Konut veya siteniz tanıtım broşüründeki gibi çıkmazsa hemen mahkemeye başvurup eksik ve ayıpları tespit ettirin. Bunları 30 günde satıcıya bildirin, yoksa hakkınız yanar.
Ev sahibi olmak herkesin hayali. “Bu ay kirayı nasıl öderim?”, acaba “Duvara resim asmak için çivi çaksam depozitomdan kesilir mi?”, “Kontratta enflasyon oranında kira artacak ama oturduğum yerde kiralar hiç yükselmedi, kira artırmasam ev sahibi beni çıkartır mı?” gibi birçok soruyla kiralık evin tadını çıkarmak mümkün olmuyor.
Reklamlara, tanıtım broşürlerine, maketine bakıp, beğendiğiniz bir projeden ev satın almaya karar veriyorsunuz. Broşürlerde belirtilen tanıtıma göre, inşaatın kaliteli malzemeden yapılacağı taahhüdünü görüp, dişinizden tırnağınızdan artırdığınız parayı peşinata sayıp, bankadan da bir miktar kredi kullanarak projesinden evi satın alıyorsunuz.
Hemen mahkemeye...
İnşaat bitip konutlar teslim olduktan sonra bakıyorsunuz ki inşaat işçiliği kötü, kullanılan malzemenin kalitesi üçüncü sınıf, çevre düzeni de projeye uygun değil. Bu duruma sadece küçük müteahhitlerin inşaatlarında mı rastlanır? Hayır. Anlı şanlı inşaat şirketlerinin projelerinde de bu tür ayıplı işler az değildir.
Yine böyle bir ev sahibi hayali kurmak isteyen Ahmet Bey, tanıtım ve broşürlerinde yüksek inşaat kalitesi vaadinde bulunulduğunu görerek ev almaya karar verir. Ahmet Bey evi teslim aldıktan sonra ne görsün, sadece kendi konutunda değil, konutunun bulunduğu blokta ve ortak yerlerde birçok ayıp ve eksiklikler vardır.
Açık ve kapalı kafeterya, site bahçe duvarı, sulama sistemi yapılacağı belirtilmesine rağmen hiçbiri yok. Yeşil alan gözüken kısım otopark ve yönetim binası yapılmış. Konut sahiplerine ayırılması gereken bazı otopark yerleri, profesyonel site yönetim şirketine tahsis edilmiş.
Ahmet Bey bilinçli bir tüketicidir, hak aramasını bilir. Hemen mahkemeye başvurarak önce tanıtım broşürüne kıyasla konut ve sitedeki eksik ve ayıpları tespit ettirir. Böylece artık teslim aldığı konut ile tanıtım broşürlerinde vaat edilen konut arasındaki farkları gösteren bir mahkeme kararı vardır elinde. Yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeniyle satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi talebiyle dava açar.
Yargıtay ne dedi?
Ayıp; yasa ya da sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği ya da olmaması gereken vasıfların olmasıdır. Sözleşmede 1. sınıf malzeme kullanılacağı belirtilmesine rağmen, 2. sınıf malzeme kullanılmış, çevre düzeni yapılmamış veya projeye uygun değil, iki araçlık park yeri vaat edilmesine rağmen bir araçlık park yeri verilmişse, ayıplı mal söz konusu.
Her tüketici gibi Ahmet Bey de, ayıplı olma yönünden gerekli muayeneyi, denetimi yapacak ve bu muayene sonucu saptadığı ayıpları, 30 günlük ihbar süresi içinde satıcıya bildirecektir. Ayıp ihbarını süresinde yapmazsa, tüketici malı ayıplı ve eksik haliyle kabul etmiş sayılır.
Örneğin, açık ve kapalı kafeterya, site bahçe duvarı, sulama sistemi vb’nin yapılmaması konutun ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde kabul edilmekte ve ihbar süresinin 30 gün olarak uygulanmaktadır. Süre kaçırılırsa, yapacak bir şey kalmaz.
Gizli ayıpların dava zaman aşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen ihbar edilmesi gerektiğini Ahmet Bey gibi biz de unutmayalım. Mesela izolasyonun su sızdırıp sızdırmadığı gizli bir ayıptır ve su sızdırdığı anlaşılınca vakit kaybetmeden ihbarda bulunulmalıdır.
Yargıtay, Ahmet Bey’in aldığı konuttaki ayıp ve eksiklikleri kabul eder, ancak Ahmet Bey’in ayıp ihbarını süresinde yapıp yapmadığına göre davanın kabul veya reddi yönünde karar verir. Süreler çok önemli, süreyi kaçırırsanız hakkınızı kaybedebilirsiniz veya karşı taraf zaman aşımı definde bulunabilir. Aman dikkat!
YURT DIŞINA ÇIKARKEN UNUTMAYIN:
TAŞINABİLECEK NAKİT SINIRI 10 BİN EURO
Herkes, kanuni yollarla kazandığı ve vergisini ödediği servetini dilediği gibi kullanabilir. Yurt dışına da çıkarabilir.
Yurt dışına çıkışlarda 10 bin euro ve değeri paranın mutlaka nakit beyan formu doldurularak gümrüklerde bildirilmesi gerekir. Bu husus uluslararası sözleşmelere de uygundur. Bildirim zorunluluğu sermayenin serbest dolaşımını engelleyici olmamalı, dolaşımın denetlenmesi ve izlenmesi amacıyla doğru ve yerinde kullanmak için yapılmalıdır.
Anayasa Mahkemesi 24 Mayıs 2018’de yurt dışına bildirimsiz para çıkarmayla ilgili önemli bir karar verdi. Olay şöyle: Bir Türk şirketinin yönetim kurulu başkanı 2014’te uçağa binerken durdurulur ve valizi aranır. Valizinde yurt dışına çıkarılmak üzere 245.000 ABD Doları bulunur.
Paranın yurt dışına çıkarılacağı gümrüğe bildirilmediğinden, el konularak muhafaza altına alınır. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, suç, teşebbüs aşamasında kaldığından idari para cezasında yarı yarıya indirme giderek 267.123 TL idari para cezasına karar verir ve 15 gün içinde ödenirse dörtte bir indirim daha yapılacağı bildirilir. Sanık sonuçta 200.343,25 TL (yaklaşık 93 bin ABD Doları) idari para cezası öder.
Kabahat mi?
Savcılığın bu idari para cezasına yapılan bir dizi itirazların reddi sonucu, konu, mülkiyet hakkının ihlali gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne taşınır.
Anayasa Mahkemesi’ne göre, verilen idari para cezası kişinin mal varlığından ödendiğine göre, bu para cezası Anayasa madde 35 ile koruma altında olan “mülk” kavramına girer.
Olay tarihi itibarıyla 5 bin dolar ve üzeri nakit paranın ülke çıkışında bildirilmemesinin kabahat olarak düzenlenerek “kanunilik ilkesi”nin yerine getirildiği, bildirim yükümlülüğünün ülke parasının kıymetinin korunması ve ayrıca kara paranın önlenmesi ve suçtan elde edilen paranın tespitine yönelik “meşru bir amaç” içerdiği, bildirimde bulunmamanın “suç” olarak düzenlenip adli yaptırım uygulanmadığı, bilakis “kabahat” olarak düzenlenip sadece idari para cezası öngörüldüğü, kamunun bilgi edinmesi gereken bir konunun saklanmaya çalışıldığı gerekçesiyle başvuruyu reddetmiştir.
AB’de de geçerli...
Anayasa Mahkemesi’ne göre, bildirmede bulunulmadan yurt dışına çıkarılmak istenen paranın tamamı üzerinden bir idari para cezası verilmemiş, olayın gerçekleştiği tarihteki döviz kuru üzerinden yakalanan paranın yarısı tutarında bir para cezası uygulanmıştır. Burada eylem ile verilen idari para cezası arasında ölçülülük ilkesi ve dolayısıyla mülkiyet hakkı ihlal edilmemiştir.
Eğer bildirimde bulunulmayan paranın tamamına el konularak müsadere edilseydi, mülkiyet hakkının açık bir ihlali olacaktır.
Siz, siz olun, yurt dışına çıkarken 10 bin euro ve üzerini aşan değerdeki dövizi mutlaka gümrükte beyan edin. Hemen belirteyim, bu kural, Avrupa Birliği’nde giriş yapacağınız ülkeler için de geçerlidir.