Zoom, WhatsApp araması, Facetime, House Party derken, son bir yılda belki de en çok ekranda duran vesikalık boyutundaki yüzümüzü gördük. Aynada bile bu kadar incelememişizdir kendimizi
Kişinin rüyasında aynaya bakması, hayır ve gurura delalet eder derler. Bazı rüya yorumcularına göre ise kısmete işaret eder. Aynanın büyüklük ölçüsünde, temizliği ve parlaklığı oranında derece ve mertebeye de işaret ettiği söylenir. Kişinin rüyasında gördüğü ayna parlak ise gamdan ve üzüntüden kurtulmak anlamına geldiği, kirli ve paslı bir ayna ise rüya gören kişinin dertleneceği bilinir” diyor enguzelruyatabirleri.com.
Estetikte ikinci dalga
Pandemiyle birlikte hayatımızın merkezine yerleşen video aramalarda ekrandan kendimizi o kadar inceledik ki, her mimiğimiz, yüzümüzdeki her defo beynimize kazındı adeta. Geçenlerde bir kız arkadaşım muhabbetin ortasında “Dişlerimi yaptırmaya karar verdim. Bak, şu öndekilerin arası açık ya, ekranda feci duruyor” diye dert yandığında içimden dedim: “Bebeksi Instagram filtreleri dengemizi bozduğunda estetik patlaması yaşanmıştı. İkinci dalga da video aramalar yüzünden geliyor.” Aynı rüya tabirinde sözü geçtiği gibi, o küçücük ekrandaki görüntümüz parlaksa gururlanır, suretimiz gözümüze paslı geliyorsa dertlenir olduk.
Altı kaval üstü şişhane
Bir yıldır aynı eşofman-pijama-spor ayakkabı üçlüsüyle yaşıyoruz. Birisi “Şu topuklularla düz çizgide yürü” dese düşüp bacağımı kırarım. Kimse renk vermiyor ama bence banyo yapma sıklığı düştü. Saç tarama sıklığı zaten yerlerde. Makyaj desen sıfır! Botoks yaptırsan boşuna para, arkadaşımın dediği gibi dişini yaptırsan hadi o bir nebze geleceğe yatırım. Önemli bir video araması gelse altımız kaval üstümüz şişhane bir halde ekrana çıkıyoruz. E çok da tuhaf olmasa gerek bu halimiz.
Bir sesimiz eksikti
Önceki yıllarda yapılan bir araştırma, Instagram’da gezinirken en çok ne tarz fotoları incelediğimizi masaya yatırmıştı. En çok kendi fotolarımıza bakıyormuşuz arkadaşlar. Ve şimdi, bunun üzerine bir de kendi canlı kanlı görüntümüz eklendi. Umuyorum ki hayatımıza giren ClubHouse yüzünden bir de sesimize kafayı takmayız: “Sesim kaval gibi çıkıyor”, “Ay borazan gibi bağırıyorum” deyip de ses tellerimizi elletmeyiz. Yok, başka türlü olmayacak, birazcık görüntümüzden uzaklaşmamız gerek. Eski usul, ahizeye kulağımızı dayayıp şakıdığımız günlere dönüş vakti geldi.
Haftanın güzellikleri
Six Senses Kocataş Mansions: Sarıyer’in Boğaz’ı kucaklayan en etkileyici noktasında, Osmanlı döneminden kalma iki tarihi yalının ortasındaki mermer avluda, şık bir masada oturuyorum. Sağ önümde ince bellide çayım, sol önümde yalnızca ekolojik ürünlerle hazırlanmış yiyecekler duruyor. Rüya değil, gerçek! Kırk üç odasıyla bizleri tarihin parlak bir sayfasına ışınlayan bu etkileyici yapıyı deneyimleyin derim. Yakın bir zamanda SPA’sı da kalbimizi çalacak gibi görünüyor.