Almanya Başbakanı Angela Merkel Türkiye’ye yapacağı ziyaret öncesinde bir grup Türk gazeteciye konuştu: İmtiyazlı ortaklık şimdi müzakere edilen 35 fasıldan 28’ini kapsayacak
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye için AB’ye tam üyelik yerine önerdiği “imtiyazlı ortaklıktan” geri adım atmayarak, bununla mevcut üyelik müzakerelerindeki 35 fasıldan 28’ini kapsayan bir
işbirliği öngördüğünü söyledi.
29-30 Mart tarihlerinde Türkiye’ye bir ziyarette bulunacak olan Merkel, Ankara’daki görüşmelerinde Kıbrıs meselesinin önemli bir yer tutacağını ve Türkiye’nin limanlarını Rum bandıralı gemilere açmasını isteyeceğini açıkça hissettirdi.
VİZE MÜJDESİ YOKMerkel ayrıca vize konusunda herhangi bir müjde vermedi. Bu konuda ilerleme sağlanmadan önce Türkiye’nin dış sınırlarının güven altına alınması ve kaçak işçilerin iadesi anlaşmasının Ankara tarafından kabul edilmesi gerektiğini belirti.
Başbakan Merkel, Türkiye ziyaretinden önce Berlin’deki Başbakanlık binasında bir grup Türk gazeteciyi kabul etti. İki ülke arasındaki önemli ortak çıkarların varlığına işaret eden Merkel, bunlardan birisinin terör ile mücadele olduğunu belirtti.
PKK’yı onaylamadıklarını sözlerine ekleyen Merkel, “Siyasi emeller barışçıl amaçlarla güdülmelidir” dedi. Ancak, terör ile mücadelenin hukuki ilkeler çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini de vurguladı.
UCU AÇIKMerkel, AB konusuna değinirken de, işbaşına geldiğine “ahde vefa” kavramının önemine işaret edip müzakerelerin sürmesine olanak sağladığını hatırlattı. Ancak Türkiye’nin müzakere sürecinin “ucu açık bir şekilde sürmekte olduğunu” da vurguladı. Bu müzakerelerin tam üyelikle sonuçlanmayabileceğini, böylece bir kez daha dile getirmiş oldu.
Merkel, Başbakan Erdoğan ile yapacağı görüşmelerde Türkiye’nin, “Ankara Protokolü” gereğince, limanlarını Kıbrıs Rum bandıralı gemilere açması konusunun da önemli bir yer tutacağını açıkça hissettirdi. “Ankara Protokolü’nün uygulanmasıyla ilgili birtakım noktaların aydınlanması gerekiyor” diye konuşan Merkel, üyelik müzakerelerinde bazı fasılların açılması ile ilgili sorunları da yapacağı görüşmelerde ele alacaklarını sözlerine ekledi.
Almanya’nın Türkiye’de güneş ve rüzgâr enerjisi projeleriyle ilgilendiğini kaydeden Merkel, Nabucco boru hattı projesine de büyük önem atfettiklerini belirtti. Türkiye ziyaretinde kendisine bu nedenle çok sayıda işadamının refakat edeceğini söyledi.
Açıklamalarından sonra birkaç soruyu da yanıtlayan Merkel, “Türkiye’nin AB üyeliğine niçin karşı olduğuna” ve “imtiyazlı ortaklığın ne anlama geldiğine” dair bir soruyu yanıtlarken şunları söyledi:
“İmtiyazlı ortaklık dediğim zaman bu şu anlama geliyor: Türkiye ile AB arasında iç içe geçmiş ilişkilerimiz var. Müzakere edilen 35 fasıl var. Bunlardan 27-28’i eminim ele alınabilir ve bu da gerçekten imtiyazlı bir ortaklık anlamına gelir. Kurumsal iç içe geçiş gibi bazı noktalar ise kapsam dışında kalır.”
EKSEN DEĞİŞTİRMEZMerkel Türkiye ile AB’nin, ekonomik işbirliğinin yanı sıra, NATO üzerinden savunma konusunda ve Avrupa Savunma ve Güvenlik Politikası açısından zaten birlikte çalıştığına işaret etti. “Bütün bunlar tam üyelik olmadan imtiyazlı ortaklık kapsamına giren ilişkilerdir ve bugün olandan daha sıkı bir ilişki söz konusudur” dedi.
İmtiyazlı ortaklık fikrinin Türk halkını AB’ye karşı soğutmasından ve Türkiye’nin eksen değiştirmesinden endişelenip endişelenmediğine ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Merkel, şöyle konuştu:
“Ben Türkiye’nin eksen değiştirmeyeceğini umuyorum tabii ki. Çünkü biz Avrupa ile olan işbirliğinin sürmesini istiyoruz. Özellikle dış politikada birçok ortak faaliyetimiz olabilir. Ortadoğu barış sürecine baktığımız zaman Türkiye çok önemli girişimlerde bulundu. Hem bizim tarafımızdan, hem de AB tarafından destekleniyor bunlar. Yani eksenlerimizin koşut olmasına çok önem veriyoruz.”
Merkel, şimdilik bundan daha önemli konuların olduğunu belirterek tekrar Kıbrıs meselesine ve Ankara Protokolü’nün uygulanmasına işaret etti ve “Bunları sormak daha önemlidir. Gül ve Erdoğan ile bu noktaları ele alacağız” dedi.
ASİMİLASYON YANITIErdoğan’ın Almanya’daki Türklere asimile olmamaları çağrısında bulunmasına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Başbakan Merkel, kendisinin de bu tür bir asimilasyonu kesinlikle istemediğini söyledi. Almanların da bunu beklemediğini kaydederek, “Fakat ortak dilimiz Almanca ve tabii ki yasalara ve geleneklere uyulması gerekiyor. Ulusal uyum planımız var. Ama asimilasyonu kimse beklemiyor” diye konuştu.
‘Vize için daha yapacak çok iş var’
Türklere vize kolaylığıyla ilgili bir soruyu da yanıtlayan Merkel, AB ve Türkiye arasındaki görüşmelerde suçluların iadesi ve kaçak göçmenlerin iade konusunun görüşülmekte olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Vize konusunda tek engel oluşturan nokta iade konusudur. Türkiye’nin dış sınırları İran, Irak, Suriye ve Gürcistan’dır. Türkiye üzerinden buraya gelenler açısından bu sınırların her zaman bizlerin kendimizi güvende hissedeceğimiz şekilde olduğuna tam inanmıyoruz.”
Schengen alanına dahil ülkelerde Türk vatandaşlarına vize yükümlülüğünün kaldırılması konusunda bir mutabakat olmadığını da vurgulayan Merkel şunları kaydetti: “Bu konu üzerinde çalışılması gerekiyor. Başbakan Erdoğan ile bu dış sınırlar konusunda neler yapılabilir, Türkiye neler yapabilir, bu vize adımının günün birinde atılması için neler yapılması gerekir diye görüşeceğiz. Vize muafiyeti tabii ki güzel bir hedef, ama önümüzde yapacak çok iş var.”