Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Futbol ile yatıp kalkan Brezilya, ev sahipliği yaptığı Dünya Kupası’nda uğradığı feci hezimetin etkisinden herhalde kolay kurtulamayacak.
Yarı finalde Almanya karşısında 7-1 mağlup olan Brezilyalılar, kendilerini rezil duruma düşmüş ve bütün itibarlarını kaybetmiş hissediyorlar.
Diğer bir deyişle bu ağır yenilgi, spor alanının da ötesinde, ülkenin sosyal ve siyasal yaşamına da yansıyacak gibi görünüyor.
Ne de olsa, Brezilya’da Dünya Kupası, ta başından beri politize edilmişti. Nitekim FIFA 2007 yılında, 2014 Dünya Kupası’nın Brezilya’da yapılmasına karar verildiğinde, Brezilya bunu büyük bir zafer ilan etmişti.
O zaman ülkenin uluslararası itibarı yükseliyordu. Brezilya artık demokrasi ile yönetilen istikrarlı bir Güney Amerika ülkesiydi. Ekonomisi büyük hızla gelişiyordu. Uygulanan liberal sistemle, sanayide ve teknolojide dev adımlar atılıyordu. Milli gelirin adeta patlaması sayesinde 200 milyon nüfusun 40 milyonu artık orta sınıf düzeyine erişiyordu. Brezilya dünyanın en büyük ekonomisine sahip 8. ülke oluyordu...

Ekonominin iki yüzü
Kimilerin “Brezilya mucizesi” diye adlandırdığı bu dönem, Brezilyalılara dünya sahnesinde de kendilerini göstermelerinin yolunu açtı. Brezilya liderlerinin o günlerde Dünya Kupası’nı kendi ülkelerine çekme gayretleri de bu kampanyanın bir paçasıydı.
Geri kalmışlıktan büyümeye öylesine dev bir hamle yapan Brezilya’nın diğer yüzünde bir dizi sorun kendini belli etmekte gecikmedi. Yolsuzluklar aldı yürüdü, yoksul-zengin uçurumu büyüdü, gelir dağılımında ciddi eşitsizlikler ortaya çıktı...
Buna 2011’den itibaren dünya konjonktüründen de etkilenerek- Brezilya ekonomisinin bir durgunluk dönemine girmesini, büyüme hızının yüzde yarımın da altına düşmesini ve halk arasında yönetime karşı hoşnutsuzluğun artmasını eklemek gerek.
Bu durum Dünya Kupası hazırlıklarına da yansıdı. Daha doğrusu Dünya Kupası ile ilgili çalışmalar, ülkede siyasi ve sosyal çalkantılara yol açtı.
Geçen yılın yaz aylarında Brezilya’nın belli başlı kentlerinde milyonlarca insan sokaklara döküldü ve yönetimin Dünya Kupası için yaptığı büyük harcamaları protesto etti. Bu gösteriler kısa zamanda polisle çatışmalara ve orantısız güç uygulamalarına yol açtı.

Gösteriş uğruna...
Protestoların nedeni, Dünya Kupası için stadyum ve altyapı inşaatına çok büyük paraların (11 milyar dolar) harcanmasıydı. Devlet bu masrafları karşılamak için, şehir otobüslerinin ücretine zam yaptı. Enflasyonun zaten yükseldiği bir dönemde bu tür zamlar, dar gelirlileri çileden çıkardı. “Sokaktaki adam”ın gözünde bu harcamalar “büyük devlet edasıyla gösteriş uğruna” yapılacağına, öncelikle sağlığa, eğitime, ulaşıma ayrılmalı...
Her şeye rağmen, hükümet Dünya Kupası’nı planladığı gibi gerçekleştirdi ve halk da göz kamaştırıcı karşılaşmaları heyecanla izledi. Ta ki, Brezilya takımı o hezimete uğrayıncaya kadar.
Şimdi bu durum, halkın düş kırıklığı ve öfkesini sokaklara veya siyasi platforma taşıması olasılığını yaratıyor.