Ara Güler, "Boşver bunu, olay kapandı; biz röportaj yapalım" diyor. Aslında fena fikir değil. Beyoğlunda Ara Cafeye gidip, Ara Gülerin fotoğraf serüvenini dinlemek isterim. Ancak yaşanan olay da sanat eserlerine özensiz veya bir başka ifadeyle tedbirsiz bir bakışı gösteriyor.Karşımızda fikri haklar ve telif ücretleri ile ilgili herkese örnek olacak bir olay duruyor.Ercan Holding, Nişantaşı ve Harbiyeyi kesen noktada bu yıl içinde Türkiyenin ilk "HIP Oteli" (Highly Individual Place - Yüksek derecede kişilik sahibi otel) olarak isimlendirilen, Bentley Oteli açtı. Rolls Roycetan daha pahalı olan lüks ve konforun birleştiği İngiliz asıllı Bentley otomobilinden alınan bir isim...Otelin tasarımı İtalyanın ünlü mimarı Piero Lissoniye ait... Elbette sadelik ve konforu lüks ile birleştiren otelin duvarlarına da hatırı sayılır tablolar asmak gerekti. İç mimarlar bunun için Ara Gülerin fotoğraf kitabını kaynak olarak kullandı ve saatçının çektiği fotoğrafları astı.Ara Gülere haber verilmedi. Güler de kendi eserlerinin izni alınmadan kullanılmasına itiraz edip, mahkemeye gitti. Sonunda iki taraf geçtiğimiz aylarda anlaştı, Gülere bir bedel ödendi ve sanatçı da davayı geri çekti.Ara Güler sanatçı hassasiyetini elden bırakmıyor, "Divan Otelinin sahibi (Koç ailesi) arkadaşım, onlar assaydı dava açmazdım. Zaten bu otelin sahibinin de benim fotoğraflarımın izinsiz kullanıldığından haberi yokmuş, dekoratörler yapmış" diyor.Hem Bentley Oteli, hem de Ara Gülerin burada asılı fotoğraflarını çok merak ediyorum, gidip bir göreceğim. Siz de Ercanın Gülere kaça para ödediğini merak ediyorsunuz değil mi?2004ün ilk günü hepinize hak ve hukukun çiğnenmediği bir yıl diliyorum. Ve tabii alın terinin para ettiği bir yıl... Haberin bir ucunda ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler, öbür yanında ise yılların Ercan Holdingi... Bir dönemin en renkli ve güçlü işadamlarından Tevfik Ercan, İsviçrenin Lozan Üniversitesinde ekonomi okudu, 1946 yılında iş hayatı başladı. 1973 yılında Ercan Holdingi kurdu. İstanbul Topkapıda MAN kamyon ve otobüs fabrikasını, Yeşilköyde İstanbulun ilk üç otelinden biri Çınarı kurdu. Akip Tekstil, Mahle Piston gibi kuruluşlarını, Meges Boya ve çimento fabrikaları izledi. 1980lerin sonunda bankaların kapanına kıstırılan Ercan, 39 şirket ve 13 bin çalışanı olan bir gruptu; iflasını istedi.Türkiyenin ilk motor fabrikası MAN Motoru kuran Ercan, Ankarada kamyon ve otobüs üreten bir fabrika daha açmıştı. İki fabrikanın o günlerde yatırım değeri 200 milyon mark olarak hesaplanıyordu. Bu yatırımın yarısını öz sermaye ile yapan, diğer yarısını başta İş Bankası ve Vakıfbank kredileri olmak üzere iç ve dış finansman desteği ile gerçekleştiren Ercan yüksek faiz ve enflasyon kurbanı olmaktan kurtulamadı. Turgut Özalın şirket kurtarma modellerinin geçerli olduğu dönemde, Ercan kurban edildi!Bundan 20 yıl önce yalnızca otomotiv sektöründe 400 milyon dolar ciro gerçekleştiren Ercanın hisseleri önce bankalara, sonra da Alman ortağı MANa devredildi. Almanlar firmanın adını MANAŞ olarak değiştirdiler ve Türkiyeyi Avrupanın otobüs üssü yapmayı başardılar. MANAŞın cirosunu 300 milyon euroya, ihracatını ise 155 milyon euroya çıkardılar.Başında artık 86 yaşındaki Tevfik Ercanın oğlu Murat Ercanın bulunduğu Ercan Holding, artık yılda 60 milyon dolar ciro yapan, bünyesinde 500 kişi çalıştıran, 5 şirketli bir kuruluş. Küçülerek bugünlere gelen Ercan, tekstil ve turizm sektöründe faaliyet gösteriyor. Çınar Otele, bu yıl Harbiyede İstanbulun "çok özel" oteli Bentleyi ekledi. syilmaz@milliyet.com.tr Ercan bir dönemin deviydi