Prof. Dr. Erol Ulusoy

Prof. Dr. Erol Ulusoy

erolulusoy@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ticarete atılmak isteyen bir okuyucum sordu: Ticarete şahıs olarak mı girmeli, yoksa bir şirket mi kurmalı? Gelin bir şirket nasıl kurulur, hangi sorumluluklar söz konusu olur, inceleyelim...

Geçen cumartesi günkü yazımda, kapanmış bir şirketin tekrar nasıl canlandırılacağını, hukuki terimiyle ‘ek tasfiye’ için nasıl ihya edileceğini açıklamıştım. Okuyucularımdan Seçkin Bey arayarak esprili bir şekilde, “Önce bir şirketi kursaydık da ondan sonra kapatıp tekrar canladırsaydık Hocam...” dedi.

Ben de Seçkin Bey’e hak verdim ama artık iş işten geçmişti. Ne yapalım, biz de bugün şirket kurmayı anlatalım. Seçkin Bey Ukrayna ve Rusya pazarlarının yoğun mal talebini karşılamak için ticarete atılmak istediğini söyledi. Sorusu şuydu: Ticarete şahıs olarak mı devam etmeli, yoksa bir şirket kurarak şirket üzerinden mi?

Haberin Devamı

Hemen cevaplayayım: Basit kurul kararları, sık sık ticaret siciline karar tescilleri gibi hususlarla uğraşmamak istiyorsanız, şahıs işletmesi olarak ticaret yapabilirsiniz.

İflas ederseniz...

Fakat şahıs işletmesi sahibi olduğunuzda, o zaman tacir sıfatı sizin şahsınıza ait olur ve tacirler de ister ticaretten kaynaklansın, isterse özel ilişkilerden doğan borçları olsun, iflas edebilirler. Örneğin satın aldığınız bir yazlıktan dolayı borcunuzu ödeyemezseniz, satıcı sizin iflasınız isteyebilir ki, o zaman işlemenizi de siz değil, iflas idaresi yönetir.

Diyelim ki şahıs işletmenize kendinize göre 1 milyon TL sermaye koydunuz. Sanmayın ki işletmenizin borcu, işlemenizdeki malvarlığı ile ödenemezse, sizin özel malvarlığınıza kimse dokunamaz. Hayır, bir kişi şahıs işletmesi işletiyorsa, işletmesinin borçlarından bütün özel malvarlığı ile de sorumludur.

Vergisel durumlar

Şahıs işletmesi işlettiğinizde vergisel bir konuyu da açıklamam gerek: Eğer adi şirket dışındaki diğer ticaret şirketleriyle ticaret yapıyorsanız, şirketiniz yüzde 20 oranında kurumlar vergisi öder. Şahıs işletmeniz olduğunda ise ödeyeceğiniz vergi gelir vergisidir ve en yüksek dilimi de yüzde 35’tir. Şunu da söyleyeyim, şirket her ne kadar yüzde 20 kurumlar vergisi ödese de, ortaklarına kâr payı dağıtırsa, ortak yine bir gelir vergisi ödeyecektir.

Haberin Devamı

Ticaret şirketleri ile faaliyette bulunmak isterseniz sevgili Seçkin Bey’ciğim, size önerim anonim veya limited şirket kurmanız. Her ne kadar kollektif ve komandit şirket de mümkün olsa da, bunlar da şahıs şirketleridir ve kollektif şirketin bütün ortakları, komandit şirketin komandite ortağı şirketlerinin borçlarından da sorumlu oluyorlar.

Yani bu şirketler borçlarını ödeyemezlerse, alacaklılar ortaklarından tahsil edebiliyorlar. Dolayısıyla karşımıza şöyle bir manzara çıkıyor; sadece kollektif şirkete veya komandit ortak olarak komandit şirket koyduğunuz 1 milyon TL sermayeyi ticarette riske atmış olmazsınız, bütün her şeyinizi sanki şahıs işletmesiymiş gibi ticari riske atmış olursunuz.

Hatta sadece şirketin değil, ortaklarının da iflası istenebilir; komanditer ortak hariç. Vergi bakımından da yine yüzde 35 gelir vergisi ödersiniz.

Ortaklığı devretmek...

Haberin Devamı

Bir de, kolektif şirketten ve komandit ortak olarak komandit şirketten çıkmak, ortaklık payını devretmek de öyle kolay değil. Diğer ortaklar istemezse ve haklı bir sebebiniz de yoksa, yıllarca şirketten çıkamazsınız. Eğer birbirinize katıksız güvenen kişiler değilseniz, asla kollektif veya komandit şirket kurmayın derim.

Komandit ortak ne demek, söyleyim hemen Seçkin Bey; komandit şirkette iki tür ortak olur, komandite ortak şirketin hem yöneticisi hem de temsilcisidir ama bütün sorumluluk da ondadır, şirketten alacağını alamayan herkes, komandite ortaktan isteyebilir. Bir de komanditer ortak vardır ki, o getireceği sermayeyi şirkete ödediğinde, artık işi biter, sadece şirketin kâr elde etmesini ve dağıtmasını bekler.

‘Anonim ve limited’ şirketin avantajları

Bana soracak olursan Seçkin Bey’ciğim, bence anonim veya limited şirket kurarak Ukrayna ve Rusya’ya ithalat ve ihracaat ticaretine başlayabilirsin.

Yanınıza ortak almadan tek başınıza 10 bin TL sermaye ile limited, 50 bin TL sermaye ile anonim şirket kurabilirsiniz. Sonra da sadece kendinizi yönetim kurulu üyesi veya limited şirket müdürü yapar, şirketi sanki bir şahıs işletmesiymiş gibi tek başınıza çekip çevirirsiniz.

Anonim ve limited şirketin bir avantajı da, getirilecek sermaye şirkete ödendikten sonra şirketin ticari borçlarından ne yöneticileri ne de ortakları sorumlu olur. Tabii ki kamu borçları hariç; anonim ve limited şirketlerin yöneticileri şirketten tahsil edilemeyen veya edilme imkânı olmayan bütün kamu borçlarından sorumludurlar. Hatta limited şirket ortakları da ortaklık payları oranında sorumludur; örnek vermek gerekirse Seçkin Bey’ciğim; siz bir limited şirketin yüzde 60’ına sahip ortağı iseniz, şirketin vergi ve SGK prim borçlarının da yüzde 60’ından sorumlu olursunuz. Aynı zamanda şirketin müdürü iseniz, tamamından sorumlusunuz.

Ya işler kötü giderse?

Şirket işleri kötü gider de, satın aldığı bir malın parasını ödeyemezse, satıcı gelip de şirket ödeyemiyor, yöneticisi veya ortağı ödesin diyemiyor. Fakat bunun da bir istisnası var; hukuk düzeni hiçbir hakkın kötüye kullanılmasına izin vermez.

Eğer limited veya anonim şirketi kötüniyetli olarak kuran veya işleten olursa, o zaman şirketin tüzel kişilik perdesini aralarız ve arkasındaki kötüniyetli ortağı şirketin borcundan sorumlu tutarız. Biz buna tüzel kişilik perdesinin aralanması ve ortağın, hissedarın şirketin borcundan sorumlu tutulması diyoruz. Yani meydan o kadar da boş değil!

Limited ve anonim şirket kurmak da artık çok kolay. Asaleten veya vekaleten bir şirket ana sözleşmesi hazırlanır. Kurucu ortakların imzaları noterde tasdik edilir. İsterseniz notere bile gitmeden ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanan esas sözleşmede, anonim şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulur. Limited şirketlerin kuruluşunda ise notere hiç gidilmez, doğrudan ticaret sicili yetkilileri önünde şirket ana sözleşmesi imzalanarak şirket kurulmuş olur.

Limited şirketlerin ortak sayısı ile ilgili önemli ama uygulamada pek sık karşılaşılmayan bir durumu da açıklamış olayım; limited şirketlerin ortak sayısı 50’yi geçemez. Hep şirket ana sözleşmesinden bahsettik. Şirket ana sözleşmesi, şirketin yapısını, ortakların ve hissedarların hak ve yükümlülüklerini, payların devri ile ilgili kısıtlamaları, yönetim ve temsilini, velhasıl bir nevi şirketin anayasasını oluşturur. Bu sebeple bir çok tanıdık şirket, internette kolayca elde edilebilen tip ana sözleşmeleri kendilerine uyarlayarak şirketlerini kursalar da, bir hukukçu olarak bunu pek tavsiye etmem. Çünkü ileride şirkette ortaklık yapısında değişiklik olunca başlıyor hukuki sorunlar... Şirket kuruluşunu mutlaka bir uzman avukattan yardım alarak tamamlamakta fayda var.