Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İnsanoğlunun uzaya dair sahip olduğu bilgi birikimi, okyanus ve denizaltı yaşamına dair sahip olduğu bilgilerden fazla ya,

Benzer bir durum bizim için de geçerli aslında.

Aksaz Tersanesi Açılış Töreni sırasında Deniz Kuvvetleri Komutanı Ercüment Tatlıoğlu’nun yaptığı konuşma çoğumuzun gözünden kaçtı.

Türkiye’nin tehdit okuması ve Atina’dan haberler

Konuşmaya dikkat edenlerse en çok, Türkiye’nin kendi denizaltısını yapan 6 ülkeden biri olacağı bilgisiyle alakadar oldu.

Oysa konuşmada önemli başka mesajlar da vardı.

Tatlıoğlu Paşa, Doğu Akdeniz harekât alanı için Mersin Tersanesi’nin kurulacağı, Aksaz’da açılan tersanenin hem Anadolu hem de envantere girecek uçak gemisini havuzlayacak şekilde yapılacağını söyledi.

Haberin Devamı

Metindeki bilgileri Çanakkale’de kurulmasına karar verilen Amfibi Kolordu bilgileriyle birleştirdiğimizde ortaya bir başka okuma çıkıyor.

Şu an Doğu Akdeniz’de birçok ülkenin donanması bayrak gösteriyor, geleceğe dair tüm projeksiyonlar Doğu Akdeniz’in enerji kaynakları hesaba katılarak yapılıyor, ittifaklar da bu gelir paylaşım modeline göre kuruluyor. Fransa’nın Kıbrıs Rum Kesimi’nde deniz üssü istemesi de boşa değil.

Böyle bir ortamda atılan adımlara bakarak Türkiye’nin stratejik okumasında Doğu Akdeniz’in öne çıktığını söyleyebiliriz.

Bizim farkına varmadığımız bu okuma, Yunanistan’daki Türkiye düşmanlığından beslenen haber sitelerinin hatalı değerlendirmelerine yol açtı.

O sitelerden bazıları “Türkiye, Deniz Kuvvetleri’ni Mavi Vatan tezine göre şekillendiriyor” diye başlıklar attılar.

Yunanistan da gayet iyi biliyor ki, Türkiye’nin Mavi Vatan’ı korumak için ne böyle bir güç yığınağına ne Mersin’de tersane kurmaya ihtiyacı var.

Neyse ki, Yunanistan’ın büyük medya kuruluşları bu hatalı okumanın parçası olmadılar.

Geçen hafta 24 saatliğine Atina’daydım, yaptığım görüşmelerden çıkan sonuç, Başbakan Miçotakis’in Türkiye ile ilişkileri geliştirme konusunda rahat bir döneme girdiği. Ana muhalefet durumundaki Syriza’nın Genel Başkanının yapacağı eşcinsel evliliği, 3. parti konumundaki PASOK’un yaklaşan genel başkan seçimi ve ortaya çıkan 7 aday, Yunanistan Başbakanı’nı muhalefet partileri konusunda rahatlatan bir ortam yaratmış.

Haberin Devamı

Daha da önemlisi, medya, Yunanistan Savunma Bakanı Dendias’ın, Türkiye karşıtlığının ülke çıkarları için değil başbakan ya da cumhurbaşkanı olma amacına dayandığını fark etmiş. Başbakan Miçotakis’in, Savunma Bakanı’nın yeni silahlanma projelerine yeşil ışık yakmadığı da söyleniyor.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis Aralık’ta, çok sayıda bakanla birlikte Ankara’ya gelecek, Eylül’de de New York’ta bir Erdoğan-Miçotakis görüşmesi gerçekleşebilir ve halihazırda barış ortamını geliştirmek için şartlar son derece uygun

Tüm savaşlar seçime endeksli…

ABD yönetimi, Gazze’de ateşkes ilan edilsin, çatışma dursun, buna karşın Ukrayna-Rusya savaşı devam etsin istiyor.

Bu birbiriyle çelişen iki isteğin de temel motivasyonu seçimler.

Gazze’de ateşkes ilan edilir, ABD’li rehineler de serbest kalırsa, Biden ve Harris’i havalimanında onları karşılarken göreceğiz.

O görüntüler seçmende artı puanlara yol açacak.

Haberin Devamı

Buna karşın şu an Ukrayna ve Rusya arasında bir ateşkes yapılsa, Rusya girdiği yerlerde kalmış, Ukrayna haritası küçülmüş olacak.

Cumhuriyetçi Aday Trump’ın üzerinde tepineceği harika bir malzeme bu.

Komik olan Trump’ın da Gazze’deki katliamın devamına yeşil ışık yakıp, Ukrayna-Rusya savaşını bitirmekten söz etmesi.

ABD liderliğindeki dünyanın özeti bu işte...

Türkiye’nin tehdit okuması ve Atina’dan haberler

Arda haberlerimiz ve komplekslerimiz…

Bir arama motoruna “Mbappe, Arda Güler ile konuştu” yazın...

Ne saçma, iki takım arkadaşının konuşmasından daha doğal bir şey olamaz demeyin ve arayın lütfen.

Gördünüz değil mi, Arda Güler’e dair böyle haberler yapıp, böyle başlıklar atabiliyoruz.

Sadece Arda konusunda hata yapmıyoruz.

Arama motoruna Türkiye’nin Maldivleri yazın, bakın karşınıza kaç farklı yer çıkıyor.

Vaktiniz varsa, Türkiye’nin Hollywood’u, Silikon Vadisi, Floransa’sı, Manhattan’ı diye aramalar yapmaya devam edin.

Güzel şeyleri özgün haliyle tanımlamak yerine illa bir şeye benzetmek şart mı?

Bu davranış biçimimizin yapılanı değil benzetileni yücelttiğinin farkına ne zaman varacağız acaba?

Ya da Arda ile Mbappe’nin konuşmalarının değil, asıl konuşmamalarının haber olduğunu ne zaman fark edeceğiz?