Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün çocuğu Ataşehir’se, ebesinin de Ağaoğlu olduğu söylenebilir.
Toplam 5 projede 11 bin 700 konut üreterek başta Ataşehir olmak üzere, İstanbul’da 80 bin kişinin yaşadığı yerleşim alanlarını kuran Ali Ağaoğlu ve yöneticileriyle üçüncü Boğaz köprüsü güzergâhının açıklandığı gün My World’deki ofisinde birlikte öğlen yemeği yiyoruz.
Terasta salatalık yetiştiren, kapıda ceylan besleyen Ağaoğlu, üçüncü köprünün belirlenen “Garipçe-Poyrazköy” güzergâhıyla ilgili olarak “Burası 4’üncü köprü için uygun bir yer olabilir, fazla Kuzey’e yapılıyor. Ancak yine de faydası var. Şehirlerarası nakliyenin bu bölgeye kaymasıyla kent içi trafiği rahatlayacak” yorumunu yapıyor.
Köprünün “İstanbul’un akciğerleri” olarak anılan bölgeye yapılıyor olmasına çok da itirazı yok “100 ağaç gidiyorsa, 1000 ağaç dikersin” diyor.
Ayazma ve Doğu Ataşehir’e toplam 7 bin 500 konutluk iki projeye daha başlayan Ağaoğlu, sık sık yaptığı gibi, İstanbul’da olası deprem tehlikesine dikkat çekmeyi tercih ediyor:
“Haiti’deki depremde yok olan binaları analiz ettirdim, İstanbul’daki yapılardan daha iyi durumdaydılar. 1.5 milyon nüfuslu Haiti’de depremden 320 bin kişi hayatını kaybetti. İstanbul’da aynı şiddette bir deprem olduğunda ölü sayısı
5 milyonu bulabilir. Ordu bile kente giremez!”

‘30 bin kişiyi aradık’
Ağaoğlu konutlarında asıl “nüfus patlaması” Bodrum’da yaşanacaktı. Bundan üç yıl kadar önce Bodrum-Milas’ta Net Holding ile hasılat paylamışı modeli üzerine bir iş ortaklığı kuran Ağaoğlu, 12 ay yaşanabilecek 10 bin konutluk bir proje geliştirmişti.
Anıtlar Kurulu’nun itirazı üzerine inşaat durduruldu. Ağaoğlu “İyi de oldu. Çünkü projeyi Kuzey Avrupa ülkelerinde pazarlamak istiyorduk. Tam da bu sırada Avrupa krizden etkilendi” diyor.
Ağaoğlu boş durmadıklarını, Bodrum projesinde kullanılmak üzere 3 milyon 600 bin bitki ürettiklerini söylüyor.
Geçen yıl krizin ortasında 3000 daire sattıklarını söyleyen Ağaoğlu, işin püf noktasını anlatırken, bir araya gelmesi gereken doğruları sıralıyor: Yer, zaman, proje, marka, pazarlama ve fiyat...
Ağaoğlu, “Bizden ev almak için başvuran, ev alan veya almayan 230 bin kişinin bilgisini tutuyoruz. Projelerimizi bu insanların taleplerine göre şekillendiriyoruz. Ispartakule’de gazete ilanına bile çıkmadan bir haftada 200 daireyi sattık. Tek tek 30 bin kişiyi telefonla aradık”
bilgisini veriyor.

Relight Amerika’ya gitti
Amiral gemisinin “inşaat” olduğunun altını çizen Ağaoğlu, hidrolik ve rüzgâr enerjisine de yatırım yapıyor. Mersin’de kurdukları rüzgâr santralından 9 ayda elektrik satmaya başladıklarını anlatan Ağaoğlu, Hollanda ve İtalyan ortaklı Relight firmasının öyküsünü hatırlatıyor.
Türkiye’de 40 bin MW’ın üzerinde gerçekleştirilebilir rüzgâr enerjisi potansiyelinin olduğunu saptayan Relight, 1 Kasım 2007 öncesinde Bandırma, Balıkesir ve Bursa üçgeninde 396 MW’lık rüzgâr projesi geliştirmiş ve bu portföye ait yüzde 50’nin üzerinde lisans almıştı. Aynı firma rüzgâr lisans başvurularının alındığı 1 Kasım 2007 tarihinde ise iştirakleri ile birlikte İzmir, Mersin ve Kayseri’de de toplamda 462.5 MW’lık lisans başvurusu yapmıştı.
Gürcistan’daki enerji projelerini de takip eden Ağaoğlu, “Relight Türkiye’de 2 milyar dolarlık rüzgâr santralı yatırımı yapacaktı, gerçekleşmeyince lisansını bize sattı, Amerika’ya gitti. Amerika’da 5 milyar dolarlık enerji yatırımı yapıyorlar” diyor.
Masada 1 Kasım 2007 kararının altında imzası olan eski EPDK Başkanı Yusuf Günay da oturuyor ve elbette ona da bir yanıt imkânı çıkıyor:
“Benim dönemimde 1100 MW’lık rüzgâr santralı üretime geçti ve bunların yıllık doğalgaz faturasından sağladığı tasarruf 300 milyon dolardır. Rüzgâr yedek enerji kaynağıdır. Rüzgârın garantisi yoktur, o nedenle sonradan Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi (PMUM) ile taahhüt miktarı üzerinden sözleşme şartı getirilmesi süreci tıkıyor.”
Ağaoğlu Enerji Grubu Başkanı Murat Onuk ise umutlu, “Türkiye’nin enerji ihtiyacı hızla artıyor. Mersin, Bandırma’da rüzgâr; Bingöl’de de HES projesi yürütüyoruz. Türkiye yenilenebilir enerji kaynaklarını devreye sokmalı.”
Ağaoğlu, beni kapıdan uğurlarken kurduğu siteleri gösterip, “İnşaatlarda çekiç sesini çok severim” diyor...
Geçen yıl 1350 kişiyi işe alan Ağaoğlu’na Başbakan ile TOBB arasında istihdam tartışmasını hatırlatıyorum, “Yemek kulübüne bile üye değilim. Meslek örgütlerine inanmıyorum ” diyor; bu sözü de pek sık duymaya başladık!