Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Block 70 seviyesine yükseltilmiş olan 2 adet F-16 uçağı 12 Eylül Pazartesi günü Atina’ya teslim edilecek. Lockheed Martin’in 2023’e kadar 4 adet F-16’nın yenileme işlemini tamamlaması bekleniyor.

Atina uçakları alıyor, Biden ne yapıyor

Modernize edilmiş bu F-16’lar başta AESA radarı olmak üzere Yunan Hava Kuvvetleri’ne bazı avantajlar sağlayacak. Fransa’nın teslimatını yaptığı 6 Rafale ve ABD’nin teslimatını yaptığı 2 F-16 Ege’deki dengeyi değiştirmeye yetmez ama takvim Türkiye’nin aleyhine işliyor.

Yunanistan 2025 yılına kadar 24 adet Rafale uçağına sahip olacak, 2027’ye kadar 84 adet F-16’nın modernizasyonu tamamlanacak. Bir de 20’si kesin, 20’si opsiyonlu olmak üzere, ABD’den 40 adet F-35 almak için Washington’a ilettikleri talep mektubu var. Atina’nın niyeti 2028’de ilk F-35’leri teslim almak.

Haberin Devamı

Yerli Milli Muharip Uçak 2030 yılında Türk Hava Kuvvetleri envanterine katılacak ama ilk teslimat sadece bir filo olacak.

Tüm bunları alt alta yazınca 2025 yılında Ege’de Türk-Yunan dengesi bozulmuş olacak. ABD, geçmişte “İki tarafın gücü eşit olursa, savaşmazlar” teziyle hareket ediyordu, şimdi Yunanistan lehine bu dengeyi bozdular. Türkiye’nin F-16’larla ilgili taleplerine ilişkin olarak ABD yönetimi, başta Senatör Menendez olmak üzere, Türkiye’nin F-16 programına karşı çıkanları Beyaz Saray’a davet edip, bu işin lobisini yapmadığı sürece bir adım atmamış demektir. 8 Kasım’da ABD’de Temsilciler Meclisi’nin tümü ve Senato’daki 100 sandalyeden 35’i için seçim yapılacak. Beyaz Saray yeni dönemi bekliyor olabilir ama Türkiye’nin sabrının da bir sınırı var.

“Yeni bir dünya düzeni kurulur, bu yeni dünyada da Türkiye yerini alır” cümlesinin İnönü’nün ABD Başkanı Johnson’un mektubuna verdiği cevapta yer aldığını zannederiz çoğumuz. ABD Başkanı Johnson’un çirkin mektubunun Başbakan İnönü’ye teslim tarihi 5 Haziran 1964’tür. Oysa bu ünlü cümle 16 Nisan 1964’te, yani o mektuptan 44 gün önce Time dergisinden alıntıyla Milliyet’in manşetinde yer almıştı. Bu cümleyi hatırlatmamın sebebi, 15-16 Eylül’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Özbekistan’da yapılacak Şanghay İşbirliği Örgütü Zirve’sine katılması. Orada 14 devlet ve hükümet başkanıyla beraber dünyada 5. nesil savaş uçağı üreten iki diğer ülke Çin ve Rusya’nın devlet başkanları da olacak. Washington, “Türkiye için NATO mu, NATO için Türkiye mi daha önemli?” sorusuna artık cevap vermeli. Yeni bir dünya düzeninin kurulduğu bu günlerde tek düşünmesi gereken Türkiye değil sonuçta.

Haberin Devamı

Bombacı Ali Çavuş’un hikâyesi

1875’te Girit’te doğdu. Adanın Yunanlıların elinden çıkışı sırasında yaşadığı acıları hiç unutmadı.

Kardeşi “Güzel Ahmet” Çanakkale’de şehit oldu, diğer kardeşi Ethem Çavuş, Rumca bilgisiyle Yunan askerlerini kandırıp, baskın verilmesini sağlayan kahramanlardan biriydi.

Genç Ali kardeşleri gibi gönüllü olarak Birinci Dünya Savaşı’na katıldı, Akıncı Müfreze Komutanlığı’na kadar yükseldi. Bombalı çatışmalardaki başarısından dolayı adı Bombacı Ali Çavuş’a çıktı.

Atina uçakları alıyor, Biden ne yapıyor

İzmir’in işgal yıllarında çete savaşı verdi, Dikili, Menemen, Çiğli ve Karşıyaka’nın içine sızıp eylemler yaptı.

Haberin Devamı

9 Eylül 1922’de, yani yüz yıl önce Menemen ve Karşıyaka’yı kurtaran Suphi Kula komutasındaki 14. Süvari Tümeni’nin en önünde savaştı. Karşıyaka’nın kurtarılmasında ismi Suphi Kula, Zekai Kaur ve Zühtü Işıl ile birlikte anıldı. Bugün Karşıyaka’da adına düzenlenmiş bir parkta heykeli duruyor.

Bombacı Ali Çavuş aslında lakabının kibar hali, çok fazla bomba kullanmaktan kulakları sorun yaşadığı için Sağır Ali Çavuş diye çağıranlar da varmış onu. Ali Çavuş hikâyesini bildiklerimizden biri. Kandiye Sancaktarı Molla Fehmi Bey’in hikâyesi hiç bilinmez mesela. Evine saldırılanların öldü diye bıraktıkları, karısı ve çocukları o sırada samanlıkta saklanan Molla Fehmi Bey, Ali Çavuş’un ablasıyla evliydi. O saldırıda gözünü kaybetti Fehmi Bey. Sonra yurduna döndü hemen, Aydın, Söke, İstanbul’da yaşadı, 1949’da İstanbul’da öldü, Kulaksız Mezarlığı’nda kabristanı. Hikâyesini büyük dedem olduğu için biliyorum.

İzmir’in Kurtuluşu’nun 100. Yılı bugün, yurdumda birisi çıkıp “Kurtuluş günlerini kutlamaya gerek yok” dedi ama tarihi tam aksini söylüyor.