Kırım’da sandıktan çıkan sonuç, beklendiği gibi oldu. Referanduma katılanların ezici çoğunluğu (yüzde 96.7) Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılıp Rusya Federasyonu’na bağlanmasını destekledi.
Türkiye dahil, uluslararası camia bu kararın meşru olup olmadığını tartışa dursun, Kırım’ın statüsünün fiilen (de facto) değiştiği, Kiev’in yönetiminden çıkıp Rusya’ya ilhak yoluna girdiği bir gerçek.
Bu sürecin tamamlanması için geriye tek bir işlem kalıyor: O da Moskova’nın Kırım’ın ilhak istemine onay vermesi.
Rusya Parlamentosu bu konuda kararını cuma günü verecek. Oradan da prensipte “evet” kararının çıkacağı şimdiden belli. Bütün bu süreci ustaca planlamış olan Rusya devlet başkanı Vladimir Putin bu kararı ya hemen uygulayacak veya bunu istediği zaman uygulamaya koymak hakkını saklı tutarak biraz bekleyecek.
Ama her halükarda Kırım’da olan oldu. Kırım fiilen artık Ukrayna’nın değil, Rusya’nın...
***
Ukrayna bunu engelleyecek güce sahip değil. Kiev’in “bu statü değişikliğini tanımıyoruz” demekten başka yapabileceği fazla bir şey yok. Bunu demesi ise pratikte bir şeyi değiştirmez.
ABD ve Avrupa da Kırım’ın yeni statüsünü tanımayacak. Rusya’yı diplomatik yollardan bundan vazgeçirmek mümkün olmuyor. Batı ekonomik yaptırımlarla Moskova’yı baskı altında tutmaya çalışacak. Aslında bu da “caydırıcılık”tan çok, bir nevi “ceza” niteliğini taşıyor.
Putin yaptırımlardan da korkmuyor. Olsa olsa bu, Rusya ile Batı’yı karşı karşıya getirir ve yeni bir Soğuk Savaş havası yaratır.
Maalesef şimdi gelişmeler o yöne doğru gidiyor...
Tatarların hali ne olacak?
Referanduma katılmayan seçmenlerin oranı yüzde 17 civarında. Kırım nüfusunun yüzde 12’sini oluşturan ve boykot kararını alan Tatarlar, sandık başına gitmeyenlerin çoğunluğunu oluşturuyor.
Tatar halkının bu tutumu, Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasını istememesinden kaynaklanıyor. Açıkçası Tatarlar Kırım’ın Rus idaresi altında olduğu dönemde -özellikle tehcir sırasında- çektikleri acıları unutmadılar. Rusya ile ilgili korkuları ve güvensizlikleri hâlâ devam ediyor. Nitekim Tatar liderleri gelecekle ilgili kaygılarını dile getirmekten çekinmiyorlar.
***
Türkiye’nin Kırım krizi ile yakından ilgilenmesi için mevcut nedenlerin başında soydaş Tatarların durumu geliyor.
Ankara bu krizde -Batılı müttefikleri gibi- “ilkesel” bir tavır aldı, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini savundu. Rusya’nın da buna saygı göstermesini istedi. Tek taraflı bağımsızlık ve ilhak kararını tanımayacağını açıkladı. Ama gelinen noktada Putin’i kararlılığından vazgeçirmek imkânsız görünüyor.
Öte yandan Türkiye Rusya ile ekonomik bağlarını dikkate almak zorunda olduğu için, Batılıların yaptırım kampanyasına katılmaya da istekli değil.
Tatarlara gelince, Türkiye bu konuda hassas. Onların haklarını savunmayı da taahhüt etmiş durumda.
Hükümetin bu konuda yapacağı şey, Tatarlarla Ruslar arasında uzlaştırıcı bir rol oynamak olmalıdır.