Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Slovenya’ya yaptığı resmi ziyaretten dönerken, uçaktaki gazetecilere son günlerde tekrar tartışmalara neden olan YÖK ve rektör atamaları konusunda açıklamalarda bulundu.
12 Eylül’den kalma bugünkü YÖK sisteminin mutlaka değişmesi gerektiğini söyleyen Gül, “üniversitelerin Türkiye’nin en geri kalmış kurumları olduğunu” belirtti. Cumhurbaşkanlığı sırasında kendisini en çok rahatsız eden şeyin rektör atamaları olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Gül şunları söyledi:
“Bugünkü YÖK sistemi 12 Eylül’de o dönemin bir tepki yasası oldu. 30 sene geçmiş inanılmaz değişiklikler olmuş, ama üniversite sistemimiz hâlâ o. Bu doğru değil. Üniversiteler Türkiye’de toplumun en geri kalan kurumları oldu.”
Gül, Türkiye’de iyi üniversitelerin olduğunu teslim etmesine karşın sözlerine şöyle devam etti:
“ODTÜ ve Boğaziçi ile Anadolu’da herhangi bir üniversiteyi aynı statüde, aynı kurallarla, aynı yöntemlerle yönetirseniz, hepsinin aynı çizgide olmasını isterseniz bu gerilemek anlamına geliyor üniversitede. Yoksa ‘üniversiteler Türkiye’de geri kaldı’ derken üniversite hocalarını, üniversiteleri suçlamıyorum. Sistemden dolayı böyle oldu.”
Türkiye’deki rektörlerde bir vali, belediye başkanı, hatta bir başbakanda bile olmayan yetkilerin olduğunu kaydeden Gül, bu yetkilerin 12 Eylül öncesindeki olaylar ve onların kontrolü ile ilgili olduğunu belirtti. “Bu durum günümüze uymuyor” diyen Gül, şöyle devam etti:
“Böyle olunca da rektörlerin seçimleri inanılmaz bir yarış oluyor. Bu yarışta neler dağıtıyorlar. Kadrolar veriliyor verilmiyor, ona göre falan yapılıyor. Onun için bu sistem doğru değil.”
Bu durumun “inanılmaz yaralar” açtığını da sözlerine ekleyen Gül, “Beni en çok rahatsız eden şey Cumhurbaşkanlığım sırasında rektör atamaları oldu” diye konuştu. Marmara Üniversitesi’ndeki son tartışmalı rektör atamasına da değinen Gül bu konuda şunları söyledi:
“Ben onları mülakata tabii tutmuyorum ki. Mülakata tabii tutan kim. Benim adıma bir yükseköğretim kuruludur. Marmara’da bakın rektör hanımın yakında emekliliği gelmiş. Bunu ben bilmiyorum tabii. Ama mülakatı yapan YÖK heyeti bunları detaylı olarak bildikleri için oylamalarında bunlar da etkili oluyordur.”
Rektörlüğün aslında idari bir görev olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, bu göreve bazen en değerli bilim adamlarının getirildiğini söyledi. O bilim adamlarının da akademik olarak en verimli olmaları gereken bir çağda zamanlarını idari görevlerle geçirdiklerini belirtti.
Üniversitelerle ilgili bu genel durumu “Türkiye’nin şu anda en zayıf noktası” olarak tanımlayan Gül, “Bunların yeniden düzenlenmesi gerekiyor” dedi. Dünyadaki başarılı üniversitelerden örnek alınmasını isteyen Gül, bu çerçevede Sabancı Üniversitesi ile Koç Üniversitesi’ndeki rektör seçimlerini de örnek olarak gösterdi.
Bu üniversitelerin mütevelli heyetleri olduğunu ve komiteler kurduklarını kaydeden Gül, üniversitelerin sayısının çok olmasının da önemli olmadığını, önemli olan şeyin kalite olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Gül, üniversitelerden mezun olanların iyi bir eğitim görerek mezun olmaları ve “ben üniversite mezunuyum diye piyasada çok rahat dolaşabilmeleri” gerektiğini söyleyerek, bunu sağlamasının Türkiye için çok önemli olduğunu belirtti.