Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kırım’da yarın yapılacak olan referandumun sonucu beklendiği gibi, Ukrayna’dan ayrılma ve Rusya ile birleşme lehinde olacaksa, Türkiye ne yapacak?
Açıkçası bu gelişme şimdiye kadar bu meselede oldukça temkinli davranan Türk hükümetini epey zorlayacak.
Ukrayna krizinin ilk aşamasında Ankara suskun kalmayı tercih etmiş ve sadece taraflara itidal tavsiye eden, ülkenin toprak bütünlüğünü savunan kısa bir açıklama yayınlamakla yetinmişti.
O günlerde Başbakan’dan Suriye ve Mısır olaylarında olduğu gibi, ateşli beyanlar duyulmadığı gibi, Türkiye’deki gergin seçim havası nedeniyle bu meseleye gereken ilgi de gösterilmedi.
Dolayısıyla daha çok Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun verdiği demeçlerde sergilemeye çalıştığı “ilkesel tutum” ile geçiştirildi. Bu tutum bir yandan Ukrayna’nın “toprak bütünlüğü ve siyasi birliği” gibi prensipleri, diğer yandan soydaş Tatarların “asli unsur olarak eşit hakları”nın korunmasına verilen önemi kapsıyor. Bakan ayrıca Tatar lideriyle görüşmelerinde Türkiye’nin yanlarında olduğu ve her türlü desteği sağlayacağı teminatını vermiştir.

Rusya’ya ters
Şimdi gelinen noktada bu genel parametreler içinde dahi Türkiye’nin aynı “idarei maslahatçı” tutumu sürdürmesi pek kolay olmayacağa benziyor.
Kırım Meclisi hafta içinde bölgenin bağımsızlığını ilan etti. Bu Ukrayna’dan kopma anlamına geliyor. Bu ise Türkiye’nin savunduğu “toprak bütünlüğü ve siyasi birlik” ilkesine tamamen ters düşüyor.
Sadece bu değil, Türkiye’nin bu duruşu, Rusya’nın uyguladığı politikaya da aykırı. Putin’in referandumdan sonra çoğunluğun “Rusya ile birleşme” isteğini yerine getirip getirmeyeceği henüz belli değil. Dün de belirttiğimiz gibi Rus liderinin önündeki diğer bir seçenek de, Abhazya-G. Osetya modeli gibi, resmen “ilhak”a gitmeden, Kırım’ın “bağımsızlığını” tanıyıp onu fiilen kendi denetimi ve güdümü altına almaktır.
Ama her halükârda Rusya Ukrayna’yı Kiev’in idaresinden çıkarmaya yönelik politikasını sürdürecektir. Bu durumda Türk hükümeti Ukrayna’nın “toprak bütünlüğü ve siyasi birliği” ilkelerini savunmaya devam edecek ve Moskova ile zıtlaşmayı göze alacak mı?

Ankara’nın ikilemi
Kırım krizinde Türkiye bir ikilemle karşılaşıyor.
Bir yandan orada soydaş Tatarların geleceği söz konusu. Türkiye onların haklarını, can ve mal güvenliğini korumayı taahhüt etmiş durumda. Tatar halkının çoğunluğu da Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılmasını ve Rusya’nın hakimiyeti altına geçmesini kesinlikle istemiyor.
Ama öte yandan yarımadadaki Rus çoğunluğunun Moskova ile işbirliği içinde Kırım’ı getirdiği yeni durum var. Aslında bunu Rusya yönlendiriyor.
Türkiye bir yandan Rusya ile kurduğu sıkı bağlarını (bu arada doğalgazda Rusya’ya bağımlılığını) ve çıkarlarını dikkate almak, diğer yandan da hem Tatarların durumunu, hem de Batılı müttefiklerin Rusya’ya karşı duruşunu, olası yaptırım politikalarını göz önünde bulundurmak zorunda.
Bütün bu faktörler Türk diplomasisini çok yanlı ilişkilerini düşünerek dengeli davranmaya itiyor. Yeter ki kriz daha da büyümesin ve çatışma noktasına gelmesin...