Yıllık net kâr varsa, hissedarlara kâr payı dağıtılır. Ancak net kârdan öncelikle kanuni yedek akçeler ayrılır. Şirket genel kurulunda çoğunluk bir gerekçe ile kâr dağıtmama kararı alsa da bu kararın mahkemece kanuna, anasözleşmeye ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olması halinde iptali mümkündür...
Bora Bey yıllardır Borsa’da işlem yaptığını ama şimdiye kadar hiç temettü almadığını söyleyince, 25 Ocak 2023 Çarşamba günkü yazımda kâr dağıtımına dair genel esasları açıklamıştım.
İster borsa şirketi olsun ister olmasın, bütün anonim şirketler için geçerlidir; şirket net kâr elde etmişse, kâr payı hakkı hissedarların müktesep hakkıdır ve dağıtılmak zorundadır (TTK md 452). Bunun istisnası da TTK md 523/2 fıkrasındadır; genel kurul, gerekliyse azınlık veya çoğunluk olduğuna bakmaksızın bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alarak, şirketin sürekli gelişimi ve istikrarlı bir yapısı yönünden haklı görülüyorsa, yıllık net kârın dağıtılmayıp, yedek akçe ayrılmasına karar verebilir.
Bu arada şunu da belirteyim Bora Bey, şirket her zaman kâr etmeyebilir. Kâr etmediği dönemlerde dahi önceki yıllardan kalan ve tamamını dağıtmadığı, bir kısmını yedek akçe olarak şirkette tuttuğu kaynaktan da kâr pay dağıtabilir (TTK md 509/2).
Kısaca Bora Bey, bir şirket genel kurulunun net kârın tamamını birden dağıtmayıp, bir kısmını “ileride kâr edemediğim zaman dağıtırım” mantığıyla karar almasında hukuki bir sakınca yoktur (TTK md 523/2).
Buraya kadar olanını bir toparlamam gerekirse Sevgili Bora Bey; yıllık net kâr varsa, hissedarlara kâr payı dağıtılır.
Ancak net kârdan öncelikle kanuni yedek akçeler ayrılır. Kalanı dağıtılabilir.
Hakkın ihlali mi?
Fakat şirket genel kurulu şunu da yapabilir; kanuni yedek akçeler, yasal sınıra ulaştıktan sonra, zorunlu olarak net kârın yüzde 5’ini dağıtır. Bunun için genel kurul kararına dahi gerek yoktur kanaatimce, çünkü TTK md 519/2-c hükmüne göre birinci temettü adı verilen yüzde 5 kâr payının dağıtılması zorunludur.
Bir şirketin uzun yıllar kâr payını çoğunu dağıtmayıp şirket bünyesinde tutması, hissedarların kâr payına dair müktesep hakkını ihlali olabilir.
Kâr payı dağıtmama gerekçesi olarak genel kurulda ifade edilen devam eden şirket yatırımları nedeniyle şirketin uzun ve kısa vadeli kredi borçlarının bulunup bulunmadığı önem arz eder.
Şirketin yatırım giderlerini nasıl karşıladığı, geçmiş dönem kârlarının da şirket yatırımlarında kullanılıp kullanılmadığı da kâr dağıtmama kararının iyiniyet kurallarına uygunluğu bakımından değerlendirilir. Ayrıca kâr dağıtımının şirketin mali gücüne olumsuz etkisi var mı, ona da bakılır.
Bazen genel kurul çok cüzi bir kâr payı dağıtır, bu da iyiniyetli mi, değerlendirilmelidir. Kısaca Bora Bey, şirket genel kurulunda çoğunluk bir gerekçe ile kâr dağıtmama kararı alsa da bu kararın mahkemece kanuna, anasözleşmeye ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olması halinde iptali mümkündür...
Özel bir düzenleme
Bora Bey, sizin gibi tasarruf sahiplerini ve yatırımcıları borsaya çekmek için Sermaye Piyasası Mevzuatı’nda da kâr payı dağıtımına ilişkin özel düzenlemeler ön görülmüştür.
Çünkü bir borsa yatırımcısı iki şekilde “borsadan kazanır”; birincisi hisse senedinin değerinin artmasıyla, ikincisi de hisse senedi payına karşılık şirketten temettü almasıyla.
Sermaye Piyasası otoriteleri hisse senetlerinin değerlerinin artması hususunda tabii ki bir şey yapamaz, müdahale edemez. Sadece manipülasyon yoluyla düşüş ve artışları yasaklayabilirler.
Ama borsa şirketlerinin, daha doğrusu halka açık ortaklıkların kâr payı dağıtmaları özel olarak ve ayrıca düzenlenmiştir; Halka açık ortaklıklar, kârlarını genel kurulları tarafından belirlenecek kâr dağıtım politikaları çerçevesinde ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak dağıtırlar. Kanunen ayrılması gereken yedek akçeler ve esas sözleşmede pay sahipleri için belirlenen kâr payı ayrılmadıkça da başka yedek akçe ayrılmasına, ertesi yıla kâr aktarılmasına ve intifa senedi sahiplerine, yönetim kurulu üyelerine ve ortaklık çalışanlarına kârdan pay dağıtılmasına karar verilemeyeceği gibi, belirlenen kâr payı ödenmedikçe bu kişilere kârdan pay dağıtılamaz.
Gördüğün gibi Sevgili Bora Bey, Sermaye Piyasası Kanunu madde 19’a göre, pay sahiplerine anasözleşmede yazılı kâr payı dağıtılmadan isteğe bağlı ihtiyari yedek akça ayrılamaz. Yani kârı dağıtmıyorum diyemez. Tabii ki yine TTK md 523/2 hükmünü de unutmamak gerekir.
Sermaye Piyasası Kurulu halka açık şirketlerin kâr payı dağıtmaları ile ilgili özel bir de tebliğ çıkarmıştır. Kâr Payı Tebliği başlıklı bu tebliğe göre de ortaklıklar öncelikle bir kâr dağıtım politikası belirlerler. Ancak kâr dağıtım politikası her durumda şu hususları içermelidir Bora Bey; kâr payı dağıtılacak ise ortaklar ve kâra katılan diğer kişiler için belirlenen kâr payı dağıtım oranı ve kâr payının ödenme şekli ve zamanı.
Siz hiç temettü almamışsınız Bora Bey, ama bazı hakla açık şirketler değil net yıllık kâra göre payı dağıtmayı, içinde bulunulan cari yıldaki ara bilançolara göre avans kâr payı bile dağıtabilirler.
Hemen ve önemle şunu söyleyeyim ki Bora Bey, kâr payı, dağıtım tarihi itibarıyla mevcut payların tümüne, bunların ihraç ve iktisap tarihleri dikkate alınmaksızın payları oranında eşit olarak dağıtılır. Yani siz yeni bir hisse satın alsanız, aldığınız yılda elde edilen şirket kârından değil, aldığınız yılda dağıtılan şirket kârından pay alırsınız. İyi değil mi!
Kâr payı yerine bedelsiz hisse
Sevgili Bora Bey, siz hiç kâr payı almadığını söylediniz ama ben fark ettim ki, bir çok kere bedelsiz hisse senedi almışsınız. Bedelsiz hisse senedi şudur; şirket hani net kârını dağıtmayıp yedek akçelere aktarabiliyordu ya. İşte o serbest yedek akçeyi şirket sermayesine ekleyerek sermaye artırımı yaparsa, bu sefer şirket hissedarlarına kâr payı değil, karşılığında hisse senedi dağıtır.
Yani bedelsiz hisse senedi aslında “bedelsiz” değildir. Almanız gereken nakit kâr payınızı alamamanızın bedelidir. Sonuçta bu bedelsiz hisse senedini borsada satarak nakte çevirebilirsiniz. Olumsuz mali bir yönü yok yani.
Hatta daha kârlı bile olabilirsiniz. Nasıl mı? Diyelim ki, kâr payı dağıtılsaydı, elinize nakit 100 bin TL geçecekti. Kâr payı dağıtılmadı, size 100 bin TL nominal değerli “bedelsiz hisse” verildi. İşler olumlu gitti ve hisselerinizin değeri yüzde 20 arttı. Siz de bu 100 bin TL nominal bedelli “bedelsiz hisse”lerinizi borsada yüzde 20 artışla 120 bin TL’ye sattınız.
Gördünüz mü Bora Bey, 100 bin TL kâr payı yerine bedelsiz hisse üzerinden 120 bin TL naktiniz oldu.
Ama tabii ki bu durum, hisselerin değerinin artması şartına bağlı. Hisse senetlerinin değeri düşerse, kârınız değil, zararınız olur Bora Bey. Bunu söylediğim için üzgünüm!