Meta, Haniye’nin ölümüyle ilgili mesajlara sansür uygulamasa sıkıntıların farkına varmayacaktık. Meta gibi yapılar sizi daha fazla ekranda tutup, daha fazla reklam göstermek adına algoritmalar için inanılmaz paralar ödüyorlar.
■Aralık 2021’de Arakan Müslümanları, Myanmar Ordusu’nun yaptığı etnik temizliğe katkıda bulunan nefret söylemini engellemediği gerekçesiyle Kaliforniya’da Instagram, Facebook ve Whatsapp’ın sahibi olan Meta platformu aleyhine 150 milyar dolarlık tazminat davası açtılar.
■Eş zamanlı olarak İngiltere’de de Arakan Müslümanları, Meta’nın Londra Ofisi’ne sundukları mektupta, platformun kullandığı algoritmaların Arakan halkına dair nefret söylemini artırdığı, Facebook’un bu 4 yıllık zaman diliminde Burma dilini bilen sadece iki kişiyi istihdam ettiği ve içeriği denetlemediği bilgileri vardı. Meta’nın denetlemediği ve algoritmalarla daha çok yayılmasına izin verdiği içerikte Arakan Müslümanlarından köpekler, kurtçuklar diye bahsediyor veya öldürülmeleri ya da tecavüz edilmeleri gerektiği söyleniyordu.
Myanmar ordusu 2017’de Arakan’da Müslüman soykırımı yaparken aralarında çocukların da bulunduğu binlerce kişi de kaçarak kurtuldu.
■ 2021 yılında eski Facebook çalışanı Frances Haugen, Meta’nın sorunlu ülkelerde içeriği denetlemek yerine güvenlikten çok kârı önemsediğini gösteren belgeleri sızdırdı. Haugen, platformun algoritmalarının Etiyopya gibi yerlerde “etnik şiddeti’’ kelimenin tam anlamıyla körüklediğini söyledi.
■ Biraz da bugüne dönelim: Sivil toplum kuruluşları, Kasım ve Aralık 2023’te Filistin halkına destek mesajı içeren, barışçıl 1049 mesajın Meta tarafından sansürlendiğini raporladı. Meta 60’tan fazla ülkeden gelen bu barışçıl içerik taşıyan mesajları sansürlemekle kalmadı, aynı zamanda yaklaşık 6 milyon takipçisi olan sosyal medya ve dijital insan hakları aktivisti Shaun King’in hesabını Gazze ile ilgili gönderileri nedeniyle kapattı.
■Filistin meselesinde zaten sorunlu bir şirket Meta platformu. 2021 yılında Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah semtindeki Yahudi işgalcilerin insanları evlerinden etmesi sürecinde şirketin Filistin yanlısı içerikleri sansürlediği belirlenmişti. İnsan Hakları İzleme Örgütü, konuya dair hazırladığı raporda sahada yaşanan güç dengesizliği ve hak ihlallerinin çevrimiçi ortamda da tekrarlandığı uyarısında bulunmuştu. Bu uyarının ardından Meta’nın başvuruda bulunduğu bağımsız bir kuruluş olan BSR, yaptığı denetimlerin ardından Eylül 2022’de hazırladığı raporu açıkladı. Rapor uzun ama Meta’nın tavrıyla ilgili en çarpıcı cümle şu: “Filistinli kullanıcıların ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü, siyasi katılım ve ayrımcılık yapılmama hakları ve dolayısıyla Filistinlilerin deneyimleri hakkında bilgi ve içgörü paylaşma yetenekleri üzerinde olumsuz bir insan hakları etkisi yaratılmıştır.”
■Kasım ve Aralık 2023’te, Filistin halkına destek veren mesajları sansürleyen Meta, Eylül 2022’de açıklanan söz konusu rapordaki endişeleri gidermek adına çeşitli taahhütlerde bulundu. Bu taahhütlerin gerçek olmadığı 14 ay sonra yaşanan olaylarla ortaya çıkmış oldu.
■Meta’nın, kâr söz konusu olduğunda insan haklarını nasıl görmezden geldiğinin bir başka kanıtı da Kamboçya’da yaşananlar oldu. Ocak 2023’te Kamboçya Başbakanı Hun Sen, Facebook sayfasında yayınlanan bir konuşmada, muhaliflerini “dövmeye”, evlerine “gangsterler göndermeye” ve potansiyel olarak onları “hain” olarak mahkemeye vermeye yemin etti. Bu videonun yayından kaldırılması için çok sayıda şikâyette bulunuldu. Şirket ilk başta tüm itirazları reddetti. İnsanlar ısrarlı olunca, videonun Meta’nın standartlarını ihlal ettiği ama “haber değeri” zarar riskinden daha ağır bastığı için istisna olarak yayımlanmaya devam edeceği kararını verdi. Bu karara rağmen insanlar yine de mücadeleyi bırakmadılar. Meta, video tam 600 bin kez izlendikten ve altı Kamboçyalı muhalefet partisi üyesi, motosikletli ve kasklı adamlar tarafından saldırıya uğradıktan sonra videoyu kaldırmayı kabul etti. Bu karar da uzun süre yayında kalmadı ve video tekrar gösterime sokuldu...
■ Meta platformunun dünya üzerinde 3,8 milyar civarı üyesi var. Bu özel bir şirkete dünyayı dilediği gibi etkileme gücünü veriyor. Bu noktada 8 sene önce yaşanmış ve çoğumuzun unuttuğu Cambridge Analytica skandalını hatırlatmam gerek. Bu şirket 2010’lu yılların başından itibaren, milyonlarca Facebook kullanıcısına ait verileri toplayıp kullanıcılara özel siyasi propaganda içerikli reklamlar hazırlamıştı. Bu sayede 2016’da Donald Trump’a Beyaz Saray yolunu açan seçimlere ve aynı yıl yapılan, İngiltere’nin AB’den ayrılmasıyla sonuçlanan Brexit referandumuna direkt etki edilmişti.
■ Daha çok bilgi var ama burada bir parantez de açmam lazım. Türkiye’nin Instagram’a erişimi engellenmesine dair sansür tartışmasında yine ikiye bölünüldü. Bu tartışmayı doğru götürebilmek adına İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün belirlediği 6 sansür çeşidini yazmam gerek. Rapora göre “her biri en az 100 kere tekrar edilen altı temel haksız sansür” uygulaması var.
1 Ocak 2024
1 Gönderilerin, hikayelerin ve yorumların kaldırılması;
2 Hesapların askıya alınması veya kalıcı olarak kapatılması;
3 Hikayeleri beğenme, yorum yapma, paylaşma ve yeniden yayınlama gibi içeriklerle etkileşim kurma becerisine yönelik kısıtlamalar;
4 Diğer hesapları takip etme veya etiketleme becerisine yönelik kısıtlamalar;
5 Instagram/Facebook Live, para kazanma ve hesapların takipçi olmayanlara önerilmesi gibi belirli özelliklerin kullanımına yönelik kısıtlamalar;
6 “Gölge yasaklama” yani bir kişinin gönderilerinin, hikayelerinin veya hesabının görünürlüğünü, içeriğin dağıtımında veya erişiminde bir azalma veya hesaplar için aramaların devre dışı bırakılması nedeniyle bildirim yapılmaksızın önemli ölçüde azaltma.
■Yazının burasına kadar okuyanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dijital faşizm sözlerinden yola çıktığımı zannedebilirler. Oysa 1 Ocak’ta, “2024, Medyanın en büyük savaş yılı” yazısını kaleme almıştım. Meta başta olmak üzere tüm platformları, yapay zeka çalışmalarını uzun zamandır takip ediyorum. Bunun sebebi de Meta ve benzeri kuruluşların sebep olduğu sorunlar. Birkaç örnek saymakta fayda var:
■İspanya’da aralarında El Mundo, El Pais gibi devlerin olduğu 83 medya kuruluşu Facebook ve Instagram’ın çatı şirketi META aleyhine 550 milyon Euroluk bir dava açtı. Bu davaların konusu da META’nın kullandığı algoritmalarla elde ettiği kişisel verilerle reklam pazarını AB düzenlemelerine aykırı olarak domine etmesi. Hemen hatırlatayım, kişisel veri toplama meselesi oldukça önemli, İrlanda Veri Koruma Komisyonu, Facebook’a kullanıcıların kişisel verilerini AB’den ABD’ye aktardığı için 1,2 milyar Euro para cezası verdi.
■Avustralya haberlerin telif hakkıyla ilgili dünyada ilk düzenlemeyi yapan ülke olmuştu, ABD de geçen senenin sonunda Gazetecilik Rekabet ve Koruma Yasası olarak bilinen yasayı devreye soktu. Kanada, Çevrimiçi Haberler Yasası’nı çıkardı, Google’dan sadece medya kuruluşlarına değil, hükümete de her yıl 74 milyon dolar ödeme alıyor.
■New York Times, 2023 yılının son haftasında ChatGPT aleyhine dava açtı. Davanın gerekçesi, yapay zekânın öğrenme sürecinde telif hakkı ödenmeden, makalelerinin izinsiz ve bedelsiz kullanılması.
■Türkiye’de bu tür davalar açılamamasının sebebi, bir haksızlık, sömürü düzeni olmaması değil, bu konudaki yasal çalışmaların henüz tamamlanmamış olması. Bu medyanın kavgası diyenler çıkabilir. Durum hiç de öyle değil. Mesela bir İngiliz vatandaşı bir dijital platforma başvurup algoritmanın kendisi hakkında nasıl veri topladığına dair bilgi isteyebiliyor. Türkiye bu konudaki eksiklerini tamamladığında biz de isteyebileceğiz.
■ Meta aleyhine açılmış daha birçok dava var. Mesela New Mexico Başsavcısı, Meta’yı çocukların cinsel saldırılara uğramaları konusunda bir platform olmak ve gerekli önlemleri almamakla suçlayan bir dava açtı. Benzer başka örnekler de var ama konuyu dağıtmayayım:
■Düşünce ve ifade özgürlüğü kavramlarının sosyal medyada nasıl konumlandırılacağı belli değil zira yasal düzenlemeler ve içtihat oldukça geriden geliyor. ABD Başkanı olduğu dönemde Trump’ın o zamanki adıyla Twitter hesabını askıya alabilen özel şirketlerin varlığı dünyayı daha güvenli bir yer yapmıyor. Sosyal medyada erişim ve ifade özgürlüğünü tartışırken, ABD’nin Tik Tok’a sahibini değiştirmesi konusunda yaptığı yasal baskı bile aslında başlı başına bir tartışma konusu.
■Meta, İsmail Haniye’nin ölümüyle ilgili mesajlara sansür uygulamasa bugüne kadar yaşanan sıkıntıların farkına varmayacaktık. İnsanın zoruna giden asıl nokta tam olarak bu. Instagram açılsın diye dört gözle bekleyenlerin ekrandan başlarını kaldırıp, 30 saniye için bile olsa tüm bu yazdıklarım üzerinde düşünebilmelerini isterdim. Oysa yine sivil toplum kuruluşlarının raporlarına göre, Meta gibi yapılar sizi daha fazla ekranda tutup, daha fazla reklam göstermek adına algoritmalar için inanılmaz paralar ödüyorlar. Buradaki kaz maalesef biziz...
Azov Taburu
■Özgürlükleri savunurken unutmamamız gereken noktalar var. Mesela şirketlerin kuralları ülkelerin yasalarından daha önemli olabilir mi? ABD’nin işine geldiği gibi şekillendirdiği terör örgütleri listesinde Ukrayna’daki Azov Taburu da var. ABD’ninterör örgütleri listesinde olmasına rağmen Azov Taburu’na yaptığı yardımın haddi hesabı yok. Meta bugün Azov Taburu paylaşımlarını engelleyemez, geçmişte de engellemedi, zira onlar aynı zamanda ABD emperyalizmi için de savaşıyorlar. Kim sansürcü, biz mi 3. dünya ülkesiyiz yoksa biz Meta’nın bize 3. dünya ülkesi muamelesi yapmasına mı karşıyız, karar sizin.