Yoğun bir hafta sonrası herkese tekrar merhabalar. Bugün, bana da biraz rahatsızlık veren Dalış Sektörü ve eğitimler hakkında düşüncelerimi sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Öncelikle dalış sporu dediğimiz ki bana göre spor olmayan, bir keşif ve bilinmiyen bir dünya olarak gördüğüm dalışı herkesin yapabileceği (eğer kalıtımsal sorunlar ya da rahatsızlıkları yoksa kişinin), ama herkesin yapmaması gerektiğini düşünenlerdenim.
Neden derseniz?
Çünkü, dalış disiplin üstüne kurulan bir aktivitedir ve uzun soluklu bir uğraştır. Bu da hedefleriniz doğrultusunda bu hedefler zorlayıcıda olabilir, olmayabilir de. Disiplin dediğimiz şey aslında küçüklükten gelen, belli farkındalıkları oturmuş insanlarda daha önplana çıkmaktadır. Doğa aktiviteleriyle uğraşacaksanız da bu disiplinin olması ve uyulması gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzdende Dalış aktivitesi belli bir disiplin üstüne oturturulmalıdır. Burada sadece dalış değil, denizin dilindende anlamanız gerekir,rüzgarları bilmeniz gerekir. Deniz size anlatır konuşur, eğer siz bunu anlayabiliyorsanız. Aksi takdirde kendinizi riskli bir çıkmazın içinde bulabilirsiniz. Denizci sonradan olunmaz, ya öyle doğarsınız ve küçüklükten onunla beraber harmanlanarak büyürsünüz ya da olmaz, pek ortası yok bu işlerin.
Sektöre gelince, üzülerek söylüyorum içler acısı bir durum var. Burda çok iyi eğitim veren, hakkını veren eğitmenler ve kurumlar var ama yetersiz. Burada sistemleri, yok onun şu üstünlüğü var yok bu şundan şöyle demiyeceğim, çünkü hepsi belli bir ticari oluşum ve beklenti üstüne kurulu. Burdaki ilk soru siz bu çemberin neresinde olmak istemeniz.
Endüstrinin, size sunmuş olduğu bütün kartları bir kenara koyun ilk etapta unutun onları. Çünkü bu size pazarkanırken, şöyle yapacağız, böyle yapacağız, şu kadar dalışı yapman lazımki bizle Kızıldenize yada Afrikaya gelmen için vsvs... Dalıcı adayıda bu işi 10 – 15 dalışı yaptığında herşeyin çözümleneceğini düşünüyor. Ama en büyük hata bu noktada başlıyor ve sonrasıda çığ gibi büyüyor. Sonrada oturup tartışırız o şöyle dalıyor, bu böyle dalıyor vsvs. Sektör sizi bu tuzağa çekiyor, sonra ne oluyor?
Eğitimlere hızlıca başlayıp, ardından su eğitimleri ve X seviyesinde bir dalıcı yaratılıyor. Kısa bir süre sonra da satılan yurtdışı turuna dahil edilip orda dalıcı adayımız sorunlar yaşadığında hem kendi şevki kırılıyor hem de bu kişiyi bu işten uzaklaştırmış, soğutmuş oluyoruz.
Kim kaybetti ?
Öncelikle kurum, sonra dalıcı adayı. Aday kendini toparlayıp başka bir kurumla devam edebilir belki, ama sizden kaçmıştır ve dışarda yayılacak konuda, o kurumun işe yaramadığı sakın ordan eğitim almayın olacaktır.
Şimdi kim kaybetti ?
Yine eğitim merkezi, kurum. Ben hep şunu söylerim. Dalıcı adayı ya da balıkadam hiç bir zaman kaybetmez, merkez kaybeder. Önce ahlaklı bir şekilde ticareti öğrenmeiliyiz. Burda yetiştirdiğiniz bir insan ve o size canını emanet ediyor. Dalıcı adayı bir sürü evrak imzalıyor , bir şey olduğunda belki kurum kendini o şekilde sıyıracaktır, ama işin vicdani boyutu herşeyden yukarda olmalı, en azından benim için öyle. Kaliteli dalıcılar yetiştirmeliyiz. Dalış, sanıldığı gibi masum bir aktivite değildir. Asla hafife almayın, hafife alırsanız sadece dalışı değil, denizide hafife almış olursunuz.
“Dalış çok güvenli bir aktivitedir” lafını çok duyarsınız, duyacaksınızdır da. Çizgiler doğrultusunda yaparsanız evet, ama kendinize göre esnetmeye yada kendiniz kurallar çıkarmaya başlarsanız o zaman kapınızdaki en büyük düşman olabilir.
Yapılan karşılaştırma,genelde araba kullanmanın riskiyle karşılaştırılır, eğitmen genelde böyle bir örnek verir, size risksiz olduğunu anlatmaya çalışabilsin diye. İstanbulda 4 milyon araç hergün trafiğe çıkıyorsa, 4 milyon dalıcıyı her gün daldıralım Marmaraya , ozaman karşılaştırmasını yapalım. Yukardada bahsettiğim gibi, bizim yaşam alanımız olmayan bir yerde misafiriz bunu hiç unutmayın ve misafir gibi davranın, nazik ve saygı duyun her canlıya.
Temelinizi güçlü tutun, acele etmeyin bröve alıp Kızıldenize gitmek için. Kızıldenize gidip bir ton para harcayıp keyfini çıkaramamak mı yoksa tam keyfine varıp herşeyi görmek mi tercihiniz olurdu?
Bu yüzden koşmayın, iyi yüzerliliğiniz olsun, çalışın sık dalış yapın. Değişik sularda dalış yapın hep aynı yerde dalışlar yapmayın. Bedeniniz, beyniniz o psikolojiyi görsün, alışsın. O stresi yaşayın. Spor yapın. Yediklerinize dikkat edin. Dalış fizik kondüsyon istiyen bir aktivitedir. Kısacası bedeninize özen gösterin, o zaman bu işi çok uzun yıllar yapabilirsiniz.
Unutmayın, hiçbir şey sağlığınızdan ve güvenliğinizden daha öne geçememeli...
Hepinize sağlıklı, huzurlu bir hafta dilerim. Web sitemden artık bütün çalışmalarımı takip edebilirniz.Arzu ederseniz youtube kanalıma abone olup videolarımı takip edebilirsiniz. Sualtına meraklıysanız burada yapmış olduğum çekimler ve gelecek olan belgesel projeleri de yer alacaktır. Aşağıdaki linkten youtube kanalıma ulaşabilirsiniz .
Doğada ve mavide kalmayı unutmayın.
Youtube: https://www.youtube.com/channel/UC6JbQlZ9tjIchIop-kGEUqw
Instagram: peter_salvatore
Web Site: www.psalvatore.com
Bir sonraki yazıma kadar şimdilik hoşçakalın.
Peter Salvatore.