Prof. Dr. Erol Ulusoy

Prof. Dr. Erol Ulusoy

erolulusoy@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İhsan Amca restoranlar açılınca ailesini dışarıda yemeğe çıkaracak. Aklına takılmış, sordu: “Valeye park etmesi için verdiğim aracım çalınırsa zararım nasıl giderilecek?” Gelin, cevabı birlikte arayalım...


İhsan Amca ve Zeynep Teyze, 65 yaş ve üstünün sokağa çıkma sınırlamasının pazar günleri 14.00 - 20.00 saatleri arasında istisna kapsamında olacağını ve 1 Haziran itibariyle de restoran, kafe, pastahane türü işletmelerin belirlenen kurallar dahilinde saat 20’ye kadar hizmet vermeye başlayacağını duyunca heyecanlanmışlar. Gelecek pazar günü akşam yemeklerini çok beğendikleri bir restoranda yemeğe karar vermişler.

Beni aradı. Restoranta araba ile gideceğini ve ‘vale’ye park etmesi için bırakacağını söyledi. Endişesi şu; “Şimdiye kadar başıma bir şey gelmedi, ama aracım çalınırsa zararım nasıl giderilecek” diye sordu.

Ben önce, yürüme mesafesiyle sınırlı olmak, mesafe kuralına riayet etmek ve maske takmak kaydıyla dışarı çıkabileceklerini, restoranlar için müşterilerde yaş sınırı olmadığını belirttim ama, o yine de aracıyla gitmede ısrarcı oldu. Ne yapayım, ben de şimdiden keyifli bir akşam yemeği dilerim...

Parka araç bırakınca

Genel saklama sözleşmesi TBK md 561 ile düzenlenmiş; saklatanın (aracını park edenin), saklayana (otopark işletmecisine) bıraktığı bir taşınırı, saklayanın (otopark işletmecisinin) güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşmedir.

O halde bir otoparka, garaja vs. gibi yerlere park etmekle, otopark işletmecisinden, aracımızı güvenle saklamasını isteme hakkına sahip oluyoruz. Bunun karşılığında park ücreti ödüyoruz.

Aracımızı otoparka nasıl bırakmışsak, o şekilde teslim almamızdan otopark işletmecisi sorumludur.

Fakat İhsan Amca, bize aracımızı park etmek için yer gösterilmesi ile otopark işletmeciliği arasında bu bakımdan çok önemli bir fark var; eğer umuma açık bir yer, alan, bölge araç park etmeye ayrılmış ise ortada bir “saklayan” niteliğinde otopark işletmecisi yoktur ve aracı park etmekle saklama sözleşmesi kurulmaz. Mesela bir apartmanın önünde araçları düzgün park etmek için çizgilerle ayrılmış yerlere park edersek, burasının bir işleteni olmadığı için, kimseyle saklama sözleşmesi yapmış olmayız.


‘Vale’ye verdiğiniz aracınız çalınırsa...






Otoparktaki arabada hırsızlık olursa...


İşletmecisi olan bir otoparka bıraktığımız araçtan bir şey çalınırsa İhsan Amca, senin de tahmin edeceğin gibi, hukuken otoparkın işletmecisi sorumludur.

Sana gerçek bir olaydan bahsedeyim İhsan Amca; ‘... AŞ’ kapalı garajı olan bir AVM işletmektedir. Gülperi Hanım AVM’nin ücretli kapalı garajına aracını bırakıp, alışverişe geçer. Döndüğünde aracının arka bagaj camının kırıldığını ve bir kısım eşya ve paralarının alındığını görür. Hemen polise ve AVM güvenliğine tutanak tutturur. Daha sonra zararlarından AVM ve kapalı garajın işleticisi ‘... AŞ’ye ve AVM’nin güvenlik şirketine karşı toplam 8.000 TL tutarında tazminat davası açar.

Mahkeme, eşyaları araç içerisinde bırakıp gitmekle hırsıza davetiye çıkarılmış olduğu, hırsızın sonradan yakalandığı ve çalınan dizüstü bilgisayarının iade edildiğini gerekçe göstererek, Gülperi Hanım’ın davasını husumetten reddeder. Gülperi Hanım, o zamanlar istinaf yolu olmadığından, kararı temyiz eder. Yargıtay Gülperi Hanım’ı haklı bulur.

Çünkü AVM’nin otoparkına aracını bırakan kimselerin eşyalarının güvenliğinden kaygı duymamaları gerekir.

Ücret ve bahşiş

Otopark ücretsiz olsaydı bir şey değişir miydi? Değişmezdi İhsan Amca! Otoparkın ücretli veya ücretsiz olması, otopark işletmecisinin saklayan olarak sorumluluğunu kaldırmaz. Bu sebeple, bazı yerlerde vale’lerin “ücret” değil, “bahşiş” almaları hukuki sonucu araç sahibi aleyhine değiştirmez.

Lokantayla saklama sözleşmesi kurulur

Caner adlı bir vatandaşımız gece geç saatlerde bir lokantaya yemeğe gider. Aracını park etmesi için otopark görevlisi olan vale’ye teslim edip, yemek yenilen alana geçer. Anahtarı üzerinde olan araç 45 dakika sonra, vale’nin başka bir müşteriye ait araçla ilgilendiği esnada kimliği meçhul kişilerce çalınır.
Caner Bey’in aracı kaskolu olduğundan, sigorta şirketi çalınan aracı tazmin edip, Caner Bey’e ödediği paranın tahsili için lokanta sahibine ve aracı teslim alan vale’ye karşı dava açar.

Yargılama esnasında vale’nin lokantanın bir çalışanı olduğu tespit edilir. Lokanta bir defa TBK md 66 gereği adam çalıştıran olarak vale’nin eyleminden sorumludur.

Buna ek olarak ayrıca saklama sözleşmesi kurulmuştur. Çünkü otopark lokantanın hâkimiyet alanı içindedir. Araç park edilmek üzere vale’ye teslim edildikten sonra uygun şekilde park edilip, gerektiği şekilde özen gösterilerek kilitlenmeli ve hatta kapıların kilitli olduğu kontrol edilmelidir. Araç anahtarının otopark görevlisi dışında başka bir kişi ya da kişilerin ulaşamayacağı bir yerde muhafazası sağladıktan sonra diğer müşterilerin araçları ile ilgilenilmelidir.

Yine de dikkat...


Araç sahibi aracını teslim ettikten sonra, hayatın olağan akışına olacak şekilde aracının anahtarı üzerinde bırakıldığını bilmesi ve düşünmesi kendisinden beklenemez.

Ama İhsan Amca sana, benim gibi, mümkünse araç park edildikten sonra aracın kilitlendiğinden emin olup, anahtarını almanı tavsiye ederim. Neme lazım! Küçük bir ihmalin bedeli ağır olur!

‘Hırsızlıktan sorumlu değiliz’ yazısı varsa

AVM ve garaj işletmecisi şirket, hem kapalı garajın her yerinde göze çarpar ve okunur bir şekilde, hem de otopark fişlerinin üzerinde “araçta meydana gelecek hasar ve kayıp eşyadan yönetimin sorumlu olmayacağı” ifadesinin bulunduğunu, bu sebeple araçlarda meydana gelen hırsızlıklardan sorumlu olmayacağını ileri sürer.

Elbette Yargıtay bu tür bir hırsızlıktan sorumsuzluk çekincesini geçerli kabul etmez.

Çünkü böyle bir sorumsuzluk ifadesi, saklayanın, kendisine bırakılan eşyayı güvenle saklama ve özen burcuna açıkça aykırılık teşkil ettiği için geçersizdir. Saklayan otopark işletmecisi, kendi üzerine düşen, park edilen aracı koruma yükümlülüğünü araç sahibinin üzerine yıkamaz.

Altın künye örneği

Ama araç sahibi de hırsızlığın olmasını önleyici tedbirleri alması zorunludur. Aksi takdirde araç sahibinin ve otopark işletmecisinin kusur oranları tespit edilip zararın tazmini kusur oranına göre paylaştırılır.

Mesela aracının içine görünür bir şekilde altın künyesini bırakıp, aracı kilitlemeyi de unutan bir kişi, altın künyesinin çalınmasından daha ağır oranda kusurlu olacaktır ve çalınan künyenin değerinin çok azını otopark işletmecisinden alabilecektir.

Mesela, Handan isimli bir araç sahibinin, aracını kapalı otoparka bırakırken gerekli önlemleri almadığı, laptopunu aracın sağ ön koltuğuna bıraktığı, oysa laptopu bagajına veya dışarıdan fark edilip görülemeyecek herhangi bir yere koyup saklamadığı gerekçesiyle, zararın tamamının tazminini isteyemeyeceği sonucuna varılmıştı.

Aracımızı park ederken içinde değerli bir eşya bırakmayalım, hele hele görünür şekilde hiçbir şey bırakmayalım.