Borcu olanlara karşı icra takibinde, borçlunun ev eşyasına da haciz işlemi uygulanır. Kişinin iş için kullandığı bilgisayar da ev eşyası sayılır. Bilgisayarda kişinin bilgileri, fotoğrafları ve diğer özel çalışmaları olduğu için bilgisayar kişiye yediemin olarak bırakılır.
İcra takiplerinde borç nakit olarak ödenmezse, icra dairesi, borçlunun borcunu ödemeye yetecek kadar taşınır ve taşınmaz malvarlığına haciz işlemi uygular, sonra alacaklının talebi üzerine açık artırma ile satar. İhsan Amca da merak etmiş, torununa aldığı oldukça pahalı olan bilgisayar, torununun borcundan dolayı haczedilebilir mi, diye soruyor. Kural olarak borçlunun her türlü mal ve haklarının haczi mümkündür. Çünkü haczin amacı, borcun tahsilini sağlamaktır.
Ancak borcun tahsili amacına uygun olarak hizmet etmeyen, borçluyu taciz etmek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama amacıyla haciz yapılamaz. Aksinin kabulü, başta İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) genel mantığına aykırı olacağı gibi, haciz koyan memura borçlu ile alacaklının çıkarlarını mümkün olduğu kadar uzlaştırma görevi veren İİK Md 85/son fıkra hükmünün amacına da aykırı olacaktır. Bunun gözetilmemesi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine ters düşer.
Bu anlamda, özellikle ev eşyasının haczi halinde muhafazasının güç olduğu, çoğu zaman satılamadığı, satılmaları halinde ise satış bedeli, haciz ve muhafaza masraflarını dahi karşılamadığı, dolayısıyla ev eşyasının haczinin alacağın tahsiline olumlu yönde umulduğu gibi herhangi bir katkısının bulunmadığı da unutulmamalıdır. Dolayısıyla pratikte ev eşyalarının haczinde ekonomik yarar bulunmamakta, yalnızca borçluyu ve doğal olarak aile bireylerini taciz etmekten öte bir yarar sağlamamaktadır.
Hukukta istisna getiren kuralların dar yorumlanması esastır. İstisna kuralları geniş yorumlanarak istisnaların genişletilmesi, yasanın amacına aykırı bulunur ve kabul görmez. Kişi özgürlüğü, temel hakları, tarafların çıkarları arasındaki menfaat dengesi gerektiriyorsa, istisna kuralı geniş yorumlanabilir.
İşte Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2013/32782 E., 2013/39098 K. sayılı kararında, borçlunun her eşyasının haczedilebileceğine ilişkin kuralın istisnası niteliğindeki İİK'nun 82/1 - 3 maddesindeki haczedilmezliğe ilişkin istisna düzenlemesini ev eşyası yönünden, genel kuralın aksine geniş yorumlanması gerektiğini kabul etmektedir. Nelerin ev eşyası olarak kabul edilebileceği ve haczedelimesinin yasaklanacağı, geniş yorumlanarak tespit edilecektir.
Lüzumlu ev eşyasının haczi
Borçlunun her türlü eşyası kural olarak haczedilebilirse de ev eşyası, bu kuralın istisnası olarak, haczedilemez. Bu kural aslında lüzumlu, gerekli olan ev eşyasının haczedilmemesi yönündedir. Lüzumlu olmayan ev eşyasının haczedilmesi mümkündür. Hukukta istisnanın da istisnası olabilmektedir.
Lüzumlu ev eşyası olsa da aynı amaca hizmet eden aynı türde birden fazla eşyası varsa, bunlardan birisi haczedilebilir. O halde lüzumlu eşyanın haczedilmezliği istisna kuralının da istisnası, birden fazla olmasıdır. Bu durumda, muhafazası ve satışı zahmetsiz olan, taliplisi fazla olan eşyalar haczedilmelidir. Ancak lüzumlu olmayan ev eşyaları için de haczedilmezlik kuralı uygulanmamalıdır.
Hangi eşyalar ‘lüzumlu’ sayılır?
Lüzumlu olan eşyadan ne anlaşılması gerektiğinin üzerinde de durulması gerekir. Mütevazı bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir. Yargıtay lüzumlu ev eşyasını böyle tanımlamaktadır. Örneğin pahalı bir antika vazo, lüzumlu eşya olarak kabul edilmez. Normal standartlara uygun bir yemek takımı lüzumlu eşya iken, altın kaplama ya da gümüş ve oldukça pahalı bir yemek takımı lüzumlu ev eşyası olarak kabul edilemez.
Örneğin pahalı bir sinema, tv, ses sistemi lüzumlu ev eşyası değildir. Para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeylerin de haczedilebileceği zaten yasal olarak açıkça belirtiliyor.
Oyun bilgisayarı haczedilir mi?
Artık yargı kararları ile de kabul edildiği üzere, bilgisayar günümüz koşullarında lüzumlu ev eşyasıdır.
Bir adet olduğu ve değeri de pek fahiş olmadığı sürece, borcun tahsilini sağlama amacıyla haczedilemeyeceğinin kabulü gerekir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, sadece oyun oymaya yarayan bilgisayarların lüzumlu ev eşyası olarak kabulü ve onların da haczedilemeyeceğini ileri sürmek zordur.
İçindeki bilgiler ne olacak?
Elbette bir bilgisayarın haczinin mümkün olması halinde, birtakım güçlüklerin ortaya çıkması da kaçınılmazdır.
Çünkü her ne kadar haczedilen bilgisayar olsa da bilgisayarın ayrılmaz bir parçası, eski deyimle mütemmim cüzü olan hard disk'indeki, hafızasındaki bilgiler de haczedilmiş oluyor.
Peki bu bilgiler çok önemli ve şahsi, özel hayata ilişkin iseler, özel fotoğraflar içeriyorsa, bir kitap taslağı, mimari bir çizim içeriyorsa ne olacak?
İşte kanaatimce bilgisayarın lüzumlu bir ev eşyası görülmesi kadar, bilgisayarın içindeki bilgilerle mi hacze konu olacağı, yoksa bu bilgilerin bir şekilde bilgisayardan silinerek mi haczedilebileceği sorusudur.
Uygulamada bu sorun, haczedilen bilgisayarın yediemin olarak borçlunun kendisine bırakılması yoluyla çözülmektedir. Borçlu artık haczedilen ama yediemin olarak kendisine emanet edilen bilgisayardaki bilgileri başka bir veri taşıyıcısına aktarmalı ve sonra da silmelidir.