Peter Salvatore

Peter Salvatore

tasarimci3dmax@gmail.com

Tüm Yazıları

Merhabalar...

Bugün dalış dışı ama benim için önemli olan bir konu hakkında bilgi ve düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım. Mevcut durumumuzu ve nereye sürüklendiğimizi anlamak adına biraz geçmişe yelken açacağız. Dünyanın beş büyük yok oluşuna geri gitmeye çalışacağım.

4.5 milyar yıllık gezegenimizin hangi noktalardan bu zaman geldiğini, nelerin yok olduğunu, ya da nelerin yok olup nelerin yok olanların yerine geçtiğini düşünmemiz lazım. Düşünmemiz lazım ki mevcut çıkmazımızı daha iyi anlayabilelim. Hoş buna da belki kafa yoracak insan sayısı az. Gün içinde dövizin nereden nereye dalgalandığı çok daha önemli olacaktır. Oysa ki zaman geldiğinde ne döviz, ne birikimler, o bitmek bilmeyen egolar, yapılan koltuk kavgaları, altına sığındığımız mesleki ve ismimizin önüne getirilen ve bize o manasız özgüveni veren sıfatlarımızın bir önemi ve bizi düzlüğe çıkaracak gücü olmadığını anlayacağız.

Maalesef bu son noktaya gelmeden de anlaşılmayacaktır. Çünkü insan egosu her şeyin önünde gitmektedir. Doğa her ne kadar kendini yenilemeyi bilse de, insanoğlu da bir o kadar kendini yok etmeye çalışmak için elinden geleni yapmaktadır. O kadar bencilleşmiştir ki, gelecek nesillere neler bırakacağız merakla düşünmekteyim. Simdi gelin kısaca bu beş büyük yok oluşun neler olduklarına bir bakalım.

· Permiyen Yok oluşu
Yaklaşık 250 milyon yıl evvel gerçekleşen bu yok oluş dünya oluşumunun en büyük yok oluşu olarak tarihe geçmektedir. Buna sebep olan bugünkü adıyla Sibirya volkanlarının yüzbinlerce yıldır patlayıp atmosfere yaymış olduğu sera gazından dolayı denizlerdeki yaşamın %90 ını yok etmesidir. Aynı şekilde havaya salınan zehirli sülfür geri kalan kara canlılarının boğulmasına sebep olmuştur. Dünyanın bu noktadan sonra eski haline dönmesi milyonlarca yıl sürmüştür.

· Ordovisyen Yok oluşu
Bundan 450 milyon yıl evvel olmuş en büyük kitlesel yok oluştur. Ordovisyen zamanında ağırlıkla deniz canlılarının oluşturduğu bir dönemden söz etmekteyiz. Burada da gezegenin karbondioksit gazının çok düşmesi sonucu atmosfer hızla soğumuş ve hızlı bir şekilde buzul çağı başlamıştır. Bu buzul çağı yüzbinlerce yıl sürmüş ve kara canlılarının %85 i de yok olmuşlardır. Çok az canlı buzul çağına adapte olabilmiştir.

· Devoniyen Yok Oluşu
Devoniyen yok oluşu bundan 380 milyon yıl evvel meydana gelmiş ve milyonlarca yıl sürmüştür. Yaşam bu zamanda bitme noktasına gelmiştir. Sebebi çok net bilinmese de ağırlıkla buzul çağının oluşması ve yine deniz canlılarının yok olmasına sebep olmuştur. Kara canlıları nedense deniz canlıları kadar etkilenmemişlerdir. Bir şekilde Dünya her döngüye girip çıkmayı başarmaktadır. Henüz insan ortada yoktur.

· Trias Yok Oluşu
Bunun sebebi tam kesinleşmese de, büyük bir göktaşının, ani iklim değişikliklerinin ve volkanik etkenlerin bu yok oluşa sebep olduğu düşünülmektedir. Yaklaşık 200 milyon yıl evvel gerçekleşen bu yok oluş daha çok dönemin kara canlılarını yok etmiştir. İlginç bir durumdur ki bitkiler en az zararla yaşamlarını sürdürmeye devam etmişlerdir. Bu yok oluştan çok etkilenmemişlerdir. Belki de zaman içinde radyasyona direnç göstermeyi öğrenmişlerdir.

Ve son olarak ta Kretase yok oluşu;
· Kretase Yok Oluşu
Bundan yaklaşık 65 milyon meydana gelen yok oluş en bilinen yok oluşlardan biridir. Dinozorların yok olması ve memelilerin türlerin yaşamaya başladığı bir dönemdir. Tabii ki bunun sebebi herkesin bildiği büyük asteroid çarpmasıdır. Aslında bu çarpışma mevcut dünyamızın şimdiki şeklini oluşturacaktı. Çünkü tek bir büyük kıta olan Dünyamız parçalara ayrıldı ve deniz seviyesi düştü. Bu da kara memelileri ve yaşam için bir dönüm noktasını başlatmış oldu.

Peki ya şimdiki durumumuz nedir ?
Parlak bir durumda mıyız?. Bir an olsun siyaseti, dini, parayı her şeyi unutun ve varlığa, yaşama odaklanın. Bu mavi kürenin evrende bir kum tanesinden bile küçük olduğunu ama bilinen en büyük zulümlerin, ego savaşlarının, kanın döküldüğü bu güzel gezegenimizde yaşamımızın daralmaya başlaması...

Anlattığımız bütün bu yok oluşlarda karbondioksidin okyanuslar tarafından fazla soğurulması yaşadığımız bu mavi kürede bir çok kez buzul çağını başlatmıştır. Bu yüzden yaşam bir çok kez bitme noktasına gelmiştir. 21.yüzyılda karbondioksit salınımı hızlıca artmaktadır ve gün geçtikçe bu yükselmektedir. Yaptığımız en büyük hatalardan biri doğal enerjiyi, güneşimizi kullanmak varken halen fosil yakıt yakarak atmosferin kaldıramayacağı dozda karbondioksit salınımına sebep olmaktır.

Güneşe yakınlığı ile bilinen Venüs gezegeni bu sorunla karşı karşıyadır. Çünkü bir zamanlar Venüsün denizleri , gölleri varken şiddetli volkanik patlamalar sonucu açığa çıkan sera gazından dolayı yüzeyi kavrulmaktadır.

Bizler bunu kendi yaşam alanımıza bilerek yapmaktayız.

Peki ne yapmalıyız ?
Mevcut teknolojimizle yaşadığımız Dünyayı terkedecek durumda değiliz, başka bir gezegende yaşayabilmemiz bana göre şu an için çok zor. Aslında yapacağımız şey çok basit, inanılmaz doğal kaynaklar sunulmuş bize ama biz bunları ticarete dökmüşüz ve yerine bir şey koyamamışız. Kontrolsüzce ürüyoruz. Dünya çok yorulmaya başladı. Atmosfer alarmda. Deniz suları hızlıca ısınıyor Mercanlar ölüyor. Mercanların ölmesi bizim sonumuzu daha hızlı getirecektir. Ekosistem eşşiz bir döngüyle çalışıyor. Gezegeni mahveden fosil yakıttan uzak durmalıyız. Aksi takdirde çok yakın bir gelecekte çok ciddi ve geri dönüşü olamayacak sıkıntılarla karşılaşacağız.

Hepinize sağlıklı, huzurlu bir hafta dilerim.

Youtube kanalıma arzu ederseniz abone olup takip edebilirsiniz. Sualtına meraklıysanız burada yapmış olduğum çekimler ve gelecek olan belgesel projeleri de yer alacaktır. Aşağıdaki linkten abone olup takip edebilirsiniz.

Haberin Devamı

Doğada ve mavide kalmayı unutmayın.

Haberin Devamı

Youtube: https://www.youtube.com/channel/UC6JbQlZ9tjIchIop-kGEUqw

Haberin Devamı

Instagram: peter_salvatore

Web Site: www.psalvatore.com

Bir sonraki yazıma kadar şimdilik hoşça kalın.

Peter Salvatore.