Elemelerin ilk maçına deplasmanda kazanarak başlamak önemliydi. Bunu zor da olsa gerçekleştirdik.
Oyun olarak ise ciddi sıkıntılar yaşadık. Başlangıç kadrosunda orta sahanın defansif açıdan zayıf olması ve 3’lü savunmadaki boşluklar rakibe önemli fırsatlar ve boşuklar verdi. 10. dakikada Ozan’ın kendi ağlarımıza gönderdiği topla mağlup duruma düştük. Rakip kendi savunmasından çok hızlı çıktı. Organize bir şekilde savunma arkasına sarktı ve öne geçti: 1-0.
Bu gole 28’de Cengiz’in şutu ile karşılık vermeye çalışsak da gol Orkun’un ayağından geldi. Ceza sahası dışında etkili bir vuruşla 35’te skoru dengeledik: 1-1.
İkinci yarı değişiklik zamanıydı. 3’lü sistem istenen şekilde işlemedi. Ve 4’lü savunmaya döndük. Orta sahaya defansif açıdan etkili olan Salih eklendi. 5-4-1 düzeninde oynayan rakibe karşı ikinci yarı Kerem hamlesi de gelince toparlanma söz konusu oldu. Maça belki de başlaması gereken kadro ve diziliş ikinci yarı sahada olunca fırsatlar ve gol geldi.
Kaleci Mert’in savunma
Rakibin gücünü de hesaba katarsak Fenerbahçe’nin deplasmandaki en iyi 45 dakikalık performanslarından biriydi oyun olarak. Tek eksik goldü. 3’lü savunma kusursuz oynadı. Altay’a ciddi bir top gelmedi. Kaçan net üç pozisyon ve toplamda beş, altı önemli gol fırsatı vardı. Etkili paslar sonucu içeri giren Ferdi 8’de kötü vurdu.
28’de Valencia’nın müthiş ara pasında King karşı karşıya kaçırdı. 45’te Ferdi’nin ortasında King rahat pozisyonda dışarıya attı.
Fenerbahçe’nin bu performansında rakibinin oyun anlayışı da önemliydi. Topu oyuna sokmak isteyen, topa hakim olmaya çalışan, oyunu geriden kuran takımlara karşı Fenerbahçe’nin sistemi çok daha etkili işliyor. Savunma arkası paslar, önde baskı, kapılan toplar ve hızlı hücumlarla Sevilla savunması çok zor anlar yaşadı.
Fenerbahçe’nin dalga dalga ataklarına önlem alamayan savunma oyuncuları arasında ufak çaplı tartışmalar da yaşandı.
Savunma arkasına atılan toplarda Kaleci Dmitrovic adeta libero gibi oynamak zorunda kaldı.
Anc
İki takımın oyunu ve felsefesi sebebiyle maç öncesi beklenti yüksekti.Beklenin de üzerinde bir ilk yarı oldu hatta maç oldu. En çok şut çekilen ilk yarıydı. Hakem ve VAR’ın tartışmalı kararları vardı.Mert Hakan’ın attığı klas gol, elle oynama gerekçesiyle iptal edildi. Ardından Batshuayi’ye ceza sahasında yapılan net müdahaleye “devam” dendi. Hakemin 25 dakika içindeki bu tartışmalı kararlarına rağmen oyun bundan etkilenmedi.Orta sahaların çok çabuk geçildiği ve topun bir o kale bir bu kaleye gittiği bir ilk yarıydı.İrfan Can’ın elle müdahalesi sonrası ev sahibi penaltı kazandı. Altay ayağıyla topu çıkardı ve skoru 32’de dengede tutmayı başardı. Adana Demirspor özellikle Onyekuru ile savunmayı zorladı. 40. dakikada Jesus Osayi’yi hazırlamaya başladı. Fenerbahçe birçok kez gole yaklaştı. Çizgiden iki topu savunma son anda çevirmeyi başardı. 53’te ev sahibinde Emre’nin şutu direkten döndü. İkinci yarı ilk yarıya göre tempo normal seviyede başlasa da son bölümlere doğru yine
Önemli iki değişiklik söz konusuydu. Arda ve Zajc gibi Jesus’un ilk tercihleri olmayan oyuncular dün 11’deydi. Önde baskı, rakibi dengesiz yakalama ve temaslı oyun üzerine bir plan kuran deneyimli çalıştırıcının sistemi son dönemde etkili çalışmıyordu. Pas ve set oyununa yatkın iki ismin sahada olması oyunda değişiklikleri beraberinde getirecekti. Bu ikili etkili pas bağlantıları kurmaya çalışasa da takımın genelinde bir uyum problemi gözüküyordu.Kolay top kayıpları ve basit hatalar, sarı lacivertliler öne geçene kadar sürdü.Kasımpaşa, rakibinin sağ kanadına çalışmış. Taç atışında bu bölgeye hızlı oynadı ve golü buldu. Dışa çevrilen topta bomboş durumdaki Fall golü 24’te buldu: 0-1
Konuk ekip benzer pozisyonu ilerleyen dakikalarda bulsa da Arao bu sefer vuruş izni vermedi.Savunma arkasına atılan top sonrası penaltı kazanıldı. Jesus’un uyarısıyla Batshuayi yerine atışı kullanan Valencia topu direğe nişanlandı. Kaleci öne çıktığı için tekrar edilen atışta golü buldu: 1-1
37’deki gol sonrası klasik bir
Zirve mücadelesi verdiği beş rakibinden dördünün kazandığı haftada kritik bir virajdı Ümraniyespor maçı. Osayi ve King, hafif sakatlıkları sebebiyle yoktu. Özellikle King’in yokluğu ofansta kritik anlarda ortaya çıktı. İlk 15 dakika sarı-lacivertliler öne geçecek fırsatları bulsa da pozisyonları bitiremedi. 9’da kaleci Orkun iki defa devleşti. Önce Rossi ardından Batshuayi’nin vuruşlarını çıkardı.
14’te Valencia zoru yaptı. Kolayı yapamadı. Dört rakibinin arasından sıyrılıp kaleci ile karşı karşıya kalsa da Orkun zor pozisyonda gole geçit vermedi. Jesus ikinci yarı Emre Mor’u oyuna alarak ofansa takviye yaptı.
Ferdi sahanın her yerindeydi. Tek başına sürüklediği atakların yanısıra 63’te çok önemli bir atağı da kesti.Ümraniye artık rakip yarı sahada daha fazla gözüküyordu. 72’de Geraldo’nun şutu direkten döndü.Fenerbahçe aradığı golü bir uzun topla buldu. Szalai savunma arkasına oynadı. Batshuayi müthiş kontrol ve bitirici vuruşla takımını 73’te öne geçirdi: 0-1
Ev
Fenerbahçe’nin oyun sistemi bir çıkmazda. Jorge Jesus’un oynatmak istediği oyunun olmazsa olmazları tempo, önde baskı, rakibi hazırlıksız yakalama, temaslı ve fiziksel oyun...
Belli bir noktaya kadar bu sistem muhteşem şekilde işledi. Ardından yoğun maç temposu, sakatlıklar, rotasyon sıkıntısı ile teklemeye başladı. Zaman geçtikçe rakipler önlemler almaya başardı.
Bu sistemden büyük keyif alarak oynayan oyuncuların da artık eskisi kadar keyif almadığı ortada. Çünkü sistem işlemiyor. Dolayısıyla ana plana tekrar dönmek için bir ara plana ihtiyaç var. Bu, felsefeden ya da oyun idealinden vazgeçmek demek değil. Bir toparlanma, nefes alma süreci diyelim buna...
Bu ara düzenin olmazsa olmazı da Arda Güler olmalı. Çünkü bu çıkmazdan; zekası, soğukkanlılığı ve yeteneği ile çıkarabilecek tek kişi. Takımın en kaliteli, soğukkanlı, çabuk düşünen ve bitirici oyuncusu.
Fiziksel olarak gelişimi sürüyor. Buna bağlı olarak savunma yönü çok güçlü değil. Temaslı oyun da sıkıntılar
Önde baskı yapan Fenerbahçe’nin en büyük zaafı, savunma arkasına atılan toplardı. Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk da buna göre bir kadro çıkardı. Klasik bir 9 numara yerine, Barış Alper’i ileri uca koydu. Genç futbolcu maça damga vuran isimlerden oldu.
Savunma arkasına koşuları önce savunmanın devamında da sarı-lacivertli takımın dengesini bozdu. 9’da hızlı hücumla rakibini eksik yakalayan sarı-lacivertliler, 17’de de Rossi ile net bir fırsatı kaçırdı. Bu pozisyon sonrası oyun önce dengelendi. Sonrasında üstünlük konuk ekibe geçti. 32’de sarı-kırmızılılar, Oliviera’nın golü ile öne geçti: 0-1 Köşe vuruşundan gelen topa Portekizli sert ve düzgün vurdu.
36’da Muslera’nın sahneye çıktığı ve net kurtarış yaptığı pozisyon vardı. Galatasaray’ın sürekli savunma arkası koşuları ve oyunu genel olarak kontrol ettiği bölümlerden sonra 46’da Lincoln, 70’de İrfan Can, Valencia, Zajc hamleleri geldi. Galatasaray da bunlara Yunus ve Torreira hamleleri ile karşılık
Kontrollü bir maç bekliyordum. Ancak ilk yarı bu durum beklediğimin de üzerindeydi. King’in 13’te direkten dönen şutu dışında neredeyse en önemli anlar çıkan altı sarı kart oldu.
Trabzonspor kaybederse fark 9’a çıkacak, Fenerbahçe kaybederse rakibini çok yakınında bulacaktı. Bu hesaplar devreye girince riskler minimumda tutuldu ilk bölümlerde. Trabzonspor, rakibin etkili önde baskısını kesti. Fenerbahçe de deplasmanda olmasına rağmen pozisyon vermedi.Tam bir orta saha mücadelesi şeklinde geçti oyun, 55 dakika boyunca. Trabzonspor aradığı fırsatı buldu. Fenerbahçe’den sezon boyunca görmeye alışık olduğumuz hızlı hücumu Trabzonspor’dan gördük. Abdülkadir kritik yerde topu kaptı ve sarı-lacivertlilerin az adamla ve dengesiz yakalanmasını sağladı. Trezeguet iyi taşıdı ve zamanında pası verdi. Visca karşı karşıya kaldı. Altay çok net bir fırsatı önledi. Bu pozisyon sonrası tempo arttı. Birkaç dakika sonra Crespo’nun kırmızı kartı sonrası maç tamamen değişti. Jesus hemen değişikliğe gitse de gole engel