Borsada neler oluyor? Faizlerin ve doların düşüşü, altının beklenen şekilde yükselmemesi tasarruf sahiplerini borsaya yöneltti. Piyasa dolandırıcılığı suçlarını daha sık duyar olduk.
Borsa verileri, bir ülke ekonomisine olan güveni gösterir. Hukuken piyasa dolandırıcılığı da denilen manipülasyon, bir ülke borsasına güveni en fazla sarsıcı ve yatırımcıya en fazla zarar verici suçtur.
Ekonomisi gelişmiş sanayileşmiş ülke borsa endekslerinde yıllık artışlar hiçbir zaman yüzde 50 oranında olmaz. Şirket bazında olabilir. Bu yüzden bazen endeks yüzde 3 yükselirken, bazı şirketlerin hisselerinin değerinin yüzde 100 arttığı görülür. Ya da tam tersi, borsa endeksi yüzde 3 düşerken, bazı şirket hisselerinin fiyatı yüzde 100 oranında düşüş gösterir.
Şimdi önemli olan, hisse senetlerindeki aşırı yükseliş veya düşüşün piyasa şartları ve dinamikleri gereği kendiliğinden mi oluştuğu, yoksa piyasa dolandırıcılığı veya manipülasyon sonucu mu oluştuğudur.
Tasarruf sahiplerinin tasarruflarını borsa şirketlerine yatırmaları, temelde hukuken o şirketin hissedarı olmaları, genel kurullarına katılıp oy kullanmaları hakkını da verir.
Ancak birçok yatırımcının asıl amacı, ne şirket genel kuruluna katılmak ne de oy kullanıp şirket yönetiminde söz sahibi olmaktır. Şirketin gelir açıklayacağını düşünürler, dağıtılacak kar payına iştirak etme amacını taşırlar. Ya da şirketin ticari faaliyetlerinin daha karlı olacağı, böylece şirket hisselerinde meydana gelecek değer artışından yararlanmayı amaçlarlar.
Başka? Bazı yatırımcılar ise yatırım yaptıkları şirket hissesinin değerinin yükseleceğini, bu şekilde gelir elde edeceğini umar.
Elbette her şey, piyasanın kendi dinamikleri ile gerçekleşirse! Borsada işlem gören şirketlerin hisselerin değeri, piyasa dinamiklerinin dışında yalan ve yanlış bilgilerle, söylentilerle, suni işlemler ve hareketlerle etkileniyorsa, manipülasyon yapılıyor demektir ve bu da suçtur.
Yatırımcının zararı nasıl giderilecek?
SPK md 84/2’ye göre yatırımcıların yatırım danışmanlığı veya piyasadaki fiyat hareketlerinden kaynaklanan zararları tazmin kapsamında değildir. Yani kanun burada diyor ki, piyasa dolandırıcılığı sebebiyle zarara uğrayan yatırımcıların zararlarını Yatırımcıları Tazmin Merkezi (YTM) ödemez. O zaman yatırımcının başvuracağı kişi veya kurum, piyasa dolandırıcılığı yapan kişi veya kişilerdir.
Yatırımının zararı, manipülasyonlu fiyat ile manipülasyonsuz fiyata arasındaki fark kadardır.
Örneğin, manipülasyonlu fiyat olan 50 TL’den alıp, manipülasyon ortaya çıktıktan sonraki gerçek cari fiyat olan 10 TL’den satış yapan yatırımcının zararı 40 TL’dir. Ya da tersi; gerçek cari fiyatı 50 TL olan bir hisse senedinin fiyatını manipülasyonla 10 TL’ye düşürülmesi sonucu, 10 TL’den satış yapan yatırımcının zararı da 40 TL’dir.
İşte bu zarardan, manipülasyonu yapanlar sorumlu olacaktır.
Yeter ki manipülatif hareketler veya işlemlerle zarar arasındaki nedensellik bağı ispatlanabilsin. 2001 bankacılık krizi sonrası, off-shore hesaplara para yatıran mevduat sahiplerinin davalarını bazı mahkemeler, piyasa faiz oranlarının iki-üç katı yüksek faiz geliri elde etmek için bilerek riskli hesap açtıkları gerekçesi ile reddetmişti. Umarım ki, bir hisse senedine manipülasyon olduğunu bilmeden yatırım yapıp zarar eden yatırımcıların davaları, böyle olumsuz ve dar ve soluksuz bırakıcı yorumlarla reddedilmez.
Manipülasyonun sermaye piyasası hukukundaki teknik terim karşılığı “piyasa dolandırıcılığı”dır. Eski 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47/1 A bendinde düzenlenmiş iken, şu anda 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107 inci maddesinde düzenlenmiş.
Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayanlar bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı suçunu işlemiş olurlar. Cezası da iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.
Görüldüğü gibi, gerçeğe aykırı bilgi, haber ve yorumlar, söylentilerle sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını ve yatırımcıları etkilemek cezalandırılıyor.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, yalan, yanlış söylenti çıkarmanın dahi manipülasyon suçunu oluşturacağıdır. İster herkese açık Twitter, Facebook gibi medya iletişim araçlarıyla, isterse üyelik bazında kapalı WhatsApp gibi iletişim guruplarında olsun, suç oluşur.
Bir başka piyasa dolandırıcılığı türü ise işlem bazlı piyasa dolandırıcılığıdır. Bu suç, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapma, alım veya satım emri verenler, emirlerini iptal edenler, değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştirmedir.
Borsa yatırımcılar arasında büyük emir bilgisine dayalı işlemler, alanın ve satanın aynı olduğu satışlar, pay depolama, yoğunlaşma, seans kapanışını belirleme işlemleri denilenlerdir. Cezası ise, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adli para cezası ile cezasıdır. Ancak verilecek adli para cezası, elde edilen menfaatten az olamaz.
Bir de hareket bazlı manipülasyon suçu vardır ki, bunda da sermaye piyasası araçlarının fiyatları ile sahip olunanların cari fiyatları, yani ihraççı şirket veya ortağı olan şirketlerin değeri sürekli olarak değiştirilir. Manipülasyonun bu türü de yine işlem bazlı manipülasyon olarak cezalandırılır.
SPK’nın, 103 üncü maddesi kapsamında vereceği, elde edilen menfaatin iki katından az olmayacak şekilde, 20 bin Türk Lirasından 250 bin Türk Lirasına kadar vereceği idari para cezası ayrıdır.
DEVAM EDECEĞİM...