“Kalıcı” diye nitelen- dirilen bir ateşkes anlaşmasıyla son bulan Gazze’deki 50 günlük savaştan kim ne kazandı veya kaybetti?
Bu süre içinde 11 kez ilan edilen, fakat bir türlü tutmayan “geçici” ateşkes’lerden sonra bu kez gerçekleşen anlaşma iki tarafı da tatmin etmiş ve rahatlatmış görünüyor.
Kahire’de anlaşmanın imzalandığı saatlerde Gazze’de halk sokaklarda büyük coşkuyla Hamas’ın ilan ettiği “zafer”i kutladı. İsrail’de de Başbakan Netanyahu sonucu kendileri açısından bir “zafer” olarak nitelendirdi.
Gerçi anlaşma Hamas’ın da İsrail’in de çatışmaların başında ortaya koydukları talepleri tam karşılamıyor. Ama gene de mutabakat iki tarafın kendi açılarından olumlu saydığı hususlar içeriyor.
Hamas açısından
Hamas sözcüleri bu ateşkesi kendi varlıklarının ve direnme gücünün bir göstergesi olarak nitelendiriyorlar. Gerçekten Gazze, İsrail’in çok üstün askeri gücü ve yoğun saldırıları karşısında dik durmuş, kendi çok daha sınırlı roket ve havan topu gücüyle İsrail’i sürekli tehdit altında tutmuştur. Hamas bir kez daha İsrail’in saldırıları sonucunda pes etmeyeceği ve ne pahasına olursa olsun mücadelesini sürdüreceğini göstermiştir.
Ne var ki Gazze halkı bu kez çok ağır bir bedel ödemiştir: 2146 ölü, 10 bin yaralı, 17 bin yıkılan bina, evlerini terk eden 400 bin kişi ve büsbütün çöken ekonomi...
Hamas’ın başta ateşkes için koştuğu şartlar, Gazze ablukasının kaldırılması, dış dünyayla hava ve deniz irtibatının kurulması, İsrail’deki tutukluların serbest bırakılmasıydı.
Varılan anlaşma sadece Gazze’ye insani yardım ve inşaat malzemesinin (İsrail’den ve Mısır’dan) Gazze’ye girmesini öngörüyor. Yani abluka şimdilik çok sınırlı biçimde hafifletiliyor. Diğer şartlar ise bundan sonra müzakere edilecek.
İsrail açısından
İsrail’in başarı olarak gösterdiği husus, Gazze’deki roketlerin ve tünellerin önemli bir kısmını imha etmesi, bazı Hamas komutanlarını da öldürmesidir. İsrail liderleri bunu güvenlik açısından rahatlatıcı bir sonuç olarak görüyorlar.
Ne var ki İsrail Gazze’nin çok sınırlı da olsa askeri gücünü yok edememiştir. Kaldı ki Hamas daha önce de İsrail’i vurma kapasitesini hızla toparlayabildiğini göstermiştir.
Aslında İsrail’in uğradığı en büyük zarar, savaşın insanı boyutu ile ilgili. Gazze’de çocuk dahil pek çok sivilin ölmesi, okul, hastane dahil pek çok binanın yıkılması dünya çapında bir İsrail aleyhtarlığına yol açmıştır.
İsrail ateşkes için başta Hamas’ın “silahsızlandırılması”nı şart koşmuştu. Anlaşmada bununla ilgili bir garanti yok. Bu da bundan sonraki müzakerelerde tartışılacak.
Mısır’ın rolü
Kısacası, Hamas da İsrail de bu ateşkes noktasında kendi başarılarıyla övünseler de gerçekte bu savaşın galibi yok. Bu ateşkesin ne kadar kalıcı olacağı ve asıl çözüme ve barışa bir geçiş sağlayıp sağlamayacağı henüz belli değil.
Şimdilik bu işte diplomatik olarak kazançlı görünün tek ülke, Mısır. Üstlendiği arabuluculukta başarılı olan Kahire, Ortadoğu’da etkili bir aktör olabileceği işaretini verdi.