Tüm dikkatlerin Gazze üzerinde odaklandığı şu günlerde “IŞİD cephesi”nde de önemli gelişmeler oluyor.
Irak’ta ve Suriye’de IŞİD, veya yeni adıyla İslam Devleti (İD) savaşçıları hâkimiyet alanlarını genişletiyorlar. Ancak bu süreç çok kanlı ve acımasız şekilde gelişiyor.
Dün Birleşmiş Milletlerin Irak temsilcisi Nikolay Mladeniv, IŞİD’in Irak’ın kuzeyindeki Sincar ve Zuma kasabalarını ele geçirmesinden sonra, 200 bin kişinin evlerini terk edip yollara düştüklerini açıkladı. Temsilci bölgedeki durumu “bir insanlık trajedisi” olarak nitelendirdi ve bu mültecilerin ciddi bir “güvenlik tehdidi” ile karşı karşıya bulunduklarını belirtti.
Çoğu Kürt Yezidileri olan bu mültecilerin bir kısmı daha önce IŞİD’den kaçarak Sincar’a sığınmıştı. Şimdi oraları da kendileri için güvenli değil. Zira cihatçılar onları kâfir sayıyor, ibadet yerlerini imha ediyor, direnenleri vahşice öldürüyor.
Ramazan Bayramı sırasında IŞİD’in yayınladığı bazı videolar dünyayı şoke etti. Bu videolardan birinde militanların peşmerge olduğu sanılan bir grup insanı parça parça nasıl katlettikleri görülüyor.
Bu arada militanların “kendilerinden olmayanlara ait” cami ve türbeleri dinamitle yıkmalarına ilişkin görüntüler de dehşet verici...
Türkmenlerin kaderi
Bu durum, Türkmenleri de derinden etkiliyor. On binlerce Türkmen kasaba ve köylerini terk edip Kürt bölgesine sığınıyor, bir kısmı derme çatma kamplarda yaşam mücadelesi veriyor, bir kısmı da Türkiye’ye sığınma imkânlarını araştırıyor.
IŞİD’in şimdiye kadar ele geçirdiği topraklarla yetinmeyip hâkimiyetlerini daha da yayma çabaları, gerek Irak’ta gerekse Suriye’de giderek bir Kürt-IŞİD savaşına yol açıyor. Bağdat yönetimine bağlı Irak ordusu ise cihatçılarla çatışmalarda pek etkili olamıyor.
Sonuçta İD’in çekirdek kadrosu, dış ülkelerden gelen cihatçı gönüllülerin ve bazı yerel aşiretlerin desteğiyle bugün artık Irak ve Suriye’de geniş bir bölgeye hâkim olmuş durumda. İki ülkede de merkezi yönetim militanları saf dışı edecek ve işgal edilen yerleri geri alacak durumda değiller.
Açıkçası IŞİD Suriye’nin de Irak’ın da toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğine son vermiş bulunuyor...
Rehine müjdesi
Bu arada, haftalardan beri yayın yasağı nedeniyle pek sözü edilmeyen IŞİD’in elindeki 49 Türk rehine ile ilgili olumlu bir gelişme beklentisi var.
Bu konudaki umutlar, Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın Sivas’ta yaptığı bir konuşma ile arttı. Henüz resmi bir açıklama yok ama, IŞİD ile anlaşmaya varıldığı ve aralarında Musul Başkonsolosu’nun da bulunduğu rehinelerin bu hafta serbest bırakılacakları söyleniyor. Muhalefete göre bu da iktidar tarafından Cumhurbaşkanlığı seçimlerine denk getiriliyor...
İki aya yakın bir zamandır IŞİD’in elinde bulunan 49 vatandaşın serbest bırakılmasını milletçe sabırsızlıkla bekliyoruz. Umarız bu bir an önce gerçekleşir. Ve gerçekleştikten sonra da yayın yasağı kalkar ve bu konudaki anlaşmanın nasıl, hangi şartlarla mümkün kılındığı detaylı olarak kamuoyu ile paylaşılır...
IŞİD’in Musul’u ele geçirir geçirmez, Türk Başkonsolosluğu’nu neden bastığı ve 49 Türk’ü neden rehin aldığı ancak bu şekilde daha iyi anlaşılacaktır.