Prof. Dr. Metin Taş

Prof. Dr. Metin Taş

ymmmetintas@gmail.com

Tüm Yazıları

Başlığı okuyunca, “Bu da nereden çıktı” diyebilirsiniz. İnanın, böyle bir durumla karşılaşılması olasılığı yüksek. Bilgi düzeyi yetersiz olan kişilerle istişare ederek sorunlarınız çözmeye kalkıyorsanız olasılık daha da yüksek. İzninizle açıklamaya çalışalım.

Borçlu olmasanız bile size icra dairelerinden farklı konularda yazı gelebilir. İcradan gelen bu tebligatların gereğini yerine getirmezseniz başkasının borcunu ödemek zorunda kalabilirsiniz. Bu konuda hem devlet alacaklarının takip ve tahsilini düzenleyen Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun (AATUHK) hem de özel alacakların takip ve tahsilini düzenleyen İcra ve İflas Kanunu’nda (İİK) özel hüküm var.

Haberin Devamı

Süreç nasıl işliyor?

Bir kişi borcundan dolayı icra takibine uğradığında, icra dairesi tarafından (veya vergi dairesi) bu kişinin mal varlığıyla birlikte alacakları da tespit ediliyor. Özellikle alacakların tespiti evrak üzerinden yapılıyor. Dolayısıyla alacağın tahsil edilip edilmediği konusu üzerinde fazla durulmadan tespit edilen kişilere bir tebliğ gönderiliyor.

Tebliğde, “... ile yapmış olduğunuz ... TL’lik mal alışından doğan borcunuzun ödenip ödenmediğinin bildirilmesi, ödenmemiş ise ilgili kişiye değil icra dairesine ödenmesi...” benzeri ibareler yer alıyor. Yapılan takibe göre, AATUHK’nın 79. maddesi veya İİK’nın 89. maddesi hükmü dayanak gösteriliyor ve cevap için 7 gün süre veriliyor.

Cevap çok önemli

İcra takibi yapılan kişiye borcu olmayanlar, çoğunlukla “Ben borcumu ödedim, bir şey yapmaya gerek yok” diye düşünüyor. Sorun da bu noktadan sonra başlıyor. Her iki kanuna göre de eğer gelen tebliğe 7 gün içinde cevap verilmezse, “borç yeddinde sayılıyor”. Yani, ilgili kişiye borçlu olduğunuz kabul ediliyor. Bu noktadan sonra borcun ödenmesinden başka çare kalmıyor.

Devlet borcuysa...

Özel alacakların takibi için yapılan işlemler biraz daha insaflı. Sizden itiraz etmediğiniz kendi borç miktarınızı istiyorlar. Eğer, yapılan takip vergi ve benzeri devlet alacaklarının tahsiline yönelikse yandınız. Yaptığınız alışverişten doğan borcunuzun miktarına bakılmaksızın takip edilen kişinin toplam borcu sizden isteniyor.

Haberin Devamı

Örneğin, küçük esnaf (K) toptancı (T)’den 2.000 TL değerinde mal almış olsun. Toptancı vergi dairesine olan toplam 250.000 TL borcu nedeniyle takibe uğradığında, süresinde bildirimde bulunmayan (K)’dan 2.000 TL değil; toplam borç olan 250.000 TL isteniyor. Hemen strese girmeyin; zira borcunuzdan fazla tahsilat yapılması hukuken mümkün değil.

Menfi tespit davası

Olaylar son noktaya geldiğinde, yani süreyi kaçırdığınızda borcu ödemekten başka çareniz yok. Dava açmanız işlemin yürütmesini durdurmuyor. Borcun olmadığı, “menfi tespit davası” açılarak ispat edilebiliyor. Ancak, bu davanın sonuçlanması zaman alıyor.

Çözüm ne?

Öncelikle gelen tebligatlar konusunda dikkatli olmak gerekiyor. Eve gelen tebligatlar konusunda aile fertlerinin “uyanık” olması ve muhatabı derhal bilgilendirmesi çok önemli. İşyerine gelen tebligatlarda ise tebligat çalışanlardan herhangi birine yapılabiliyor. Bu nedenle, bekçi, çaycı demeden bütün çalışanların konuya dikkatlerinin çekilmesinde fayda var. Gelen tebligatın anında size ulaştırılmasını sağlayın. Tebligatı görmeden cevap veremeyeceğiniz için bu nokta çok önemli.

Haberin Devamı

Bundan sonraki aşama ise borcunuz olmasa dahi 7 günlük süreyi geçirmeden yazıya cevap verilmesi. Borcunuzu ödemişseniz, borcunuzu ödediğinizi bildiren bir yazı (varsa ödemeyi kanıtlayan belgeleri ekleyin) yazın ve yazınızın kayda alındığından emin olun. Borcunuzu kısmen veya tamamen ödememişseniz, aynı süre içinde borç miktarınızı belirten bir yazı ile cevap verin. Aksi halde başınıza olmadık şeyler gelebilir. Bizden uyarması...

KUTLAMA
Bütün okurlarımızın bayramını kutlar; huzurlu ve güvenli bir ortamda yaşamalarını dilerim.

GÜNÜN SÖZÜ
“Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç, cahiller tarafından yönetilmektir.”
(Eflatun)

AKLINIZDA BULUNSUN

Araç sahibinin hukuki sorumluluğu


Araç sahipleri, kendileri kullanmasalar bile kendi adlarına kayıtlı olan araçların diğer kişilere vermiş olduğu zarardan sorumludur. Sorumluluktan kurtulmak için aracın devredilmesi gerekiyor.

Bir aracın devri için, noter satışı yapılması ve aracı alanın, almış oluğu aracı trafik sicilinde kendi adına tescil ettirmesi gerekiyor. Bununla beraber, sorumluluktan kurtulmak için aracın noterde devri yeterlidir. Noter satışı sonrası trafik sicilinde tescili yapılmayan araçların noter satışı sonrasında vermiş olduğu zararlardan satış yapan kişinin sorumlu tutulması mümkün değil. Bunun için noterde devrini yaptığınız araçla ilgili devir evraklarını bir yerde muhafaza etmekte yarar var.