Nikos Anastasiadis 'Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti' Cumhurbaşkanı seçilince; gözler Ada'ya çevrildi.
"Evetçi başkan seçildi, çözüm için fırsat" yorum ve açıklamaları oldu.
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da, telefonla kutladığı mevkidaşı Anastasiadis'e, "görüşmelere hazırım" mesajı verdi.
Eroğlu önceki hafta bir bunu "yazılı" olarak Anasatasiadis'e iletti.
Nikos Anastasiadis’in, Cumhurbaşkanı Eroğlu’na cevavı ise gecikmedi.
Mektubunda; "yeni müzakerelerin, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerin yanı sıra tüm bölgenin yararına olacak, Kıbrıs sorununu çözümüne götürmesi gerektiğini” vurgulayan Rum Başkanı, önemli bir noktaya dikkat çekiyor.
Bu da zaman!
Kıbrıs için iyi ön hazırlık şartı!
Rum lider, "çözüm" temennisinin ardından, "müzakerelerinin 'iyi ön hazırlık gerektirdiği' üzerinde duruyor.
Yani "eski başarısızlıklara" işaret ediyor.
"İyi hazırlanalım ve bu işi öyle çözelim" önerisi atıyor ortaya.
"Fikirler ve düşünceler olabilir" ama "zemin hazırlanmalı" teklifi yapıyor.
Anastasiadis'in mektubu bir kez daha gösteriyor ki, Rum liderin öncelikleri arasında Kıbrıs yok.
Ki haklı olarak, Rum halkının ekonomik sıkıntılarını çözmek amacıyla mücadele edecek.
Seçimlerde de bu yönde yaptığı kampanyalar nedeniyle oy aldı.
"Ekonomiyi düzelteceğim, lider gerekir bunun için" dedi.
Şimdi kimse "kısa zamanda" Kıbrıs konusunda "adım beklemesin..."
Anastasiadis, "ekonomik hareketlilik" ardından Kıbrıs konusuna zaman ayıracak.
Rumları "biz çözüme hazırız" diye zorlamaya da gerek yok.
Hazır olduklarında "masada" olmak zorundalar.
Bunu kendileri de yakından biliyor.
Yapısal düzenlemeler şart
Rumların çözüm masasına gelmesini beklerken, Kuzey Kıbrıs'taki "yapısal bozuklukları" da gidermek gerekiyor.
Ülkede "özelleştirmeden" tutunda, devlet yönetiminde aksayan yerler mutlaka iyileştirilmeli.
Halkın "rahatlığı" için atılması gereken adımlar "kişisel" çıkarlar uğruna heba edilmemeli.
Türkiye ile yapılan Ekonomik İşbirliği Protokolü'nün gereği ülkeye gidecek 1 milyar 300 milyon TL, "yandaşlara" dağıtılacak şekilde "kullanılmamalı..."
Bu yönde Ankara'nın "rahatsızlıklarına" neden olan "savurganlıklar" var.
Bunu Ankara'daki yetkililer görürken, KKTC yönetiminin "hiçbir şey olmamış gibi hareket etmesi" kabul edilemez.
Ankara'ya düşen görev
Bu nedenle Ankara'nın yeni süreçte, Kuzey Kıbrıs'ta "ikili oyunlara" izin vermemesi gerekiyor.
"İkili oyunların" içerisinde olanların deşifre edilerek, Kıbrıs Türk toplumunun bilmesi sağlanmalı.
Ekonomik alanlarda, sosyal alanda ve Kıbrıs konusunda.
Bu yapılmadığı sürece, 'ikili oyunun aktörleri' her konuda Türkiye'yi suçlamaya devam edecektir, ama "kapalı kapılar" ardında.
Sonra ise Kıbrıs Türk halkı ile Ankara'nın karşı karşıya gelmesi sağlanacaktır.
Buna artı mutlaka "dur" denilmek zorunda.
