Peter Salvatore

Peter Salvatore

tasarimci3dmax@gmail.com

Tüm Yazıları

Merhabalar

Bugün, yeni bir konu hakkında sizlerle düşünce ve duygularımı paylaşmaya çalışacağım.

Günlük yaşantımıza baktığımız zaman, birçoğumuz yaşantımızın çoğunu dört duvar arasında, kapitalist sistemin pençesinde yaşayarak yok etmekteyiz. Düşünün ki ,insanların kaçta kaçı sevdiği, istediği meslekten para kazanabilmekte ?

Ya da, iş hayatı haricinde kendine zaman ayırabilmekte?

Aslında çoğumuz, farkındalıktan uzak, neyin nasıl işlediğinden bile bir haber yaşayıp durmaktayız. Çünkü, bize dayatılan yaşam tarzı hep şudur “Çok kazan ve çok tüket, merhamet etme, kazanmak için her yolu dene “ bu düşünce tarzının günden güne bizim hayatlarımızı yok ettiğini gözlemlemekteyim.

Peki bundan kurtulmak için ne yapmamız lazım ?

Yoksa hep aynı rutinde, hayatımızın sonuna kadar böyle mi gidicek ve biz buna alın yazgısı, kader mi diyerek kendimizi rahatlatmaya çalışacağız ?

Bizim toplumumuzdaki sorunun insanlardaki genel yargıdan , küçük yaşlardan itibaren, hiçbir uğraşa sahip olunmamasından ya da çocukların herhangi bir konuda yeteneklerinin olup olmadığının gerek aile gerekse eğitimciler tarafından keşfedilmemesinden kaynaklandığını görmekteyim. Bu doğrultuda yeni yetişen nesillerinde, daha içe kapanık, asosyal ve teknoloji bağımlısı olduklarını gözlemlemekteyim. Kaliteli yaşam , kişiden kişiye değişse de, ilk olarak bireyin neden hoşlandığı neye ilgisi olduğunu keşfetmesi gerekir. Bu tabi yukarıda da bahsettiğim gibi aile ile başlar. Eğer aile bunu farketmezse, o zaman durum bireyin kendisini keşfetmesi ile başlamalıdır. Keşfetmek, benim için sonsuz bir döngü gibidir. Toplumumuzun en büyük eksiklerinden biri hayal kuramamak. Hayal olmadan bir şeyler olmuyor. Bir sonraki adım eylem. Bireyin en zorlandığı an eylem anı olduğunu düşünmekteyim.

Neden dersiniz ?

Toplumsal baskılar, aile bunu nasıl karşılar, çevre ne der, eşi ne der gibi gibi…..

Çünkü, robot gibi kalıplar içinde yaşıyoruz. Fanus bir camın içinden herşeyi kabullenmiş gibi hareket edersek, hayat boyu hem kalitesiz, hemde mutsuz bireyler oluruz. Organik bir canlı olarak, bir şekilde evrim süreci bizi bu hale getirdi ( Bu başka bir konu , daha sonraları değineceğim ).

Peki böyle mi olmalı ?

Tabi ki hayır. Demiştim ya, bir amacınız ve uğraşınız olsun, hedefiniz olsun. Hedefler insanları disipline eder ve yontmaya başlar. Şahsen, benim için çok para kazanma eylemi bir hedef olamaz, çünkü çok paranın boyutu herkese göre değişir , dolayısıyla hep daha fazlası olucaktır. Bu dibi olmayan bir kuyu gibidir.

Benim içinse, beni herşeyden uzaklaştıran, herşeyi sorgulamamı sağlayan, hayat içinde, neden sonuç ilişkisini kurduğum ve yaparkende büyük tutku ile yaptığım, keşfettiğim sualtı dünyası. Hemen hemen her yazımda bahsettiğim gibi, insanoğlu doğaya karışmadan yaşamaya çalışırsa, mutsuz, tatminsiz bir canlı olarak yer yüzünden silinebilir. Bu sizlere, garip gelebilir ama, doğadaki canlılardan çok bir farkımız yok, daha doğrusu primat soyundan gelen canlılarla karşılaştırıldığımızda. Zekamız var, şu var bu var…..

Onlarda da var.Zeka dediğimiz şey aslında, bulunduğu ortama adapte olabilen ve yaşarken de öğrenebilmektir. Biz, insanoğlu gözlemleyerek, hata yaparak , yani deneme yanılma yoluyla öğrenmekteyiz. Genetik kodlarımızda bir çok şey kodlu zaten. İşletim sistemimizi güncellemek , yaşadığınız kaliteli ama sade bir yaşamla ilerleyebilecek bir durumdur. Sualtı dünyası, sadece ülkemizde değil, bütün dünya denizlerinin de %90’ nında halen gizemini korumaktadır. Keşfettikce, hayatınıza bir anlam katarsınız. Bu ailenizden tutunda, iş hayatınızdan, çevrenizden herşeye kadar sizi etkiler. İnsan olarak birçok sivri uçlarınız, yontulmaya başlar. Çünkü, yaşamınızı, ailenizi, bir köşeye çekilip insanların neler konuştuklarına kadar sorgulamaya başlarsınız. Kaliteli yaşam, güzel mekanlara gitmek, dolabınızdaki yıllarca saklamış olduğunuz, size göre o özel gecede giyeceğiniz kıyafeti giymek, her gün özel uçağınızla uçarken bir yandan da fantezilerinizi gerçekleştirmek değildir.

Sonuçta sizde, oda iki metrekarelik alana atılıp, bir çok canlı tarafından kemirilip afiyetle yenilmeyi bekleyeceksinizdir. Kaliteli yaşam arkanızda bıraktıklarınızdır, nasıl anıldığınızdır. İşte benim için doğa, keşfetmek tüm dünya güzelliklerini anlayabilmek, bir çiçeğin duruş şekilden tutun da , bilinmeyen daha bir çok türe kadar keşfedip bunu paylaşabilmektir. O anıları biriktirmektir.

Benim çocuğum yok, bekarım. Etrafımdaki anne ve babaları gözlemlediğimde çok çok azı, çocuğunun kişisel gelişimi için uğraşmakta. Birey yetiştirmek kolay bir şey değil, onları hafta sonları bir AVM’ ye tıkıpta siz, kendiniz mutlu olduğunu sanarak yaşamaya çalışmayın. Çünkü hem kendinizi, hemde onları sağlıksız, mutsuz bireyler haline getiriyorsunuz. Uzaklaşın şehirden, bir an olsun bir dağ tepesine, deniz kenarına gidin, sadece dinleyin ve düşünün. Gelmiş olduğunuz mevcut yaşınıza kadar neler yaptığınızı, neler biriktirdiğinizi. Öğrenmeye açık olun. Beyninizi hurafelerle doldurmayın. Kaliteli yaşam öğrenmeyle, sorgulamayla gelişecek bir durumdur. Sevin, yüreğinizde sevgi olsun. Sevgi ile bağlanan her şey sağlam temeller üstünde yürür. Çocuklarınıza çıkarsızca beklentisizce sevmeyi sevilmeyi öğretin ki mutlu olmayı öğrenip anlayabilsinler.

Hepinize sağlıklı, huzurlu bir hafta dilerim.

Youtube kanalıma arzu ederseniz abone olup takip edebilirsiniz. Sualtına meraklıysanız burda yapmış olduğum çekimler ve gelecek olan belgesel projeleride yer alıcaktır. Aşağıdaki linkten abone olup takip edebilirsiniz.

Doğada ve mavide kalmayı unutmayın.

Youtube: https://www.youtube.com/channel/UC6JbQlZ9tjIchIop-kGEUqw

Instagram: peter_salvatore

Web Site: www.psalvatore.com

Bir sonraki yazıma kadar şimdilik hoşçakalın.

Peter Salvatore