Deniz turizminin yanı sıra görülecek birçok yeri, yapılacak birçok aktivitesi ile Fethiye, tatil severler için çok yönlü bir seçenek. Fethiye’de görülmesi gereken yerlerin başında ise Kayaköy geliyor.
İlk olarak 1996 yılında henüz çocukken gittiğim Kayaköy, tekrar gitmeyi hep istediğim yerlerden biriydi. O zamanlar ile ilgili hatırladığım tek şey ise bize rehberlik yapan kişinin, Kayaköy’deki manyetik etki yüzünden kimse burada fotoğraf çekemiyor demesiydi. Elimizde analog fotoğraf makinelerinin olduğu dönemde, Kayaköy’de çektiğimiz tüm fotoğraflar da yanınca gerçek diye düşünmüştük. Yıllar sonra tekrar görme şansı bulduğum Kayaköy’de bu defa gönlümce çektim fotoğrafları. Dar sokakları, harap olmuş taş binaları ve yerleşim düzeniyle çok etkileyici bir atmosferi olan Kayaköy, hatırladığımdan çok daha büyük bir alanmış.
Fethiye’nin 8 Km. güneyinde bulunan ve Antik Dönemde Karmylassos olarak bilinen Kayaköy’ün geçmişi, filolojik verilere göre M.Ö.3000 yıllarına kadar gitmesine karşın mevcut kalıntılarda M.Ö.4.yy.dan daha eskiye ait bir yapı henüz tespit edilmemiştir.
Kentte yamaca dayalı olarak görülen yapı gruplarının tamamı Osmanlı İmparatorluğu’nun geç dönemlerinde, azınlıklara tanınan haklar sonucu iskan edilen Rumlarca yapılmıştır. Adının Kayaköy olduğuna aldanmayın. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde 3000 nufüsa ulaşmış bir yerleşim yeri burası.
Türkiye Cumhuriyetinin Kuruluş yıllarında bölgede yaşayan Rumların, Batı Trakya’daki Türkler ile yer değiştirmesi sonucu boşaltılan kentteki yapıların ahşap olan kapı pencere ve üst örtü sistemlerinin, doğal etkenler ile tahrip olmasıyla kent, hayalet bir şehir görünümü almıştır. Terk edilen kentte, kullanıldığı dönemde her biri 50 m2’den büyük olmayan manzara ve ışık açısından birbirinin önünü kapatmayan genellikle alt katları kiler olarak kullanılan, ikişer katlı, girişte çatıdaki yağmur sularının toplandığı, zemin altı sarnıçlarının olduğu 350-400 konut bulunmaktadır. Konutların yanı sıra evlerin arasında çok sayıda şapel, 2 büyük kilise, 1 okul binası ile 1 gümrük binası yer almaktadır.
Orijinal ismi Taksiyarhis olan Yukarı Kilise, yerleşimin ortasına yakın bir tepenin üzerine kurulmuştur. Yukarı Kilise’nin kuzey kesimdeki boş alan ve çevresi, kentin ticari alanını oluşturmaktadır. Yapılar bugün tam olarak tanımlanamasa da kullanıldığı dönemde çevrede kahve, kasap, manav, bakkal, kumaşçı gibi dükkanların bulunduğu bilinmektedir.
Yerleşimin batısında bulunan Panagia Pirgiotissa isimli Aşağı Kilise ise bir dönem cami olarak da kullanıldığı için günümüze daha iyi korunarak ulaşmıştır. Normalde kilise içerisini ziyaret etmek de mümkün ancak bizim bulunduğumuz tarihte ziyarete kapadıkları için biz içini göremedik.
Yaz dönemi 10.00-19.00, kış dönemi ise 08.30-17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilen Kayaköy Ören Yeri’ne giriş ücreti 10 TL olmakla birlikte müze kart da geçerli. Aynı zamanda halen kullanılan bir yerleşim yeri olan Kayaköy mahallesinde, konaklamak ve yemek için birçok seçenek de mevcut.
instagram.com/senay_muratdogru/