Burun estetiği, kişinin hayatını olumlu yönde değiştirecek ve yaşam kalitesini arttıracak bir operasyondur. Ancak böyle büyük bir ameliyata karar vermek sanıldığı kadar kolay olmayabilir. Doğru doktor tarafından uygulanan iyi bir rinoplasti (burun estetiği) ameliyatı her ne kadar güzel sonuçlar doğursa da, ameliyat ve sonrasında gelen iyileşme süreci bazı hastaları kaygılandırmaktadır. İşte bu noktada burun estetiği öncesinde yapılması gereken planlamanın önemi ortaya çıkmaktadır.
Her cerrahi uygulamada olduğu gibi rinoplastide de iyi bir planlama başarılı bir sonuç için olmazsa olmazdır. Bunun için doktor ve hasta arasında güzel bir iletişim kurulmalı ve kapsamlı bir değerlendirme yapılmalıdır. Hastayı psikolojik anlamda rahatlatmak ve motive etmek konusunda doktora büyük iş düşmektedir.
Rinoplasti operasyonunun planlanmasında ilk basamak burnun iç ve dış yapısının detaylı bir şekilde incelenmesidir. Rinoplasti cerrahisinde burun bir bütün olarak ele alınır; dolayısıyla tek bir operasyonla hem estetik hem de fonksiyonel sorunların düzeltilmesi amaçlanır.
Dolgu maddeleri uygulamaları medikal estetikte en çok kullanılan yöntemdir. Yaş aldıkça, cildimizde kollajen, hyalüronik asit ve elastik dokularda azalmalar yaşanır. İşte, içerdiği hyaluronik asit sayesinde dolgu uygulaması cildi gençleştirir, tazeler ve cildin su tutma kapasitesini arttırır. Yüz dolgusu, özellikle ameliyattan korkan ama estetik yaptırmak isteyen hastalar için çok avantajlı bir seçenektir.
Dolgu tedavisi başarı oranı son derece yüksek ve emin ellerde gerçekleştirildiği sürece gayet güvenli bir uygulamadır. Dolgu tedavisi, önceden hazırlanmış olan dolgu maddesinin küçük iğneler yardımıyla cilt altına enjekte edilmesi şeklinde gerçekleşir. Oldukça basit ve acısız bir prosedürdür. İşlem öncesinde, hastanın uygulama sırasında herhangi bir ağrı sızı hissetmemesi için uygulama bölgesine lokal anestezik kremler sürülür.
Vücudun çeşitli yerlerine uygulanabilen dolgu tedavisi en çok yüz bölgesinde tercih edilmektedir. Yüz dolgusu, yüzdeki kırışıklıklar, sivilce izleri ve
Burun estetiği yaptırmayı düşünen hastaların kaygılandığı konular arasında iyileşme sürecinin nasıl işleyeceği ve ameliyat sonrası sosyal yaşama ne zaman dönebilecekleri yer almaktadır.
Estetik bir burun şekline kavuşmak ve/veya fonksiyonel problemleri ortadan kaldırmak için uygulanan burun ameliyatları sonrasında hastaların toparlanmak için biraz süreye ihtiyaçları vardır. Bu süre ortalama 10-15 gün kadar sürmekte ve hastalara bu iyileşme sürecini evlerinde dinlenerek geçirmeleri tavsiye edilmektedir. Bunun için çalışan ya da okuyan hastalar ameliyat için izin alabilecekleri bir dönemi seçmelidir. Unutmayın ki rinoplasti (estetik burun ameliyatı) yılın her mevsiminde uygulanabilen bir cerrahidir, burada önemli olan hasta için en uygun zaman diliminin seçilmesidir.
Burun Estetiği Sonrası Neler Yaşanır?
Hastalarımızın en çok sorduğu soru ameliyat sonrası sürecin nasıl ilerlediği ve bu süreçte onları nelerin beklediğidir. Bilindiği gibi rinoplasti cerrahisi genel anestezi altında gerçekleştirilmektedir, bu nedenle operasyondan sonra
Gözlerimiz yalnızca görmemizi sağlayan organlarımız değil, ayrıca ifademizi belirleyen, bakışlarımıza derinlik katan, yüzümüzün en önemli parçalarındandır. Yaşlanma ve yer çekiminin etkisiyle birlikte, yıllar içinde göz kapağımızda değişimler gözlemleyebiliriz. Bu süreçte göz kapaklarında sarkmalar, torbalar, kırışıklıklar, gevşeme, renk eşitsizlikleri, koyulaşma gibi istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Özellikle kırışıklık ve sarkmalar, kişiyi olduğundan yaşlı ve yorgun bir görünüm vermektedir. Göz kapağı estetiği (blefaroplasti), alt ve üst göz kapağındaki bu sorunları ortadan kaldıran plastik cerrahi prosedürüne verilen addır.
Göz kapaklarındaki sarkmalar yaşlı bir cildin göstergesidir. Cildin yaşlanma sürecini hızlandıran etkenler olarak: hava kirliliği, güneş ışınları gibi dış faktörlerin yanı sıra; düzenli bir cilt bakımı yapmamak, yeterli miktarda su tüketmemek, sigara ve alkol kullanımı, düzensiz uyku uyumak gibi kişisel sebepler de sayılabilir.
İnsan cildi normalde elastik bir yapıdadır, fakat
Dudaklar yüzümüzün en dikkat çekici kısımlarından biridir. Kadınlar ruj sürdüklerinde hatta sürmediklerinde bile dolgun ve pürüzsüz dudaklara sahip olmak isterler. Ne yazık ki herkes doğuştan dolgun ve kusursuz şekilli dudaklara sahip olamıyor. Bazı kişilerde yaşlandıkça dudakların inceldiğini görmek dahi mümkün olabiliyor. Hal böyleyken günümüzde pek çok kişinin dudak dolgusuna yönelmeleri şaşırtıcı değil.
Dudak dolgusu, ince dudaklı kişilerde daha kalın, dolgun ve pürüzsüz dudaklar elde etmek amacıyla yapılan bir medikal estetik uygulamasıdır. En popüler dolgu maddesi hyalüronik asittir. Hyalüronik asit dudakları dolgunlaştırırken aynı zamanda yenilemekte ve pürüzsüz bir görünüm vermektedir. İnsan vücudunda doğal olarak bulunan hyalüronik asit dudaklarla tamamen uyumludur. Profesyonel bir doktor tarafından steril bir ortamda gerçekleştirilen dudak dolgusunda korkulacak bir şey yoktur. Ancak bu konuyu ciddiye almak gerekir. Merdiven altı yerlerde, bilinçsiz kişiler tarafından uygulanan bir
Orta yaşlardan sonra hepimiz yavaş yavaş vücudumuzda bir takım yaşlanma belirtileri fark ederiz. Bu belirtilerin kendilerini en çok gösterdikleri yerlerden biri de yüzümüzdeki kırışıklıklar, ince çizgiler ve deri sarkmalarıdır. Aslında, bunlar yalnızca orta ve ileri yaşlı kişilerde değil, ani ve aşırı kilo veren, cildine iyi bakmayan, yeterince su tüketmeyen ya da çok kuru cilde sahip olan, daha genç kadın ve erkeklerde de karşılaştığımız şeylerdir. Her ne sebepten kaynaklı olursa olsun, sarkık bir cilt sizi olduğunuzdan çok daha yaşlı ve yorgun gösterecektir.
Bu can sıkıcı durumdan kurtulmak ise sandığınız kadar zor değil. Yüz germe ameliyatı ile cildinizde mucizevî bir değişime tanıklık edebilirsiniz. Günümüzde sadece kadınlar tarafından değil, erkekler tarafından da tercih edilen bu cerrahi operasyon sayesinde, hastalarımızı 10 yaş kadar gençleştirebiliyoruz.
Neden Yüz Germe Ameliyatı?
Yüz gençleştirme için ameliyat dışında; botoks, dolgu, lazer, hücresel tedavi ve çeşitli cilt bakım tedavileri gibi medikal yöntemler de kullanılmaktadır.
Burun estetiği ameliyatlarında iki tane yaklaşım bulunmaktadır. Bunlar açık ve kapalı tekniklerdir. Her iki teknik de uzun yıllardır var olmakla birlikte pek çok cerrah halen hastalarına açık teknik burun ameliyatlarını önermektedir.
Burun estetiğinde amaç burunda var olan deformiteleri en doğal ve en güzel şekilde ortadan kaldırmaktır. Unutulmaması gereken şey herkesin farklı bir burun yapısına, doğal olarak da özel bir tedavi planlamasına ihtiyaç duymasıdır. İşte bu noktada ameliyatta kullanılacak teknik büyük önem arz etmektedir.
Açık teknikle gerçekleştirilen burun estetiği ameliyatlarının kapalı teknikle gerçekleştirilenlerden en temel farkı, cerraha geniş bir görüş alanı sağlamasıdır. Açık teknikte burnun alt kısmında, burun deliklerinin ortasında küçük bir ameliyat kesisi açılır ve bu kesi yardımıyla tüm burun derisi kaldırılır. Böylelikle tüm kıkırdak, burun eti ve kemik yapısı rahatça gözlemlenir ve en ağır şekil bozuklukları bile uzman ve deneyimli bir cerrah tarafından kolayca düzeltilebilir. Öte yandan kapalı
Burun estetiği uygulaması kişiye has ve herkes için farklı biçimde planlanması gereken bir ameliyattır. Kimi hasta sadece burnunun dış görüntüsünü değiştirmek isterken kimi hasta solunum problemleri dolayısıyla burnun içyapısında da müdahaleye ihtiyaç duymaktadır. İyi bir rinoplasti (burun estetiği) için tüm bunlarla birlikte hastanın yaşı, cinsiyeti ve cilt tipi gibi faktörler de ele alınmalıdır.
Günümüzde hem kadın hem de erkek hastalar burun estetiği yaptırmak istemektedir. Fakat kadın ve erkek burun şekilleri arasında önemli karakteristik farklar bulunduğundan ameliyat süreci de farklı şekilde planlanarak uygulanmalıdır.
Kadın ve erkek burun yapısı arasındaki temel farklar şunlardır:
-Kadınların burun ucu erkeklerin burun ucuna göre daha kalkıktır
-Erkeklerin burun ucu daha büyük ve geniştir
-Erkek burun derisi kadın burun derisine göre daha kalın yapıdadır
-Erkeklerin kemik ve kıkırdak yapısı daha kalındır