Şebnem Burcuoğlu

Şebnem Burcuoğlu

sebnem.burcuoglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçmiş bize hem romantik hem de melankolik gelir. Özellikle on dokuzuncu yüzyılı anlatan dizilerdeki kıyafetleri, mekanları, aşkları iç çekerek izlememiz belki de bu yüzdendir

Gözlemlediğim, okuduğum ve izlediğim kadarıyla her nesil, kendinden önceki nesli daha gerçekçi buluyor. Ne zaman uzak geçmişi konu alan bir film, dizi izlesek iç çekip “Vay be... O zamanki aşklar gerçekmiş” lafını bu kadar sık etmemizin sebebi bu bence. Özellikle de 1800’lerin sonunu ayrı seviyor, kucaklıyoruz. Sanki o zamanda aldatma, kalleşlik, çalkantı, kıskançlık, görgüsüzlük yokmuş gibi. Doğruya doğru, varmış ama büyük bir zarafet de varmış. Bir daha asla yakalayamayacağımızı düşündüğüm bir zarafet hem de. Dizi aleminin yenisi “Gilded Age” (Yaldızlı Dönem) de tam bu duygularımızı coşturan türden bir iş gibi görünüyor.

Haberin Devamı

SINIFLAR SAVAŞI

Kült dizi “Downtown Abbey”nin yaratıcısı Julian Fellowes, bizleri “Gilded Age” ile tanıştırıyor bu ay. “1800’lerin sonu... Fevkalade zenginliğe sahip kişiler, New York’a geldiklerinde yaklaşık 200-300 yıl önce şehre mükemmel şekilde konumlanmış İskoç ve İngiliz kimliğe sahip üst sınıf kişilerle karşılaştılar. Ancak bu insanlar fazlasıyla mütevazıydı ve saygın bir hayat sürdü. New York sosyetesi de o dönem böyleydi. Ancak yeni gelenler için bu yetersiz oldu. Onlar daha büyük ve gösterişli şeyler yapmak istediler. Beşinci caddeye saraylar inşa ettiler ve kuzeye doğru büyük bir ilerleyiş içine girdiler. Böylece yeni ve eski aileler arasında mükemmel bir güç savaşı başladı,” şeklinde anlatmış yeni dizisini Fellowes. New Yorklu burjuva aileler ile “parayı sonradan görenler” olarak tabir edebileceğim aileler arasındaki prestij savaşını aktarıyor.

Aslında tüm kast kafamda oturmuştu. Louisa Jacobson hariç. “Bu rolü keşke başka biri oynasaymış” diye düşünürken bir de baktım, efsane oyuncu Meryl Streep’in kızıymış Jacobson. OK, Meryl onay verdiyse elbet vardır bir bildiği dedim. Sosyeteye girmeye çalışan yeni zengin Bertha rolünü Carrie Coon oynuyor. Her işini hayranlıkla izlediğim, özellikle “The Good Fight” dizisinde zirve yapan Christine Baranski de aksi yaşlı burjuva rolünde. “Sex and the City”nin Miranda’sı Cynthia Nixon, Ada rolüyle ters köşe olmuş. George rolündeki Morgan Spector ise son derece charming! Ve olağanüstü bir dekor inşa edilmiş dizi için. Kostümler, makyaj on numara. Konu son derece soft, sıcak çikolata kıvamında. “Gilded Age”, ruhumuza iyi gelecek gibi gözüküyor. 

Haberin Devamı

JANE AUSTEN

Ayıla bayıla izlediğimiz 1800 sonlarında geçen dönem dizilerinin tek sihri o dönemin kendisi değil elbette. Kitap uyarlamaları çok önemli bir yer taşıyor bu işlerde. O kadar güzel kitaplar yazılmış ki, uyarlamalar da on numara oluyor haliyle. Fark etmişsinizdir, dönem dizilerinin kaynağına indiğimizde adres çoğunlukla ya Jane Austen’e ya da Charles Dickens’a çıkıyor. Çünkü her ikisi de sadece aşkı değil, içlerinde bulundukları dönemin sosyal sınıflarını mükemmel gözlemleyen yazarlar. Jane Austen, kadınların yanı sıra, erkeklerin de fanı olduğu bir karakter. Vakit buldukça Austen okuduğunu söyleyen Başbakan Harold Macmillan; İkinci Dünya Savaşı’nın kazanılmasında Austen’in de yardımı olduğunu beyan eden Winston Churchill, bu kadın yazarın ne denli önemli bir rol üstlendiğini gözler önüne seriyor. Austen’in kitaplarından çıkma sayısız filmin dışında bir de bayılarak izlediğimiz dizi uyarlamaları var; “Emma”, “Sanditon’s Inspriation”, “Pride and Prejudice” favorilerim mesela. Ve ayrıca Renee Zellweger’li “Bridget Jones Diary” filminin “Pride and Prejudice”den; Alicia Silverstone’lu “Cluless” filminin “Emma” isimli romanlardan uyarlama olduğunu biliyor muydunuz? 

Haberin Devamı

CHARLES DICKENS

“Great Expectations”, “Oliver Twist”, “A Christmas Carol”, “David Copperfield” ve daha niceleri harika kalem Charles Dickens’ın elinden çıkma. Victorya Dönemi’ne damgasını vuran Dickens’ın romanları bugün, dört yüzden fazla filme ve diziye kaynak oluşturdu. Babası borç batağına saplandığı için okulu bırakmak ve boya fabrikasında çalışmak zorunda kalan Dickens, yalnızlığı, umutsuzluğu bu sebeplerden dolayı çok gerçekçi kaleme aldı. “Çocukların kendilerini yetiştirenlerle var olduğu küçük dünyalarında hiçbir şey adaletsizlik kadar çok hissedilemez,” sözleri bir köşede dursun, günümüzde “Dickensian” ve “Great Expectations” dizileriyle yeniden taht kurdu gönlümüzde ölümsüz   yazar.

PENNY DREADFUL

Favorim birkaç dönem dizisi ismi vermeden de kapatmayayım konuyu. “Penny Dreadful”, on dokuzuncu yüzyılı bir de karanlık bir pencereden izlemek isteyenler için birebirdir, dizi aleminde bir numaralı dizimdir kendisi. Dorian Gray, Dracula, Frankestein, Dr. Jekyll gibi kült karakterleri harmanlayan, edebi değeri yüksek, olağanüstü bir senaryoya, ultra etkileyici gotik kostümlere ve mekanlara sahip bir korku-drama dizisi.

BRIDGERTON

Dönem dizilerinin en popüleri diyebiliriz Bridgerton için. Zira çılgın bir izlenme rekoru yakalayan dizinin ikinci sezonu dört gözle beklenmekte. Konu on dokuzuncu yüzyılda geçiyor ama tamamen günümüze hitap eden, pop unsurlarla yazılmış bir içeriğe sahip. Kıyafetler, mekanlar, tipler vurucu ama en vurucu iki nokta, dizinin aşk ve seks dozu.

ANNE WITH AN E

On dokuzuncu yüzyıl dizi içerikleri arasında en çok sevilenlerden birisi de bu dizi oldu. Hatta biz de bir Türk adaptasyon yapacağız bildiğim kadarıyla. Pollyanna benzeri, öksüz Anne Shirley karakterinin kalplere dokunan hikayesi, bugün milyonlarca fan tarafından izleniyor. 

Dönem dizileri kalp biz

“Gilded Age”, ekonominin hızlı bir büyüme gösterdiği, Avrupa’nın Amerika’ya göç ettiği bir dönemi gözler önüne seriyor. Kadroda kimler mi var? Oyuncu Meryl Streep’in kızı Louisa Jacobson, “Sex and the City”nin Miranda’sı Cynthia Nixon, “The Good Fight” dizisinin Demir Lady’si Christine Baranski.

Aktörlükle başladı 

“The Young Victoria”, “Gosford Park”, “Belgravia”, “Downtown Abbey” gibi kült tarihi dizilerin senaristi İngiliz Julian Fellowes, sanat hayatına aktörlükle başladı. Demek serde yazarlık varmış, ardından yazdığı romanlar geldi. “Past Imperfect”, “Snobs” isimli romanları çoksatanlar rafından inmedi aylarca. Kahire doğumlu, ‘Baron’ unvanlı Fellowes, En İyi Özgün Senaryo Oscar’ı dahil birçok ödül kucakladı ve dönem dizilerinin aranan senaristi oldu.

“The Gilded Age”in kostüm tasarımcısı Kasia Walicka-Maimone, dizinin ilk sezonu için beş binden fazla kostüm yarattı. 1880’lerin stilini anlamak için 65 kişilik ekibiyle birlikte o dönemi kapsamlı bir şekilde araştırdıklarını anlatan tasarımcı, eski zengin/ yeni zengin karakterler arasındaki ayrımı kumaş türleri, renkler ve süslemelere yansıttığını söylüyor.