Irak ile enerji alanında kayda değer adımlar atılıyor mu?
Irak Kürt Bölgesi’nde ilk petrol sahası alan 5 şirketten 2’si Türk özel sektör firmalarından Genel Enerji ve Petoil olmuştu. Bunlara yeni girişimler ekleniyor.
Çukurova Grubu’nun hâkim ortak olduğu Genel Enerji, Kuzey Irak’taki petrol sahalarına 400 milyon dolar yatırım yaptı. Son olarak da aynı bölgede 500 milyon dolar yatırımla rafineri kuruyor.
Genel Enerji, Kuzey Irak’ın başkenti Erbil’de 1 Haziran 2009 tarihinde düzenlenen törenle, Kerkük-Yumurtalık hattına, Tavke ve Tag Tag sahalarından çıkarılan petrolü pompalamak üzere vanayı açmıştı.
Konferansta öğreniyoruz ki, ödeme yapılmadığı için Erbil’de açılan vana, 14 Ekim 2009 tarihinde kapanmış!
Zaten bu tören, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve Mesud Barzani’nin liderliğiyle sınırlı kalmış, Bağdat hükümetinden katılım sağlanamamıştı.

Bağdat yüz vermiyor
Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, 7 Mart seçimlerinden sonra kurulması beklenen yeni Bağdat hükümetinden ilk iş olarak, Irak Anayasası’nın öngördüğü biçimde, “Petrol gelirleri paylaşım yasasını” çıkarmasını bekliyor.
Aşti Havrami, Saddam rejimini devirmek isteyenlerle 2002 Aralık ayında Londra’da yapılan toplantıda “Kötü rejimden kurtulmak istiyorsanız, herkesin eşit haklara sahip olmalı” dediklerini vurguluyor.
Havrami’ye Amerika’nın bölgedeki patronluğunu anımsatarak, “Irak’ın birliğinin belgesi olarak yorumlanan Petrol Yasası’nın işlerlik kazanmamasını siyasi olarak nasıl yorumluyorsunuz?” diye soruyorum.
Havrami’nin “Amerika değil, kararı Bağdat verecek. Türkiye’nin Bağdat’ta daha aktif bir enerji politikası sürdürmesi gerekiyor. İran’ın Bağdat üzerindeki etkisi ancak Ankara ile dengelenebilir” yanıtını önemsiyorum.
Havrami “Enerji alanında 17 ülkeden, 40 firmayla 37 sözleşme imzaladık. Bunlar arasında Türkiye’den 5 özel sektör firması bulunuyor. Ayrıca 3 yeni özel sektör firmasıyla da sözleşme imzaladık. 2014 yılında Irak ekonomisine 25 milyar dolar katkı yapmış olacağız” diyor.
Konferansta karşılaştığım Ahmet Özal, “Erbil’de yaptığım konutların yarısını sattım, şimdi de 60 mgw’lık bir elektrik santralı yatırımı yapıyorum” bilgisini veriyor.
İki günlük Irak konferansına katılan TUSKON da, Erbil ve Süleymaniye’de okulları bulunan Fethullah Gülen cemaatinin bölgede ekonomik potansiyel olma iradesini ortaya koyuyordu.