IŞİD’in Musul’a karşı giriştiği saldırı sırasında, önce bir grup Türk TIR şoförünü, ardından TC Başkonso- losluğu mensuplarını rehin almasının nedenini ilk bakışta anlamak bir hayli zor.
IŞİD Irak ve Suriye’de kendi hakimiyetini kurmak için Maliki ve Esad rejimlerine karşı savaş açmış durumda. Ankara’nın her ikisine karşı tutumu malum.
Eylemlerini mezhepsel bazda yürüten Sünni IŞİD’in Irak’taki hedefi Şii Nuri El Maliki, Suriye’deki hedefi de Alevi olan Beşar Esad. Mezhepsel olarak dahi, IŞİD’in bu bakımdan da Türkiye’ye karşı duygular beslemesi gerek.
Kaldı ki Ak Parti iktidarı İslam dünyasına hep yakınlık gösterdi, onun davalarına sahip çıktı. O kadar ki, cihatçı olarak bilinen gruplara da bir ara hoşgörüyle yaklaştı. Nitekim ABD ve Batılı ülkeler bu grupları “terörist” ilan ederken, Türk hükümeti müttefiklerini “aceleci davranmakla” suçladı...
Buna karşılık IŞİD Türkiye ile uğraşıyor. Suriye’de ve Irak’ta dokunulmazlığı olan Türk varlığına dahi saldırıyor. Kuzey Suriye’de Süleyman Şah Türbesi’ni, Musul’da TC Başkonsolosluğu’nu hedef alıyor...
Misilleme mi?
Herhangi bir IŞİD yetkilisi çıkıp saldırılarını hangi sebepten Türkiye’ye karşı yönlendirdiğini izah etmiyor. Dolayısıyla nedenleri öğrenmek, tahmin işi...
Türkiye IŞİD’i, El Nusra ile birlikte, uzunca bir tereddüt döneminden sonra ancak 10 gün önce (3 Haziran’da) “terörist” örgütler listesine aldı. Musul’daki baskın ve rehin alma operasyonu, hükümetin bu kararına karşı bir tepki veya misilleme olarak düşünülebilir. Ama bu çok daha önce gerçekleştirilen Suriye’de Süleyman Şah Türbesi’ne karşı girişilen saldırının ve bayrak indirme girişiminin sebebi sayılamaz.
Gene akla gelen bir neden de Musul’daki olayın Türkiye ile İran arasında “aşırılık ve terörizmle mücadele” konusunda varılan anlaşmadır. Bu anlaşma İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin hafta başında Ankara’yı ziyareti sırasında gerçekleşti. IŞİD’in Musul’daki TC Başkonsolosu baskını ertesi gün oldu.
IŞİD’in Türkiye’ye aleyhtarlığının nedenini onun ABD, NATO ve genelde Batı ile olan sıkı bağlarına atfedenler de var. Ancak örgüt eylemcilerinin diğer ülkeleri değil de Türkiye’yi hedef almasının anlamı ne?
Öne sürülen bir tahmin de IŞİD’in varlığını ve meşruiyetini kanıtlamak için Türkiye üzerinden pazarlıklar yürütmek ve dünyaya mesajlar göndermek isteğindedir. Rehinelerin serbest bırakılması için cereyan eden müzakerelerin sonucu bu noktayı biraz daha aydınlatacaktır.
Yeni tehdit
Sebepleri ne olursa olsun, gerçek şu ki IŞİD’in Türkiye’ye yönelik eylemleri Türk dış politikasında ve daha geniş çerçevede IŞİD’in Irak’taki yeni savaşı da Ortadoğu’daki güç dengelerinde önemli değişikliklere yol açacaktır. Bu konuya yarın değineceğiz.
Ak Parti hükümeti 2-3 yıl öncesine kadar Ortadoğu’da yeni bir düzen kurmaya muktedir bölgesel bir güç ve İslam dünyasında bir model olarak görünüyordu. Suriye, Irak ve Musul politikalarındaki başarısızlıklar bu imaja gölge düşürdü. Şimdi de terörist olarak kabul edilen cihatçı grupların eylemleri potansiyel bir tehdit oluşturuyor.