Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İsviçre’nin Montrö kentinde gürültülü başlayan Cenevre-2 Konferansı, şimdi Cenevre’de daha sakin bir havada devam ediyor.
Açılış toplantısından sonra esas müzakereler için Cenevre’ye geçildiği geçen cumadan bu yana iki önemli gelişme kaydedildi.
Birincisi şu: Suriye hükümeti ile muhalefet, BM-Arap Birliği özel temsilcisi Lahdar Brahmini’nin çabaları sonunda, aynı masanın etrafında bir araya gelmeyi kabul etti. Gerçi iki hasım taraf birbirlerine direkt olarak hitap etmiyorlar, söyleyeceklerini arabulucu Brahmini aracılığıyla dile getiriyorlar. Ama gene de Esad rejiminin üst düzey yetkilileriyle Suriye Ulusal Koalisyonu (SUK) liderlerinin ilk kez yüz yüze gelmeleri önemli bir olay.
İkinci gelişme, tarafların kuşatma altındaki Humus kentinden kadın ve çocukların tahliye edilmesine razı olmasıdır. Denilebilir ki bu karar, Cenevre-2’den çıkan ilk somut sonuçtur.

İyi niyet testi
Humus tam iki yıldır Suriye ordusunun kuşatması altında. Kentin merkezi muhalif savaşçıların elinde. Ama burada sivil halk perişan durumda. Yiyecek çok kıt. İlaç yok. Açlıktan ve hastalıktan ölenlerin sayısı yüksek.
Çatışmalar yüzünden şimdiye kadar kente insani yardım dahi doğru dürüst ulaşamadı. Arabulucu Brahmini bu nedenle bu konuya öncelik verdi ve tarafların hiç olmazsa kadın ve çocukların -ve muhtemelen bazı hastaların- tahliyesine izin vermelerini sağladı.
Geçen hafta “Önce Halkı Kurtarın” başlıklı yazımızda Cenevre-2 Konferansı’nda ivedi insani yardım ve hatta kısmi ateşkes konusuna öncelik verilmesi gerektiğini belirtmiştik. Suriye meselesinin özüne ilişkin konuların özellikle geçiş sürecinin Esad’lı mı, Esad’sız mı olacağı sorununun müzakeresi zaten çok zor olacak ve zaman alacak. Hiç olmazsa bu arada insani yardım gibi konularla hem birçok hayat kurtarılmış, hem de görüşmelerde bir ilerleme kaydedilmiş olacak.
Bu bakımdan Humus konusunda varılan karar, büyük önem taşıyor. Tabii yeter ki, “masada” sağlanan bu mutabakat “arazide” (yani Humus’ta) uygulansın...
Bu taraflar için ilk iyi niyet testi olacaktır.

Başka çare yok
Cenevre’den gelen ilk iyi haberler, aslında aşırı bir iyimserlik yaratmamalı. Esas zorluk meselenin siyasi özü masaya yatırılınca ortaya çıkacaktır.
Brahmini’nin bir yandan insani sorunları gündeme getirirken diğer yandan Suriye’de yeni bir geçiş yönetiminin oluşturulması konusunun da ele alınmasına çalışacağı anlaşılıyor.
Ne var ki, dün Cenevre’de tarafların “geçiş süreci” veya “iktidar devri” konusunda sergiledikleri tutum, bu işin çıkmazda olduğunu gösterdi. Esad rejimi muhalefetin katılacağı bir “geçiş yönetimi” fikrine peşinen karşı çıkıyor. Ona göre Cenevre-2’de tartışılacak tek konu “teröristler”in saf dışı edilmesidir.
Oysa muhalifler Esad’ın gitmesine yol açacak bir geçiş sürecini hemen başlatmak istiyorlar.
İlk bakışta bu iki görüşü uzlaştırmak imkânsız. Ama diplomasi imkânsızı başarma sanatı olduğuna göre, gene de Cenevre-2’ye bir şans tanımak gerek. Zaten şu anda bundan daha iyi bir alternatif de yok...