Türkiye’de yüz binden fazla anonim şirket var. Anonim şirketlerin çoğu başlangıçta ya aile ya da yakın arkadaşlar arasında kurulduğundan, hissedar sayısı da genellikle az olur.
Anonim şirket hisseleri iki türdür; nama yazılı ve hamiline yazılı... Nama yazılı senetlerin devri, yönetim kurulu tarafından pay defterine işlenerek tamamlanır. Nama yazılı senetler bastırılmaz. Hisselerin geçişinde yönetim onayı arzu edildiğinden, hamiline değil, nama yazılı olanlar tercih edilir.
Hamiline yazılı hisseler için mutlaka senet bastırılır ve hisse devri, taraflar arasında devre yönelik yazılı veya sözlü bir anlaşma ve senedin devralana teslimi ile tamamlanır.
Hamiline yazılı hisse senedi olanlar, bunu ibraz ederek genel kurul toplantılarına katılabilir, oy kullanabilir, şirket kâr payı dağıtacaksa, payını alabilir.
Hamiline yazılı senedin en büyük avantajı, nama yazılı olanlara göre devrilerindeki kolaylık ve gizlilikti. Hamiline yazılı hisse senetleri elden ele dolaşabilir, yıllarca genel kurula katılmayarak sahibi kendisini saklayabilirdi. Genel kurul toplantısına katılmadıkça, kimin senet sahibi olduğu anlaşılamazdı. Ta ki 2020 yılına kadar.
27/12/2020 tarihinde 7262 Sayılı Kanunun 32’nci maddesi ile TTK md 489 hükmü değiştirildi. Artık hamiline yazılı senetlerin devrinde Merkezi Kayıt Kuruluşu’na bildirim zorunlu hale getirildi. Buna göre bir kimse hamiline yazılı hisse senedi devraldığını Merkezi Kayıt Kuruluşu’na bildirmezse genel kurula katılamaz, oy kullanamaz, kârdan pay alamaz.
Artık anonim şirket hissedarlığında durum şöyle; bir kimsenin nama yazılı hissesi olup olmadığını anlamak için pay defterine, hamiline yazılı pay senedi olup olmadığını anlamak için Merkezi Kayıt Kuruluşu’ndaki “e-Yatırımcı: Yatırımcı Bilgi Merkezi”ndeki kayıtlara bakması yeterli olacak.
Hamiline yazılı hisse senedi sahiplerine önemli bir uyarıda bulunayım; eğer MKK kaydına girmiş hamiline yazılı hisseyi devralırsanız, bunu mutlaka MKK’ya bildirin. Aksi takdirde, size hisseyi devreden kişinin borçları yüzünden hisselerinize haciz gelebilir ve onları kaybedebilirsiniz. MKK’ye bildirilmeyen hisse devrileri üçüncü kişilere karşı hukuki hüküm ve sonuç doğurmuyor, eski hissedar devrettiği hisselerin sahibi olmaya devam ediyor.
Sonuçta, sahibini tespit açısından nama ve hamiline yazılı hisseler arasında hiçbir fark kalmadı.
Bu durumun tek faydası, eski bir sandıkta binlerce hamiline yazılı hisse senedi bulunmasının artık esprisi kalmayacak. Pratikte kara paranın aklanması, vergi kaçırılması gibi konularda beklenen faydayı sağlayacak mı, zaman gösterecek. Yabancıların da kimlik veya pasaportla hamiline yazılı hisse senetlerini kaydetmeleri gerektiğinden, yabancı yatırımcıyı ürkütür mü? Kamu kurumlarının değerlendirme yapması yararlı olacaktır.