Prof. Dr. Erol Ulusoy

Prof. Dr. Erol Ulusoy

erolulusoy@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kararlarımız sadece kendimizin değil, başkalarının da hayatlarını etkileyebilir. Bunlar duygusal olabilir, kişisel olabilir, toplumsal olabilir, ekonomik olabilir. Öyle ekonomik kararlar vardır ki, ailevi ilişkileri altüst edebilir, ağır kusur sayılabilir.

Evli erkekler ekonomik olarak ne yapmamalı

Evli erkeklerin aile bütçesini ve ekonomisini ilgilendiren, etkisi sadece kendi şahsi ekonomik dünyalarında değil, ailevi alanda sonuç doğuran kararları olur. Öyle ki, olası bir boşanma davasında boşanma gerekçesi olabileceği gibi, sonunda süresiz nafakaya mahkum olmaya neden olabilirler. Hele hele erkek bu ekonomik kararlarını eşinin onayı ve rızası olmadan almış ve uygulamışsa, bazı durumlarda olumsuz sonuçlarından maalesef geri dönüşü yoktur.

Haberin Devamı

Yargı kararlarına konu olmuş olay bu durumun tipik örneği. Furkan Bey daha önceden boşanmış ve boşandığı eşine süresiz nafaka ödemesine, iki çocuğuna da 18 yaşlarını doldurana kadar iştirak nafakası ödemesine hükmedilmiş biridir. Her ne kadar mutsuz ve boşanmayla sonuçlanmış bir evlilik geçirmiş “bahtı kara” olsa da bundan sonraki olaylarda alacağı kararlarla “hukuken” kendi “bahtı kara” çizgisini kendisinin çizdiği görülecektir.

Furkan Bey boşanmadan birkaç yıl sonra Hilal Hanım ile tanışır ve birbirlerine aşık olurlar, bir müddet sonra da evlenmeye karar verirler. Hilal Hanım, evleneceği Furkan Bey’in boşandığı eşine süresiz nafaka ödemeye mahkum olduğunu ve bu sebeple aylık gelirinin bir kısmının boşanmayla biten eski evliliğinin “nafaka finansmanı”nda harcanması gerektiğini bilir, ama aşk bu, katlanacak ve Furkan Bey’e de destek olacaktır.

Düğündeki takılar

Başlangıçta birkaç yıl her şey iyi gider. İki kız çocukları da olur. Derken Furkan Bey, bir araba almak ister ve düğünde Hilal Hanım’a takılan ziynet eşyalarından 5 adet bilezik, 12 adet büyük altını kuyumcuya gidip bozdurur ve üzerini kendi banka hesabındaki parayla tamamlayarak 2010 model ikinci el bir araba satın alır. Arabanın maliyetinin yarısı, Hilal Hanım’ın ziynetlerinden elde edilen para ile karşılanmıştır.

Hilal Hanım arabaya sevinir ama parasının nasıl ödendiğini ancak bir ay sonra ziynet eşyalarının bulunduğu kutuyu açtığında anlar. Kutuda hiçbir ziynet eşyası kalmamıştır. Furkan Bey ile aralarında hafif bir tartışma olur. Hilal Hanım bu durumdan hiç hoşnut değildir, doğal olarak düğünlerde geline takılan ziynet eşyasının maddi değeri yanında bir de manevi değeri vardır. Hele hele ziynet eşyasını anne baba, kardeşler, çocukluk arkadaşları gibi gelinin çok sevdiği ve yakını olanlar takmışsa.

Haberin Devamı

Hilal Hanım’a düğünde takılan ziynet eşyasını eşinden izinsiz alıp bozdurma ve üzerini tamamlayarak bir araba almaya yönelik ekonomik kararı Furkan Bey için ilk olumsuzluğun başlangıcı olacaktır.

Kredi kartı harcamaları

Derken Furkan Bey arabanın masraflarını karşılamakta sıkıntı yaşamaya başlar. Üst üste üç kere asgari ödeme tutarını ödeyemediği için kredi kartı dahi kullanıma kapanmıştır.

Furkan Bey de “şeytana uyar” ve ziynet eşyalarının bozdurulmasında olduğu gibi, yine izinsiz olarak Hilal Hanım’ın kredi kartını gizlice ve izinsiz olarak alır ve limiti dolana kadar kullanır. Bu durumdan da Hilal Hanım yine eşinin bilgilendirmesi ile değil, kredi kartı hesap ekstresinin gelmesi ile haberdar olur. Üstelik harcamalara baktığında kendisinin hiç gitmediği restaurantlarda ödenmiş tutarlar vardır.

Haberin Devamı

Furkan Bey bir açıklama borçludur ama akıllı ve mantıklı, Hilal Hanım’ı ikna edici bir gerekçe dile getirilemez.

Bu da yetmez, Hilal Hanım bir de ne görsün, kendi ziynet eşyaları ile alınan araba da satılmıştır ve parası ortada yoktur.

Hilal Hanım soluğu mahkemede alır ve Furkan Bey’e karşı boşanma davası açar. Furkan Bey davada kusursuz olduğunu, eşinin sürekli “senin paran benim param” diyerek erkeklik gururuyla oynadığını iddia eder.

Bir nafaka daha ödeyecek

Mahkeme, eşinin ziynet eşyalarını eşinden habersiz ve izinsiz olarak bozduran, eşinden habersiz kredi kartını kullanan ve limitini dolduracak kadar harcama yapan, ziynet eşyaları ile satın alanın arabayı sonra da yine izinsiz ve habersiz satan Furkan Bey, aldığı bu ekonomik kararları nedeniyle tam kusurlu bulur ve boşanmalarına karar verir. Mahkeme Hilal Hanım’ın talebi üzerine Furkan Bey’in Hilal Hanım’a yoksulluk nafakası ödemesine, bunun da ömür boyu olacak şekilde süresiz olmasına hükmeder. Furkan Bey’in önceki evliliğinde boşandığı eşine de süresiz nafaka ödediğine yönelik beyanları kararı etkilemez. Furkan Bey’in ayrıca eşinden habersiz ve izinsiz sattığı ziynet eşyalarının bedeli olarak 575 bin TL’yi de Hilal Hanım’a ödemeye mahkum eder. Çünkü düğünde takılan ziynet eşyaları karine olarak kadına aittir.

Eşit kusur olsa bile...

Görüldüğü gibi evlilik içinde erkek veya kadının ekonomik kararlar alırken mutlaka birbirleriyle dayanışmalı ve uyuşmalı olarak hareket etmek gerekmektedir. Aksi takdirde tam kusurlu sayılma ve diğer eşin talebi üzerine koşulları varsa ömür boyu ödenecek süresiz nafakaya mahkum olma riski de vardır.

Böyle bir durumda süresiz nafaka ödemeye mahkum olmamanın tek şartı, boşanma ile yoksulluğa düşecek eşin daha ağır kusurlu olması gerekmektedir. Hatta eşit kusurlu olsa bile süresiz nafaka isteyebilmektedir. Enteresan bir şekilde kusurda eşitlik, nafakada eşitsizlik ilkesi geçerli oluyor, öyle diyor Türk Medeni Kanunu madde 175. Hilal Hanım daha 30 yaşındadır ve Allah uzun ömür versin, Furkan Bey yaşadığı sürece ve Hilal Hanım da nafakayı ortadan kaldıran sebeplerden birisine muhatap olmadığı sürece, Hilal Hanım ölünceye kadar nafaka alacaktır. Normal hayatımızda olumsuz sonuçlarını kısa sürede giderebileceğimiz ekonomik bir hatanın maliyeti, TMK md 175 gereği boşanma hukukunda ömür boyu sürmektedir. Aman dikkat!