Evet yenilenebilir enerji çeşitleniyor, kullanımı artıyor. Buna rağmen günümüzde yenilenebilir enerji kaynakları küresel elektrik ihtiyacının ancak %10’ununu karşılıyor. Bu oranın 2040 itibarıyla %40’a ulaşacağı öngörülüyor. Başta iklim krizi olmak üzere son yıllarda hızla artan tüm çevre felaketlerinin en önemli nedeni karbon ve diğer sera gazlarının atmosfer üzerindeki etkisi ile yenilenebilir enerjinin hala yeteri yaygın olmaması. Peki yaptıkları devasa cirolar ile son yıllarda dünya ekonomisine yön veren büyük teknoloji şirketleri gezegenimizin sürdürülebilirliği ve yenilenebilir enerjiye geçiş konusunda neler yapıyor?
Consumer Technology Association’ın raporuna göre, geçtiğimiz yıl teknoloji endüstrisindeki perakende satışları 2019 yılına göre %31 arttı. Bu artış teknoloji sektörü için olumlu bir gelişme olsa da, donanım geliştirmenin ve üretmenin çevre üzerinde olumsuz etkilerini göz ardı etmemiz gerek.
Üreticiler, hayatımızı kolaylaştıran elektronik cihazları üretmek için büyük enerjiye ihtiyaç duyuyor. Bu ürünlerin dünya çapında nakliyesi de yüksek karbon maliyetini beraberinde getiriyor. Elbette bu teknolojilerin çalışmasını sağlayan devasa sunucular ve veri bankaları da her yıl çok büyük miktarlarda enerji kullanıyor. Ve bunların çoğu yenilenebilir enerji kaynaklarından gelmiyor. Örneğin, 2018'de dünya çapında veri merkezlerinin kullandığı elektrik enerjisi, tahmini olarak 198 TWh idi. Bu miktar küresel elektrik kullanımının neredeyse %1'iydi.
İklim krizine karşı teknoloji üreticileri taşın altına elini koymalı
Evet yenilenebilir enerji çeşitleniyor, kullanımı artıyor. Enerjinin geleceği olan bu konuda özellikle kurumsal firmalar tarafında ciddi bir farkındalık oluşsa da, günümüzde yenilenebilir enerji kaynakları küresel elektrik ihtiyacının ancak %10’ununu karşılıyor. Bu oranın 2040 itibarıyla %40’a ulaşacağı öngörülüyor. Başta iklim krizi olmak üzere son yıllarda hızla artan tüm çevre felaketlerinin en önemli nedeni karbon ve diğer sera gazlarının atmosfer üzerindeki etkisi ile birlikte yenilenebilir enerjinin hala yeteri yaygın olmaması. Elbette bu durumun tek suçlusu teknoloji şirketleri değil ancak teknolojik ürünlere giderek artan talep ve bu alanda faaliyet gösteren firmaların son dönemde yaptıkları devasa cirolar onları taşın altına eli koyacaklar arasında ilk sıralara koyuyor.
Bizler tüketiciler olarak her şeyden önce teknolojik ürünlerin tek kullanımlık olduğu fikrinden uzaklaşmalıyız. Bu bilinçle üreticiden tüketiciye tümüyle döngüsel bir ekonomiye doğru geçiş yaparak teknolojinin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabiliriz. Peki bu noktada dünyanın en büyük teknoloji şirketleri neler yapıyor? Yeşil enerjiden geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımına kadar teknoloji devlerinin gezegenimizin sürdürülebilirliği konusunda yaptıkları çalışmaları bir araya getirdim.
Google, yıllık 7.492.567.647 kWh güç kullanımıyla, en yüksek miktarda yeşil enerji kullanan teknoloji şirketi olarak dikkat çekiyor. ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA)’nın Yeşil Güç Ortaklığı listesinde yer alan arama motoru devinin çatı şirketi Alphabet Inc., temiz enerjili bir geleceğe yönelik çözümler sunan halka açık şirketlerin bulunduğu 2021 Carbon Clean 200 listesinde ilk sırada yer aldı. Google’ın ürünleri çevreyi olumsuz etkileyen polivinil klorür (PVC) ve bromlu alev geciktiriciler (BFR) içermiyor. Şirketin 2020 çevre raporlarında yer alan bilgiye göre Google’ın tüm yeni binalarının yeşil bina sertifikası var. Aynı raporda, şirketin teknoloji üretiminde mümkün olduğunca daha yüksek miktarda geri dönüştürülmüş malzeme kullandığı ve lojistik kaynaklı karbon emisyonlarını azaltmak için de bu konudaki çözüm ortakları ile çalıştığı bilgileri yer alıyor.
Apple
Akıllı teknolojiler konusunda dünyanın en önemli şirketlerinde Apple, sürdürülebilirlik konusundaki çalışmaları ile de dikkat çeken bir şirket. Greenpeace’in temiz enerji kullanımı raporlarında genelde ilk sıralarda yer alan şirket, 2.094.103.551 kWh yeşil güç kullanımı ile EPA'nın en yüksek miktarda yeşil enerji kullanan şirketler listesinde yer alıyor. Greenpeace’in 2017 raporunda Apple enerji savunuculuğu dışındaki kategorilerde A alırken, Apple'ın temiz enerji (tesislerin enerji talebi üzerinden hesaplanıyor) endeksi yüzde 83 çıkmıştı. 2012 yılında gelecek için yenilenebilir enerji kullanımına geçiş konusunda taahhüt veren şirket, bu hedefe 65 bin metrekare genişliğindeki güneş panellerinden faydalanarak ulaşmayı planlıyor. Apple, yeşil gücü kullanmanın yanı sıra, kendi tesislerinde tehlikeli kimyasal kullanımını azaltma konusunda da önemli adımlar attı. iPhone, iPad, Mac, Apple Watch, AirPods ve HomePod için son montaj yerleri, Sıfır Atık sertifikasına sahiptir. Ayrıca, Apple 2020 Tedarikçi Sorumluluğu İlerleme Raporuna göre tedarik zinciri sera gazı emisyonlarını bir milyon metrik tondan fazla azaltmış durumda. Ürün tarafında ise Apple’ın yeni cihazları kullanıcıları biraz üzse de önceki yıllara göre daha az sayıda aksesuarla birlikte oldukça minimalist bir ambalaj içinde geliyor.
Microsoft
EPA'nın Yeşil Güç Ortaklığı sıralamasında Google'dan sonra ikinci olan Microsoft, 2020'de hidroelektrik, güneş ve rüzgar kaynaklarının bir kombinasyonundan 5.982.112.000 kWh yeşil güç kullandı. 2009 yılında karbon emisyonlarımızı yüzde 30 oranında azaltan şirket, o zamandan beri karbon ayak izini daha da azaltmaya yönelik yatırımlarını artırdı. Microsoft şu dört alan üzerinde odaklanıyor: Karbon: Şirket ofislerinde enerji tüketimini azaltma, işletmeye karbon vergisi uygulama ve emisyonları düşürmek için bulut destekli teknoloji kullanma. Ekosistem: Yeşil veri merkezlerine taahhütte bulundurma ve 1,1 milyar kilowatt saatlik yeşil enerji satın alma. Su: Kullanım yoğunluğunu azaltma ve su yönetimi için teknolojiye yatırım yapma. İsraf: Sorumlu kaynak uygulama, geri dönüştürme ve atma; binalarını daha verimli hale getirirken yazılım ve teknoloji kullanma.
Dünya teknoloji devlerinden Microsoft 16 Ocak’ta, 2030 yılında bütün tedarik zincirlerinde karbon negatif olacağını duyurarak bir ilke imza attı. Şirket ayrıca, kuruluş yılı olan 1975’ten bu yana sebep olduğu doğrudan (üretim kaynaklı) ve dolaylı (elektrik sarfiyatı kaynaklı) tüm karbon emisyonlarını 2050 yılına kadar offsetleyeceğini de belirtti. Şirket 2023 yılına kadar %70 oranında yenilenebilir enerjiye geçeceğinin sözünü verdi. Ürün tarafında ise Microsoft, cihazlar, piller ve ambalajlar için sonu geri dönüşüm programlarını destekliyor. Ayrıca her bir cihazla birlikte kullanılan ambalaj malzemesi miktarını azaltmayı hedefliyor. 2019'da Microsoft, oyun dünyasında bir ilk olan 825.000 CarbonNeutral sertifikalı Xbox konsolu üretmesiyle de manşetlerde yer almıştı.
Samsung
2017'de Greenpeace, dünyanın en büyük akıllı telefon üreticilerinden Samsung’a şirketin çevreye etkileri konusunda D notunu vermişti. Hatta Samsung'un MWC 2017 kapsamında düzenlediği basın toplantısına Greenpeace üyelerinin protestosu damga vurmuştu.
O zamandan beri teknoloji devi, hesap verebilirliğini geliştirme ve yüksek düzeyde şeffaflık sağlama konusunda büyük adımlar attı. Peki şirket sürdürülebilirlik konusunda sonraki yıllarda ne yaptı? Samsung 2020 Sürdürülebilirlik Raporu’nda, 2020'nin sonuna kadar ABD'de %100 yenilenebilir enerji kullanımı hedeflerini belirtmişti. EPA'nın sıralamasına göre Samsung, çeşitli kaynaklardan gelen 1.246.201.605 kWh büyüklüğünde yeşil enerji kullandı. Şirket hedefine tam olarak ulaşamasa da çok büyük bir ilerleme kaydettiği kesin. Çünkü 2017’de operasyonlarının sadece %1'i yenilenebilir enerji kaynaklarından güç alıyordu. Samsung’un diğer sürdürülebilirlik çabaları da 2017 raporundan bu yana iyileşti ve 2019'da ürünlerde geri dönüştürülmüş plastik kullanımını 500.000 tona çıkardı. Dahası sürdürülebilir kaynaklı ambalajlara geçiş yaptı. Samsung sadece pazara sunduğu cihazları değil aynı zamanda üretimde kullanılan parçaları da yakından incelemek için tüm ürün ve parça tedarikçileri için Eco-Partner değerlendirme sistemini uyguluyor. Ürünlerde kullanılan maddelerin kontrol standartları ve tedarikçilerin çevresel kalite yönetim sistemine uygunluğunu değerlendirerek sertifika veriyor. Samsung ürünlerinde, yenilikçi ve enerji tasarruflu teknolojileri uygulamasının sonucu olarak, 2020 yılında üretimdeki enerji tüketimini 2008’e kıyasla %32 oranında azaltmayı başardı.
Acer
Acer uzun süredir enerji verimliliğini artırma konusundaki çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor. 2008 yılından bu yana, tedarik zincirinin çevresel etkilerini yönetmek için CDP’nin küresel ifşa sistemini benimseyen şirket, sistemi tedarikçi katılımının iki kademesine kadar genişletti. Acer, 2012’den itibaren, enerji yönetimi ve yeşil enerji kullanımı yoluyla karbon emisyonunu azaltma hedeflerini belirlemeye başladı. Yeşil enerjiyi, 2013'ün başından beri farklı iş alanlarında kullanan Acer, şirkete ait bazı konumlarda güneş enerjisi üretmek için güneş panellerinden faydalanıyor. Bu vizyon ve çabalar neticesinde Acer, 2020'de %44 yenilenebilir enerji kullanımına ulaştı ve karbon emisyonlarını dünya çapında %60 azaltma konusundaki 2020 hedefini gerçekleştirmiş oldu.
Son olarak 2035 yılına kadar tüm enerji kullanımı için yenilenebilir enerji kaynağı sağlamak adına yeni bir taahhütte bulunan Acer, %100 yenilenebilir elektriğe kendini adamış yüzlerce büyük işletmeyi bir araya getiren küresel bir kurumsal yenilenebilir enerji girişimi olan RE100'e katıldı. Bununla birlikte son olarak şirketin sürdürülebilirlik konusundaki çalışmalarının etkisini artıracak ‘Earthion’ platformunu hayata geçirdi. Ve yine bu kapsamda ilk sürdürülebilirlik odaklı dizüstü bilgisayarı olan Aspire Vero’yu, Earthion platformunun çatısı altındaki çalışmalarının somut bir örneği olarak hayata geçirdi.
Uzaktan ameliyatlar yaygınlaştıkça sağlıkta 5G devrimi gerçeğe dönüşüyor
28 Ekim 2021
iPhone 13 Pro ile Hollywood standardında filmler çekmek mümkün
20 Eylül 2021
Pandemi ile şekillenen iş dünyasının geleceğinde hangi meslekler öne çıkacak?
13 Ağustos 2021
Taraftar token’lar spor kulüpleri için yeni bir gelir kapısı olabilir mi?
11 Ağustos 2021