ABD, 2023 yılında Ukrayna savaşı vasıtasıyla yıpratmaya çalıştığı Rusya’dan 1,4 milyar dolarlık gübre ithal etti. Ne Rusya, sen burada bana tehditsin diye ihracat yapmaktan vazgeçti ne de ABD, Rusya’ya ödenecek milyar dolar Rus ordusuna güç katar diye ithalattan vazgeçti.
ABD tüm gücüyle Çin ile hesaplaşmaya hazırlanıyor. Bu uğurda harcadıkları paranın haddi hesabı yok. Pasifik’teki Guam’dan kalkıp, Japonya’nın Okinawa Limanı’nı savunacak kadar uzun menzilli, 6. nesil savaş uçağının araştırma-geliştirme kısmına milyarlarca dolar harcıyorlar. ABD, 2022 yılında Çin’den 536,7 milyar dolarlık rekor ithalat gerçekleştirdi. Buna karşın Çin’e 153,8 milyar dolarlık rekor ihracat yaptı. Ne Pekin ne de Washington, askeri gerilim ve dünya siyasetinde güç sahibi olma kavgasının ticareti engellemesine izin vermedi.
Türkiye’de yerel seçimlerin propaganda döneminden beri İsrail’e yapılan ihracatı tartışıyoruz. Birinci yanlışımız şu, bu tür konularda bir devlet politikası olması gerekir. Türkiye yerel seçimlerde İsrail’e mal satma tartışmasına sokuldu. İlk yanlışımız ilkesel bir yanlış yani.
Gazze’de soykırım devam ederken, Türkiye, İsrail’e silah yapımında kullanılan hammadde ve yarı mamul ihraç ediyor olsaydı, bugüne kadar neden ambargo uygulanmadığını tartışmanın haklı bir yanı olabilirdi. Çok konuşulan jet yakıtı ihracatıyla başlayayım. Türkiye, İsrail’e, gemilerle ya da tanker uçaklarla jet yakıtı satmıyor. Türkiye’deki havaalanlarına inen İsrail’e kayıtlı yolcu ve kargo uçakları burada yakıt ikmali yapıyorlar. Yani “Gazze’yi bombalayan uçaklara yakıt veriliyor” gibi saçma sapan iddiaların aslı astarı yok.
Türkiye’den Filistin’e doğrudan ihracat yapamıyoruz. İsrail’e gözüken ihracatın bir kısmı da Filistin’e yapılan ihracat aslında. Konuda kalayım, İsrail’e yaptığımız ihracat sadece Türkiye’ye değil, Filistin’e de fayda sağlıyordu. Gazze’deki katliamın başladığı günden bu yana içeriye en fazla yardım sokabilen ülke Türkiye olmuştu. Şimdi bu avantajı da kaybedebiliriz.
Bazı ürünler vardır ki onun yerini alacak başka bir ürün yoktur. Böyle durumlarda ambargo uygulamak sonuç verici olabilir. Fakat ikame edilebilen ürünlerin ihracatında ambargo uygulamak sadece pazar kaybına neden olur. Granit ya da hırdavat aletleri tüm dünyada bulunabilen ürünler sonuçta. Bir pazardan çıkmak, o pazara dönmekten 100 değil bin kat daha kolaydır.
Gelelim çelik ihracatına. Bu gibi durumlarda ambargo uygulamaktan ziyade üretimi denetleme çabasına girmek her zaman daha doğru bir harekettir. Herkes Avrupa Birliği’nin atasının Avrupa Ekonomik Topluluğu olduğunu zanneder ama değil. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’nın yeniden silahlanmaması için çelik üretimini kontrol altında tutmak isteyen Fransa, 1949’da Avrupa Çelik ve Kömür Topluluğu’nun kurulmasını sağladı. Ambargo uygulamaktan çok daha başarılı bir sonuç verdi bu adım.
İsrail, Türkiye’den aldığı ürünlerin hepsini sivil amaçlar için mi kullanıyor sorusuna yüzde 100 evet diyemem. Bir çamaşır makinesinin içerisindeki çipleri söküp askeri amaçla kullanmak mümkün. Soru şu, ABD cephaneliğini kendi cephaneliği gibi kullanan İsrail’in böyle bir adım atmasına gerek var mı acaba?
Sağdan sosyal demokratlara kadar “İsrail ile ticareti keselim” çağrısı yapanların derdi, gerçekten İsrail’i sıkıştırmak mı yoksa İsrail bahanesiyle hükümet üzerinde baskı kurmak mıydı? Yerel seçim öncesinin propaganda döneminde başlatılan bu tartışmanın samimiyetini mutlaka konuşmamız lazım.
İsrail soykırım uygulayan bir ülkeyse, Almanya da soykırıma destek verme suçlamasıyla Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanan bir ülke. Yarın bir seçim daha olsa, “Almanya’ya ihracatı keselim” çağrıları mı başlayacak? Siyaset adına ortaya atılan her ambargo fikri, bu ülke emekçisinin ve bu ülke sermayesinin zarar görmesi demek oluyor.
İsrail ile mücadele diplomasi alanında olur, İletişim Başkanlığı’nın kurduğu Dezenformasyon ile Mücadele Merkezi’nin yaptığı gibi iletişim alanında olur. Türkiye, bu süreçte İsrail’in onlarca yalanını ortaya çıkardı ve dünyaya duyurdu. Sonuç olarak kimsenin siyasi hırslarının devlet aklını gölgelemesine izin vermememiz gerekiyor.