Türkiye-Avrasya İş Konseyleri’nin 19 Haziran günü düzenlediği, “Dünyadaki Değişimler Işığı Altında Avrasya Nereye Gidiyor?” panelinde konuşmacılar ekonomik krizin derinleşeceğine işaret ederlerken, aynı tarihlerde iş dünyası, TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Toplantısı’nın Bodrum’da konuk ettiği Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Ngozi Okonjo-Iweala’nın iyimserliğiyle ferahlamıştı.
2017’ye işaret etti
DEİK Türk-Avrasya İş Konseyleri Başkanı Tuğrul Erkin, panel öncesi Avrasya’dan gelen konuklarına Boğaz turu düzenledi.
Yattaki akşam yemeğinde, Bilgi Üniversitesi’nde “İktisadi Döngüler ve Avrasya Perspektifi” başlıklı akademik bir sunum yapan Kırgızistan eski Cumhurbaşkanı ve Rusya Bilimler Akademisi üyesi Prof. Dr. Askar Akayev’in yorumları tartışılıyordu.
Bodrum’da konuşan Iweala, “U” harfine benzettiği küresel krizden çıkış için 2011 yılını işaret ederken, Akayev İstanbul’da yaptığı yorumlarda krizin seyrini “WW” veya çift “V” harfi ile açıklıyordu.
Akayev, krizden çıkış senaryosunu, 2016-2017 döneminden itibaren başlatıyordu.
1938’de Stalin döneminde öldürülen Rus iktisatçı Nikolay D. Kondratyev tarafından öne sürülen, kapitalist ekonomide her yüz yıllık dönemde yaklaşık iki kez ortaya çıkan, uzun dönemli ekonomik gelişme döngülerini anlatan Akayev, “Son iki asırlık dönemde dünya ekonomisinde Kondratyev’in yaklaşımına uymayan hiçbir gelişme olmadığını belirtelim. 2008 yılındaki olaylar da bu çerçevenin dışına çıkmıyor” diyordu.
6’ncı dalga geliyor
Daha sonraki iktisatçılar tarafından “Kondratyev dalgaları” adı verilen bu döngüler, kendi içinde “refah, durgunluk, buhran, gelişme” evrelerinden oluşuyor.
Büyüme döneminin 2000’li yıllarda en üst noktaya ulaştığı, şu anda yaşanmakta olan krizin, döngünün depresyon aşaması olduğu belirtiliyor.
Akayev yaklaşık 2018-2020 yıllarından itibaren altıncı büyük döngüye girileceğini söylüyor.
Akayev, Türkiye’nin nanoteknoloji ve biyoteknoloji gibi alanlardaki teknolojik-bilimsel altyapısını geliştirmesi durumunda, 2040 yılında dünyanın ilk 15 ekonomisi arasına girebileceğini, aksi durumda 20’nci sıraya gerileyeceğini vurguluyor. Ancak bu yenilikçi (inovatif) açılımın buhran döneminin içinde, yani en geç 2017-2020 yılına kadar gerçekleştirilmesi gerekiyor.
En az 300 milyon gerekli
Tuğrul Erkin, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de katıldığı Avrasya panelinde konuşan Rusya Federasyonu Duma Milletvekili Sergey Markov ile Rusya Federasyonu Başbakan Yardımcısı Yegor Gaydar’ın, Türkiye’nin AB üyeliği mücadelesini romantik bir hayal olarak yorumlamalarına dikkati çekiyor.
Panele, bana göre, Markov’un “300 milyon kişiden az pazarlar, mutlak bir şekilde gerileyecektir ve etkili kalkınma imkânları yoktur. Bu yüzden Rusya’nın ve Avrasya bölgesindeki diğer ülkelerin tek başına kalkınma ve gelişme fikrinden vazgeçmesi gerekiyor“ tezi damgasını vuruyor.
Oluşturulacak Avrasya birliğinin, AB, ABD ya da Batı karşıtlığı anlamına gelmeyeceği, Türkiye’nin “daimi aday” pozisyonuyla hem Rusya, hem de ABD için “stratejik partner” olmayı sürdürebileceği belirtiliyor.
Yoğun gündem arasında dikkatlerden kaçmaması gereken bu panelin metinlerine DEİK’ten ulaşabilirsiniz.