Okurlardan gelen şikâyetler üzerine daha önce yazmıştık: Honda’nın Gebze’deki fabrikalarında üretilen Honda Civic 2017 modelinde C sütunu bölgesi denilen arka kelebek camının hemen üstüne denk gelen bölgede kaporta göçükleri oluşuyor. Bu göçükleri gösteren birçok resim gönderildi. Bazen dalga dalga, bazen belirgin bir bölgesel göçük halinde kaportada eğilmeler, bükülmeler göze çarpıyor.
Kaporta göçükleri
Zaten kaportadaki bu göçükleri Honda Türkiye de inkâr etmiyor. Honda Türkiye aracı teslim ederken kaportasında herhangi bir göçük, deforme, vs. olmadığını savunuyor. Bunu da alıcılar inkâr etmiyor, araç bize teslim edildiğinde gerçekten C sütunu bölgesinde herhangi bir göçük yoktu, diyorlar.
Honda Türkiye ile Honda Civic 2017 model sıfır araç alanlar arasındaki anlaşmazlık ise, araç yola çıkıp sürülmeye başladıktan sonra C sütunu bölgesinde meydana gelen kaporta göçüklerinden kimin sorumlu olduğunda kilitleniyor.
Biraz empati yapalım, kendimizi sıfır 2017 Honda Civic model bir araç almış vatandaş yerine koyalım. Hayalini kurduğumuz Honda marka aracımızı aldık, zevkle ve keyifle sürüyoruz. Sonra yavaş yavaş, aracın arka kelebek camının üzerindeki tavan bölgesinde dalgalanmalar şeklinde kaporta göçükleri oluştuğunu görüyoruz. Biz ne hissedersek, Honda Türkiye’nin de aynı duyguları hissetmesi gerekir ve sorunun kaynağını bilimsel, objektif ve denetlenebilir yöntemlerle araştırıp çözüm üretmesi gerekir. En azından beklenti böyle.
Oysa Honda Türkiye yüzlerce müşterisiyle mahkemelik olmuş durumda. Honda, 2017 Honda Civic araçlardaki kaporta göçükleri birkaç araçta değil, yüzlerce araçta oluşunca, sorunun bireysel değil, yapısal olduğu anlaşılıyor. Öyle ki Facebook denilen sosyal medya ortamında 21 bin üyesi olan bir mağdurlar grubu oluşturmuşlar.
Hukuk ne diyor?
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un ayıp halinde kimin neyi ispatlamakla yükümlü olduğunu ve ayıp türlerini düzenliyor. Eğer bir üründe gözle görünen bir ayıp varsa bu açık ayıptır. Honda Civic 2017 modeli teslim edildiğinde kaportasında gözle görülür bir ayıp bulunmuyor.
Hukuken ayıp, bir hizmet veya üründe bulunması gereken bir özelliğin bulunmaması veya bulunmaması gereken bir özelliğin bulunmasıdır. Eğer bir ayıp basit bir muayene ve kontrol sonucu ortaya çıkıyorsa, muayene sonucu ortaya çıkan ayıp söz konusudur. Honda Civic’te oluşan ayıp bu tür ayıp da değil.
Ama eğer bir üründeki ayıp, ancak ve ancak ürün kullanılmaya başladıktan sonra ortaya çıkıyor, başka türlü tespitinin alıcı bakımından mümkün olmadığı ayıplar da örtülü ayıp, gizli ayıplardır.
Ayıbı ispat yükü kimde?
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 10’uncu maddesi diyor ki, “Eğer ayıp, mal teslim edildikten 6 ay sonra ortaya çıkarsa, ayıbın malın teslim tarihinde mevcut olduğu kabul edilir.” Satıcı elbette her zaman aksini iddia edebilir, malı ayıpsız teslim ettiğini, 6 ay içinde çıkan ayıbın kendisinden kaynaklanmadığını ispatlayabilir.
Honda Civic 2017 mağdurları birçok davalar açtı. Kaporta göçüğünün aracın teslim tarihinden itibaren 6 ay içinde oluştuğunu ispatlayanlar, artık Honda’nın tersini, yani araçtaki ayıbın teslimde mevcut olmadığını kanıtlamasını bekleyecekler.
Firmanın tavrı
Ancak Honda Türkiye bu hükmü farklı yorumlayıp, araç teslim edildiğinde kaportada göçük yoksa, sonradan oluşan kaporta göçüklerinden de ben sorumlu değilim, düşüncesinden hareket ediyor.
Bu amaçla da Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığıyla Gebze’deki üretim tesislerinde 13/12/2017 tarihinde keşif yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırıyor ve 8 adet aracın üretim süreci incelenip bir rapor alınıyor. Raporu yüksek mühendis iki bilirkişi hazırlıyor ve inceleme tarihi itibarıyla üretim bandından geçen araçlarda C sütun bölgelerinde göçük veya dalgalanma türü bir ayıp tespit edemediklerini beyan ediyorlar.
Öncelikle çözülmesi gereken sorun, bilirkişi inceleme tarihinden önce üretilen araçlardaki kaporta dalgalanma/göçük sorununun, bu tarihten sonra üretilen araçlarda da oluşup oluşmadığıdır.
İkinci olarak, Honda Civic 2017 alıcılarının iddiaları zaten aracı aldıkları anda kaportada göçük/dalgalanma bulunduğu değil, aracı kullanmaya başladıktan sonra bu ayıbın ortaya çıktığı yönünde.
Mağdurların mahkemelere sunmuş oldukları uzman görüşlerinde ise, arka sağ ve sol C sütunu bölgelerinde meydana gelen sac deformasyonlarının sadece kozmetik problemler olmadığı, kalıcı deformasyona sebebiyet verdiği ve sürüş güvenliğini tehlikeye atacak bölgelerde oluştuğu, kapı ve gövde arası boşluklarda dengesizlikler olduğu tespit edilmiş.
Honda Türkiye, kendisine karşı açılan davalarda, önce ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını beyan ediyor. Bu tartışmalı bir konu. Hukuki değerlendirme bir yana, açılan bir dava bu sebeple reddedilse dahi, Honda Civic’teki ayıp da ortadan kalmış, mağduriyetler giderilmiş olur mu?
Sorunun kaynağı
Ayrıca, tarafıma iletilen bazı davalarda Honda’nın savunmasına göre, hafif nitelikte olan kaporta dalgalanmaları, dolu yağışında araçta meydana gelen göçükler gibi panel kısmına gelen dıştan gelen bir darbeyle oluşmuş olması muhtemeldir. Oysa dolunun kaportada dalgalanmaya neden olacak şekilde neden sadece C sütunu bölgesine yağdığının izahı nasıl olacak? Honda’nın savunmasında yer verdiği, elin iç ayası, dirsek veya kol ile ön kısmı ile uygulanacak kuvvetlerde de, yakıt dolum kapağının bulunduğu sol arka kısım ile arka yolcuların sıklıkla inip binme için kullandıkları sağ ve sol arka kapı alanlarına yakın ve geniş bir yüzey alanına sahip bölgelerin bu tür baskılara maruz kalmalarında da kaporta göçükleri oluşabileceği belirtiliyor! Tabii akla, neden Honda’nın diğer modellerinde veya başka marka araçlarda araca binerken aracın tavanına baskı yapılmadığı ya da baskı yapılsa da kaporta göçüğü oluşmadığı da izaha muhtaçtır.
Tercih edilen, üretici ile tüketicinin mahkemelerde dava açmadan sorunu çözmeleridir. Hatalı araç üretimi ne ilktir ne de son olacaktır. Sadece bu hatanın kaynağını arayıp bulmadaki istek ve irade farklı olur. Müşteri mi haklı, Honda Türkiye mi? Mahkeme kararlarını bekleyip göreceğiz.