Giderek “tüketim toplumu” modeline yaklaşmamız nedeniyle toplumumuza özgü pek çok değer önemini kaybetmiş durumda. Bununla beraber, bazı geleneksel ilişki ve değerler halen varlığını sürdürüyor. Bunun doğal bir sonucu olarak iş hayatında belli ölçülerde eş-dost, tanıdık, akraba etkenleri belirleyici olabiliyor.
Ticari yaşamda bu tür ilişkiler baskın olunca, çoğu zaman alım veya satımda uygulanan fiyat da emsallerine göre düşük olabiliyor. Fiyatın düşük olmasına yönelik bir eleştiri yapıldığında, “Mal benim değil mi, istediğim fiyattan satarım” türü bir refleksle karşılaşılıyor.
Ancak, bu yaklaşım vergi kanunlarıyla uyumlu değil. “Bunun vergiyle ne ilgisi var?” diyebilirsiniz. Eş, dost, akraba veya ortaklara düşük fiyattan satış yaptığınızda veya onlardan yüksek fiyattan alım yaptığınızda vergi matrahının aşınması sonucu ortaya çıkıyor. İşte bu yüzden kanunlarımız buna izin vermiyor.
Vergi ve ceza
Vergi kanunlarımıza göre, ilişkili kişilerle “emsallere uygunluk ilkesine” aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunulursa, kazanç “transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış” sayılıyor.
Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendiriliyor.
Bunun sonucu olarak da, emsalini aşan ödemeler gider kabul edilmiyor. Dolayısıyla, cezalı vergi tarhiyatı ile karşılaşılıyor. Ayrıca, bunlar vergisiz dağıtılan kazanç sayılıp, ilişkili kişiye kar dağıtımı yapılmış gibi cezalı stopaj tarhiyatı da söz konusu olabiliyor.
Transfer fiyatlandırması bakımından önemli olan, ticari işlemde bulunulan kişinin “ilişkili kişi” kapsamında olup olmaması.
İlişkili kişi, kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade ediyor.
Ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılıyor. Bunun sonucunda da neredeyse selam verilen herkes ilişkili kişi kapsamına giriyor.
İncelemeler
Vergi yapılandırmasıyla pek çok mükellefin matrah artırımında bulunması nedeniyle transfer fiyatlandırması, 2016 ve izleyen dönemde denetim elemanlarının üzerinde ağırlıklı olarak duracakları konuların başında geliyor. Bu durum, vergi mükelleflerini sıkıntıya sokabilir.
Konunun karmaşıklığı ve bu konudaki yayınların kısıtlı olması da ayrı bir handikap. Mükelleflerin kendi çıkarları bu konunun üzerinde önemle durmalarını gerektiriyor. Tavsiyemiz, yayınların dikkatli bir şekilde izlenmesi ve muhasebe personelinin bilgilendirilmesi. Olanakları geniş olan mükelleflerin bu ve benzeri konularda eğitim veya danışmanlık hizmeti almaları da yararlı olur.
AKLINIZDA BULUNSUN
Açık fatura-kapalı fatura farkı
Faturanın düzenlenme şekline bağlı olarak, uygulamada açık fatura ve kapalı fatura kavramları kullanılıyor. Halk arasında “kapalı fatura” ya da “açık fatura” olarak adlandırılan faturalar konusunda ne Vergi Usul Kanunu’nda ne de Türk Ticaret Kanunu’nda herhangi bir hükme yer verilmemiş olup, bu kavramlar “ticari örf ve âdet” hukukundan doğmuştur; yani tamamen uygulamadan geliyor.
Kapalı fatura deyimiyle, satılan malın ya da yapılan hizmetin bedelinin peşin ödendiği, açık fatura deyimiyle de bedelin henüz ödenmediği yani vadeli satış yapılan durumlar ifade edilmeye çalışılıyor.
Faturada kayıtlı bedelin, faturanın düzenlenmesi anında ya da daha sonra ödenmesi halinde, ticari örf ve teamüle göre yapılacak işlem şekilleriyle faturaya, açık fatura veya kapalı fatura sıfatları kazandırılabiliyor. Kapalı fatura, müşterilerin borçlarını faturanın düzenlendiği anda ödemeleri üzerine, şirket ve işletme kaşesinin faturanın alt tarafında basılıp, düzenleyen tarafından imzalanması yoluyla hazırlanıyor. Açık faturada ise kaşe ve imza faturanın üst kısmında bulunur.
GÜNÜN SÖZÜ
“Herkesin yenileceği bir yer vardır. Kimilerini yenilgi yıkar, kimileri zaferle küçülür, bayağılaşırlar. Büyüklük, hem yenilgiyi hem de zaferi kabullenebilen kişilerde yaşar.” (John Steinbeck)