16 Nisan referandumunun geride kalmasıyla, referandumda kıl payı farkla kabul edilen yeni anayasa değişikliğiyle ilgili yarış başladı.
Başladı, zira referandumda kabul edilen değişikliğin asıl sonuçları, erkene çekilmezse 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimin ardından görülecek.
Başbakanlık, bu tarihten sonra ortadan kalkacak, partili cumhurbaşkanı, kabine oluşturarak, kararname yetkisini kullanmaya bu tarihten sonra başlayacak. Yeni sistemin asıl uygulamasını bu seçimleri kazanan yapacak.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu nedenle 16 Nisan akşamı, hedefin 2019 olduğunu ve hemen ertesi gün çalışmaya başlayacaklarını söyledi.
Söylediği gibi de yaptı.
En erken yaz aylarında toplanabileceği tahminleri yürütülen Ak Parti kongresi referandumdan hemen 1 ay sonra toplandı, Erdoğan, Ak Parti Genel Başkanlığı görevini yeniden üstlendi. Ak Parti MKYK yenilendi, hemen ardından MYK’nın ve sonrasında teşkilatların yenilenmesi için düğmeye basıldı. Kabine revizyonunun eli kulağında.
2019’un yol haritası
Erdoğan, bakanlıklardan önümüzdeki 6 aylık dönemde yapacakları çalışmaların listesini istedi. Bu 6 aydan sonraki 6 aylık dönem için bir yol haritası oluşturulacağını kamuoyuna açıkladı. Bir yandan partisini dizayn ederken, diğer yandan 2019’a en yüksek desteği alabilmeyi sağlayacak projeler için adım attı.
Hedefi de yüzde 50+1 olarak koydu. Erdoğan’ın son yurt dışı temaslarını da aslında bu yeni dönemle birlikte okumak gerekiyor. Ülke menfaatlerinin sonuna kadar gözetildiği, ancak sıkıntıların en aza indirildiği, yapıcı adımların atıldığı bir diplomatik atak söz konusu.
NATO Zirvesi için gittiği Brüksel’de, referandum sürecinde sorunların en üst düzeye çıktığı AB’nin en etkili isimleriyle görüşen Erdoğan, çantasında 12 aylık bir takvimle döndü.
Ağırlıklı olarak, göç anlaşması konusunda atılacak adımlar, bugüne kadar tutulamayan sözler konusunda ne yapılacağı odaklı takvimde, AB ile taban tabana zıt bakış açıları konusunda da yapılacaklar var.
Türkiye, bu takvim üzerinde yapacağı çalışmalardan sonra AB ile yeniden masaya oturarak, ilişkileri sağlıklı bir zemin üzerine yeniden kurmayı tartışacak.
‘Hayır’ blokunun bileşenleri
Bütün bunlar referandumda “evet” blokunun asıl aktörü olan Ak Parti’nin 2019 hazırlıklarının da bir parçası.
Referandum sonuçlarını, “gayrimeşru” ilan eden, “hayır” blokunun asıl aktörü CHP de 2019 çalışmalarına başladı.
Ana muhalefet partisinde, referandumdan hemen sonra başlayan kongre tartışmaları biraz olsun dinmiş gözüküyor. Tartışmaların yatışması, CHP’nin nasıl bir politika yürüteceğini de daha görünür hale getirdi. CHP, önceki yılların aksine, işi gayet sıkı tutuyor, 2019’a bugünden hazırlanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da referandumda verilen oyun sadece bir partiye verilmediğinin farkında. Yüzde 48.6’lık “hayır” oylarının CHP’ye ait olmadığını biliyor. “Hayır” blokunu oluşturan partilerden Demokrat Parti, Saadet Partisi ve Vatan Partisi liderleriyle yüz yüze görüşmeler gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, konfederasyonlar ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle de buluştu.
Kılıçdaroğlu, HDP ve ÖDP gibi partilerle, MHP’den ihraç edilen Meral Akşener, Sinan Oğan, Ümit Özdağ gibi isimlerle de bir araya gelecek.
Kılıçdaroğlu’nun niyeti, sadece referandum sonuçlarını değerlendirmeye yönelik tek bir görüşme yapmak değil.
CHP’nin düşüncesi, “hayır” blokunu oluşturan, parti, isim ve oluşumlarla teması sürdürmek, mümkün olursa 2019 seçiminden önce tüm bu kesimlerin katılımıyla hazırlanan bir anayasa metniyle seçmenin karşısına çıkmak.
Yeni anayasa ve beyanname
Ana muhalefet partisi, bu anayasa metninde sadece başkanlık sisteminin ortadan kaldırılmasını ve mevcut sistemin 2019’dan sonra da devam etmesini amaçlamıyor.
Mevcut anayasanın sorunlu olan ve bugüne kadar üzerinde uzlaşılamadığı için düzeltilemeyen arızalarının giderildiği yeni bir anayasa metniyle seçmenin önüne çıkmayı hedefliyor.
Bu doğrultuda, “hayır” bileşenlerinin birlikte çalışması, belki bir komisyon masasında buluşabilmesi Kılıçdaroğlu’nun görüşmelerinin asıl amacı.
CHP, böyle bir anayasa metni hazırlanabilirse, paralel olarak seçimin kazanılması durumunda başkanlık rejiminin yetkilerinin kullanılmayacağına yönelik bir beyannameyi de topluma açıklamayı tasarlıyor. 2019 için ortak bir aday belirlenmesi ya da CHP’nin belirleyeceği bir aday için destek istenmesi ise öncelikli görülmüyor.
Olgunlaşmış görüş, diğer parti ve oluşumların bir aday için zorlanmaması gerektiği yönünde.
Muhalefet cephesi de 2019 için sıkı çalışıyor.