Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

IŞİD’e karşı mücadelede Irak’tan sonra “Suriye Cephesi” de açıldı. ABD uçakları artık sadece Irak’taki değil, Suriye’deki “İslam Devleti” (İD) hedeflerini bombalıyor ve böylece bu savaş, şimdilik hava harekâtından ibaret de olsa, iki cepheye birden yayılıyor.
Yeni Suriye cephesinin önemli özellikleri var:
l ABD bu hava operasyonlarında yalnız değil. Yanında koalisyona dahil 5 Arap ülkesi var: Suudi Arabistan, Ürdün, Katar, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri...
ABD bu operasyonda bölge ülkelerini yanına almakla, hem koalisyonun varlığını kanıtlamayı hem de çoğu Sünni olan Arap ülkelerinin de IŞİD’e karşı aktif olarak savaşa girdiğini göstermeyi amaçlıyor.
Gerçekten bu Arap ülkelerinin Suriye’deki IŞİD hedeflerine karşı ortak operasyonda yer alması önemli bir olay. IŞİD’in tehdit ettiği Ürdün savaşa katılma cesaretini gösterirken, Suudi Arabistan ve Katar da kendi aralarındaki görüş farklarına rağmen aynı safta yer aldılar.
l ABD bu askeri operasyona Şam yönetiminin (Bağdat hükümeti gibi) talebi veya onayıyla değil, kendi inisiyatifiyle girişti. Obama yönetimi Suriye’ye sadece önceden haber vermekle yetindi.
Normalde bir ülke üzerinde bu tür bir hava bombardımanının yapılması, egemenlik hakkının ihlali veya saldırı sayılır. Şimdi ise, ABD bu olayda “fiili bir durum” yaratmış bulunuyor.

Değişen dengeler
İlginç olan bir husus da bu operasyonun IŞİD sorununun bölgedeki dengeleri altüst ettiğini ortaya koymasıdır.
Açıkçası, Arap ve İslam ülkeleri dahil, bütün bölge -hatta bütün dünya- ülkeleri IŞİD’e karşı birleşmiş durumda.
Örneğin İran ile Tahran ile ilişkileri pek iyi olmayan Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkeleri, IŞİD’e karşı mücadelede aynı saftalar. Hatta ABD ile İran da öyle... Daha da ilginci, ABD önderliğindeki koalisyon ile Esad yönetimi IŞİD’e karşı paralel pozisyondalar!
Şu anda IŞİD’in oluşturduğu tehdit ve yarattığı korku, düne kadar düşman olan ülkeleri de bu örgüte karşı savaşmayı öncelikli bir hedef haline getirmiş bulunuyor. Bu da resmen deklare edilmeyen “beraberlikler”e yol açıyor.
Kabul etmeli ki bu yeni konjonktür Beşar Esad’ın da iktidardaki pozisyonunu pekiştiriyor. Koalisyonun nazarında öncelik IŞİD’in yok edilmesidir. Esad’ın saf dışı edilmesi konusu şimdi ikinci planda...

Yanıt bekleyen sorular
Yeni açılan Suriye cephesinde olayların nasıl gelişeceğini hemen kestirmek zor.
Akla gelen bir dizi soru var: Bu hava operasyonları devam edecekse (ki öyle olacağı söyleniyor), Esad yönetimi buna sessiz mi kalacak yoksa buna izin verecek mi? Vermezse ABD buna rağmen bombardımanı sürdürme riskini alacak mı? Bu şartlarda diğer koalisyon üyeler nasıl davranacak? Bu arada Putin ne diyecek? Rusya ABD’nin, Esad’a rağmen, Suriye hava sahasında cirit atmasına karşı çıkacak mı?
Bu bağlamda bilinen bir gerçek var ki o da sırf hava bombardımanlarıyla bir savaşın kazanılamayacağıdır. Bunun için kara harekâtı şart.
Peki, bunu kim üstlenecek?.. Henüz yanıtı olmayan bir soru da bu...