Bugün saat 16.30’da tüm dünyanın beklediği tahıl koridoru anlaşması İstanbul’da imzalanacak.
İmza törenine Birleşmiş Milletler Genel Sekteri Guterres de katılacak.
Bu öyle bir süreç oldu ki, dün öğleden sonra bile küçük bir iki detay ve anlaşmaya ülkeler adına kimlerin imza atacağının müzakeresi devam ediyordu.
Birleşmiş Milletler’den akşam saatinde gelen açıklamada da “Durum biraz değişken” ifadesi kullanılmıştı.
13 Temmuz’da İstanbul’da Kalender Kasrı’nda başlayan bu sürece dair yazılması gerekenler var: İstanbul’daki askeri heyetler toplantısından sonra Ukrayna ve Rus heyetleri ülkelerine döndüler ama Türkiye işin peşini bırakmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan mevkidaşlarıyla görüştü, süreci yönlendirdi.
Milli Savunma Bakanlığı, tam bir mekik diplomasisi yürüttü.
Türkiye, her iki başkent ile de ayrı ayrı konuştu. Farklı düşündükleri noktaları tespit etti. Yeri geldi uzlaşı formülleri üretti yeri geldi tarafları kazan-kazan politikasına ikna etti.
Günler süren bu yoğun mesaide sona gelinmiş durumda.
Bugün saat 16.30’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ev sahipliğinde imzalanacak anlaşmaya Rusya ve Ukrayna adına kimlerin imza atacağı henüz netleşmedi.
Türkiye adına imzayı Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın atması bekleniyor.
Bu anlaşmayla Türkiye ev sahibi ülke olmaktan çıkıp, savaşın başından beri Rusya ile Ukrayna arasında ilk uzlaşıyı sağlayan ülke oldu.
Kazanılan diplomatik prestij elbette çok önemli ama asıl önemli olan Afrika’da hububat fiyatlarıyla daha da artan yetersiz beslenme tehlikesinin Türkiye sayesinde aşılacak olması.
Büyük ülke olmanın sadece yüzölçümüyle alakalı olmadığının bir göstergesi yani yaşanan...
Putin’e zarif yanıt
Kremlin’de Putin’i bekleyen Erdoğan’ın görüntüsünün rövanşı Tahran’da alındı, “Ayakta Erdoğan’ı bekleyen Putin” görüntüsü çarşamba günü ABD dâhil bir sürü ülkede haber oldu.
Önce olayın özetini yazayım:
Rusya Devlet Başkanı Putin, ortak toplantının yapılacağı salona birkaç saniye önce girdi.
O sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan da salona girmek üzereydi. Bu sırada Cumhurbaşkanı, Kremlin Sözcüsü ve bir Türkolog olan Peskov’u gördü ve durup onunla kısa bir süre sohbet etti.
Bu da kameraların Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bekleyen Putin görüntüsünü kaydetmesini sağladı.
Türkiye diplomasinin temel unsurlarından biri olan karşılıklılık esasına dayanarak mı bu görüntünün alınmasını sağladı yoksa bir tesadüf mü bu sonucu ortaya çıkardı bilmiyorum.
Eğer kasten yapıldıysa da son derece zarif bir cevap olmuş, kimsenin söyleyecek sözü olamaz.
Ama burada dikkat edilmesi gereken bir başka nokta daha var: Ankara-Moskova ilişkilerinin gergin olduğu dönemde Rus devlet televizyonu Kremlin’deki görüntünün üzerinde çok tepinmişti. Türk medyası ayakta bekleyen Putin görüntüsü üzerinde tepinmedi.
Umarım, Moskova’da ya da Rus Büyükelçiliği’nde birileri aradaki fark üzerinde biraz düşünür.
Milli servet heba olmasın başkan
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankapark’ın kapılarını medyaya ve sonra da vatandaşlara açma kararı aldı. Başkan, bu kararı mevcut durumun görülmesi için almış, hiç itirazım yok.
Fakat bir de işin milli servetin heba olmaması kısmı var.
Ankapark’taki birçok malzemenin dünyada alıcısı bulunabilir. Euro’daki fiyat değişiminden dolayı TL bazında harcanan kadar para Ankara Büyükşehir’in kasasına girebilir.
Birden çok olan aletler farklı yerlerde, başka parklarda kurulabilir ki neredeyse 5 parkı donatacak kadar büyük bir makine parkı var orada.
Ya da dünyadaki büyük firmalardan danışmanlık ya da işletme hizmeti alınabilir. Mesela İspanyol Parques Reunidos firması var; dünya üzerinde 60’ın üzerinde park işletiyor.
Avrupa’nın en büyük ikinci firması, Fransız CDA’yı da atlamamak gerek. Toplamda 10 milyonun üzerinde ziyaretçi alan parkları işletiyorlar. Bir de hâlihazırda Türkiye pazarına da girmiş olan İngiliz Merlin Entertainment var.
Burada önemli olan, ibret olsun diye yüz milyonlarca doların heba edilmemesi ama bunun yolları da belli.
O yüzden Ankapark turları yapılsın ama o yüz milyonlarca dolarlık makine parkının hiç bakım görmeden bir kış daha geçirmesine de izin verilmesin.