Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Atlantic Council tarafından düzenlenen,“2010 Karadeniz Enerji ve Ekonomik Forumu”na geri dönmem için, Steve Levine imzalı yazıyı okumam yetti.
Levine’nin, konferansa atıf yaparak kaleme aldığı “Nabucco da diğer boru hatları gibi ölüme direniyor” yazısını, toplantıdan notlarla açmaya çalışacağım.
Konferansın konuşmacılarından ABD’nin Avrasya Enerji Özel Temsilcisi Büyükelçi Richard L. Morningstar, Türkmenistan’ın Güney Koridoru’na (ITGI) katkıda bulunarak gazını Hazar üzerinden mi taşıyacağı, yoksa enerji ihracatını çeşitlendirmek için başka yollara mı sapacağının belli olacağını söylüyordu.
Türkmenistan Dışişleri’nin “TAPI projesi (Türkmenistan, Afganistan, Pakistan, Hindistan) Asya’daki siyasi ortamı iyileştirecek” notu düştüğünü de hatırlatayım.

Nabucco yerine Asya

Levine’in BM Genel Kurulu sırasında, Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhammedov’un, Morningstar’ı konuk ettiğini yazıyor.
Levine bu görüşmede Berdimuhammedov’un, Nabucco’ya destek isteyen Morningstar’dan “Afganistan-Pakistan” tercihi için destek istediğini öne sürüyor.
Elbette insan şaşırıyor, her gün onlarca kişinin hayatını yitirdiği Afganistan nasıl oluyor da enerji koridoru olarak öne çıkabiliyor?
Lafı uzatmayacağım, Morningstar’ın şu cümleleri meseleye son noktayı koyuyor:
Şah Deniz II Konsorsiyumu, gazını Avrupa piyasalarına taşımaya aday 3 taşımacı grubundan (ITGI(İtalya-Yunanistan-Türkiye) TAP (Transanlantik Hattı ve Nabucco) hangisiyle çalışacağına karar verecek. Şah Deniz’in alacağı kararın ardından bu 3 konsorsiyumdan sadece biri ayakta kalacak.

Ermenistan davet etti
Nabucco’nun finansal ve siyasal avantajlarını kimse tartışmıyor; ne var ki, tedarik aşamasında sorunların çözümü yakın görünmüyor.
Konferansın son günü öğlen yemeğinde, “Ermenistan da burada olsaydı” temennisi dile geldi.
O ana kadar kimsenin farkında olmadığı Ermenistan temsilcisi ayağa kalktı ve Rusça yaptığı konuşmasında, “Bölgesel işbirliğinde kenara itilmiş durumdayız. Bölgemizde güvenilir ve emin ortak olmak istiyoruz. Yeni modern bir 1000 mgw’lık nükleer santral kuruyoruz. Nükleer kapasitemiz bölgenin ihtiyaçlarına cevap verecek. Nakil hatlarımıza yatırıma davet ediyorum. ABD ve AB’den ortaklıklar kuruyoruz; Gürcistan, İran ve Rusya ile işbirliği yaptık” sözlerini dile getirdi.

Boğazlar mı, nükleer mi?
Ermenistan’ın nükleer kapasite açıklaması ile Samsun-Ceyhan’a “gaz vermeme” eğilimini ilan eden Rusya’nın tavrı birbirini tamamlıyor gibi...
Açılış konuşmasını yapan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Samsun-Ceyhan Boru Hattı’nın Boğazlar için önemine vurgu yaptığı Atlantic Council’e, Rusya’dan tek bir yetkili katılmamıştı.
Mersin-Akkuyu nükleer santral ihalesini alan Rusya, Samsun-Ceyhan’a gaz vermekten vazgeçerse ikili ilişkiler ne yönde seyreder?
TUSKON’un önceki gün Moskova’da Rusya Sanayi ve Ticaret Odası ile ticari işbirliği anlaşması imzaladığını unutuyor değilim.
Akla gelen ilk tahmini yapayım; Boğazlar’da 15 güne çıkan tanker geçiş sıraları, bir-iki aya uzayabilir.

Polonya-Rusya dengesi
Aynı oturumda, Amerika gibi Polonya’nın da “kaya gazı/şeyl gazı” bulduğu ifade edildi. Avrupa’nın ihtiyacı olan doğalgazın yüzde 20’sinin Polonya tarafından karşılanması durumunda, Rusya’nın alabileceği tutuma dikkat çekildi.
Rusya’nın enerji oyunu içindeki ülkelerden bir diğeri olan Ukrayna’da hidrokarbon üretim ve paylaşım sözleşmelerinin devletleştirilmesini öngören yasa tasarısının Meclis’e geldiğinden söz edildi.
Ukrayna’nın enerji yatırımlarını kamulaştırması nasıl karşılanacak?
Enerji toplantıları böyle işte, sürekli kartların yeniden karıldığına tanık oluyorsunuz. Elinizin en güçlü olduğu anı kaçırmamanız gerekiyor.