Son günlerde İsrail ile Hamas arasında Gazze bölgesinde meydana gelen karşılıklı misilleme eylemleri daha ne kadar tırmanacak? Bu kısır döngü bölgede topyekûn yeni bir savaşa yol açabilir mi?
Şu anda endişe ile sorulan bu soruların kesin bir yanıtı yok. Deneyimli analistler dahi “her şey olabilir” diyorlar.
Gazze bölgesi yıllardır bu tür çatışmalara ve karşılıklı misillemelere alışık. Saldırıların her raundunda daha vahim sonuçlar, daha büyük dramlar yaşanması kaygısı dile getiriliyor.
Bu kez Gazze cephesindeki tırmanma, daha önce de çok görülen misilleme zincirinin bir halkasıdır. Olay Gazze’den İsrail’in güneyindeki kasabalara roketlerin atılmasıyla başladı, İsrail de buna her zamanki gibi çok daha şiddetli oranda yoğun hava bombardımanıyla karşılık verdi. Hamas roket atışını, İsrail de bombardımanı sürdürdükçe bu kısır döngüyü kırmak mümkün olmuyor tabii...
Yakın geçmişteki pek çok tecrübe, bu “göze göz, dişe diş” anlayışının ve karşılıklı intikam alma veya “ders verme” yönteminin yıkım ve ölümden başka bir sonuç vermediğini gösteriyor. Gerçekten eğer bu tür uygulama bir çözüm getirmiş olsaydı, bu çoktan olurdu ve aynı senaryolar tekrarlanmazdı.
Öfke ve intikam duygusu
Bu kez Gazze cephesinde olanlar farklı ve daha dramatik bir ortamda gerçekleşti.
İki hafta önce Batı Şeria’da 3 İsrailli öğrencinin kaçırılması ve ardından bu gençlerin ölü bedenlerinin bulunması, İsrail kamuoyunda büyük şok yarattı. İsrail yetkilileri bu olayın sorumluluğunu Hamas’a yükledi ve Batı Şeria’da bu örgütle ilgili pek çok zanlıyı tutukladı, bazılarının evlerini de yıktı.
Birkaç gün sonra Doğu Kudüs’te genç bir Filistinli kaçırıldı. Bu misilleme de Filistinli gencin yakılarak öldürülmesiyle sonuçlandı. Bu feci olay Batı Şeria’daki Filistinlileri ayağa kaldırdı. İsrail hükümeti olayla ilgili 6 İsrailli militanı gözaltına aldı. İsrail liderleri öldürülen gencin ailesi ile görüşüp sorumluların en ağır şekilde cezalandırılacağını söylediler.
Bu iki olayın iki toplumda da yarattığı öfke, nefret ve intikam duyguları ortamında, Gazze’den İsrail’e roket atışı başlayınca, İsrail Hamas hedeflerine karşı en ağır şekilde hava bombardımanlarını başlattı.
Daha önceki olaylarda olduğu gibi daha büyük insanca kayıp ve yıkım Gazze’de oluyor. Hamas’ın kullandığı kısa menzilli roketler pek etkili olmadığı gibi, İsrail’in sivil savunma sistemi (ve özellikle sığınaklar) zayiatı önlüyor.
Kim “dur” diyecek?
Bu “tırmanma”nın daha geniş çaplı bir savaşa yol açıp açmayacağı, önümüzdeki birkaç gün içinde her iki tarafın, “göze göz, dişe diş” anlayışı ile misilleme eylemlerine devam edip etmeme konusundaki niyetleri gösterecek.
Ama gerçek şu ki, şimdi hâkim olan aşırı gerginlik, ufukları karartıyor.
Birkaç ay önce ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin devreye girmesiyle barış sürecinin başlaması konusunda beslenen umutların hiçbiri kalmadı artık.
Şimdi öncelik bölgeyi şu “misilleme kısır döngüsü” sürecinden kurtarmak olmalı. Ama bunu da hasım tarafların liderlerinden başka yapabilecek bir güç yok.