YazarlarSaldım çayıra, Mevlam kayıra

Saldım çayıra, Mevlam kayıra

04.11.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Saldım çayıra, Mevlam kayıra

Saldım çayıra, Mevlam kayıra

Yavuz DONAT

AVRUPA'da üçbuçuk milyon "vatandaşımız" yaşıyor.
Yurt dışındaki Türklere bakışımız nasıl?
Bu konudaki "ulusal politikamız" nedir?
Devlet Bakanı Rifat Serdaroğlu "politikayı" söyledi:
- Saldım çayıra, Mevlam kayıra!..
Serdaroğlu'nu kutluyoruz.
"Açık" konuştuğu için.
* * *
DEVET bakanları arasında "görev taksimi" yapılırken, Avrupa'daki Türkler konusu Rifat Serdaroğlu'na verildi.
Serdaroğlu'nun ilk işi "üniversitelerde kaç kişi var" diye sormak olmuş.
Görevliler "sadece Alman üniversitelerinde 22.000 Türk genci okuyor" demişler.
Bakan:
- Bunlar yarının doktorları, mühendisleri... Bunlar bilgi demek, teknoloji demek... Bunlar bizim "Almanya'daki gönüllü elçilerimiz." Bana adreslerini çıkarın.
Görevliler.
- Ne yapacaksınız?
Bakan:
- Mektup yazacağım. Tebrik edeceğim. Temasa geçeceğim.
Bürokrasi "maalesef" demiş.
- İsimleri de yok, adresleri de.
Serdaroğlu:
- Nasıl olur? Koskoca Türk devleti "yabancı üniversitelere giden" evlatlarının adını, adresini bilmiyor mu?
Yanıt kısa ve acı:
- Bilmiyor.
* * *
BAKAN Serdaroğlu ziyaretimize geldi.
Rifat Bey "diğer ülkeleri" incelemiş.
Örneğin Fransa veya Yunanistan "ülke dışındaki vatandaşları için" neler yapıyorlar?
Serdaroğlu:
- Fransa bu amaçla 1948'de yasa çıkarmış.
Biz de "İtalya modelini" incelemiştik.
Bakana onu anlattık.
İtalya'da "hükümet, sendika ve işveren" el ele vermiştir.
"İtalya dışındaki İtalyanlar için" bazı örgütlenmelere gidilmiştir.
"Bilimsel merkezler" kurulmuştur.
Bunları "İtalya finanse eder."
Ancak "bağımsız" çalışırlar.
Türkiye, 36 yıldır Avrupa'ya göç veriyor.
36 yıl boyunca "benzer bir örgütlenme" aklımıza gelmedi.
Ve sorunlar yığıldıkça, yığıldı.
Sohbetin burasında Serdaroğlu şöyle dedi:
- Bu bizim alışkanlığımız. Sorunları önceden göremiyoruz. Yara derinleşmeden tedavi aklımıza gelmiyor.
Serdaroğlu'nun "özeleştirisi" sevindirici.
"Yanlışları, eksikleri" kabul ediyor.
Zaten "doğruya" başka türlü ulaşmak olanaksız.
* * *
RİFAT Serdaroğlu "bir şey" yapmak istiyor.
Yapmak istediği şu:
"Yurtdışı Vatandaşlık Üst Kurulu" kurulsun.
Bu kurul "seçimle" oluşsun.
İçinde "atanmışlar" da bulunsun.
Bazı üst düzey bürokratlar gibi.
Her partiden birer temsilci gibi.
Bunlar "bürokrasi ve siyasetle ilişkiler bakımından yararlı olur" diye düşünülüyor.
Ve bu kurul yılda "iki, üç kez" toplansın.
Ancak kurul içinden seçilecek bir "daimi büro" yıl boyunca çalışsın.
Daimi bürodakiler "milletvekili maaşı kadar" maaş alsınlar.
Yurt dışındaki Türkler'in sorunları için hem Türk hükümeti ve hem de yabancı hükümetler nezdinde girişimlerde bulunsunlar.
Serdaroğlu sordu:
- Yanlış mı düşünüyorum?
"Doğru düşünüyorsunuz"
dedik.
Ve ekledik:
- Ancak işiniz çok zor.
* * *
SERDAROĞLU çantasından bir dosya çıkardı:
- Almanya'da, Almanlar tarafından kurulan ve "Türklerle ilgili araştırma yapan" 26 merkez var. Neden biz de bir merkez kurup, "kendi vatandaşımızla ilgili" araştırma yapmıyoruz?
Bakan yine sordu.
- Haksız mıyım?
- Haklısınız da... İşiniz zor.
* * *
SERDAROĞLU'ndan bir başka proje:
- En az iki üniversitemiz "Avrupa'daki organizasyonlarımızla" ilişkili hale gelmeli. Bunun için çalışma başlattım. İyi mi?
Elbette iyi.
"Ama..."
* * *
SERDAROĞLU "az konuşan, çok dinleyen" bir siyaset ve devlet adamı.
"Hedefi, stratejisi" doğru.
Önünde "tek engel" var.
Ankara... Bürokrasi... Yetki devretmek istemeyen devletçi zihniyet.
Eğer Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit ile, kendi genel başkanı Cindoruk "arkasında dururlarsa... Destek verirlerse" Serdaroğlu başarıya ulaşabilir.
Bu destek esirgenmemeli.



Yazara EmailY.Donat@milliyet.com.tr
KEŞFETYENİ
Babalarının kopyası! İşte Kerem ve Karan'ın son hali
Babalarının kopyası! İşte Kerem ve Karan'ın son hali

Cadde | 26.04.2025 - 07:18

Fahriye Evcen oğulları Kerem ve Karan ile birlikte yer aldıkları kareleri Instagram'dan paylaştı.

Yazarlar