Puan cetveline baktığı zaman Galatasaray’ı düşme hattının yalnızca üç puan üstünde gören taraftar çıldırıyor! Galatasaray’da yaşananın özeti bu...
Fatih Terim son Giresun maçına kadar eleştirildi, ‘Hoca neden bu takıma iyi futbol oynatmıyorsun’ diye tribünlerden tepki geldi. Bu gayet doğal. Ardından Torrent ‘takımı düzelteceğim’ diye geldi, o da şu ana kadar başarılı olamadı ve eleştiriler artarak devam ediyor. Ve takım maç kazanıncaya kadar da bu süreç devam edecek. Kadroda sıkıntı var, bunu kabul ediyorum ama bu durum temcit pilavı gibi hep önümüze konmamalı. Olan olmuş artık, bundan sonrasına bakmak lazım.
Benim en çok üzüldüğüm Galatasaray’a hizmet eden herkes itibarsızlaştırılıyor. Şu an bakıyorum bir kısım insanlar Terim’i desteklerken, diğerleri ‘bu enkazı sen yarattın’ diyorlar. Aynısı Başkan Burak Elmas için de geçerli. Altı ay önce ‘kahraman’ ilan edilmişti, bugün ise ‘istenmeyen adam’ konumunda. Bu doğru bir şey değil. Fatih Terim de
Galatasaray toparlanmak adına her şeyi yapıyor. Futbolculara, “Koşmuyor, mücadele etmiyor” diyemeyiz. Kayseri karşısında dün gece de maçı kazanmak için her şeylerini ortaya koydular. Bu sefer de karşılarına, Kayserispor’un kalecisi Bilal çıktı. Kalesinde devleşti. En az yüzde yüz dört gol vuruşunu çıkardı. Bu da sarı-kırmızılıların şanssızlığıydı.
Galatasaray çok mu iyi oynuyor? Hayır. Sadece ve sadece bütün futbolcular kötü gidişatı çevirmek için iyi mücadele ediyorlar ama kalite sınırlı... Fatih Terim de, Torrent de Cim Bom’u büyük takım gibi oynatmak istiyorlardı. Ama bu kadroyla daha fazlası olmuyor. Orta sahada yaratıcılık hiç yok. Bilhassa Taylan... 30. dakikada tribünlerden protestoyu görünce hepten dağıldı.
Pulgar yabancı sınırına takıldığı için ilk 11’de oynayamadı. Halbuki takımın en önemli sıkıntısı altı numarada...
Torrent ilk önce defans ve orta saha kurgusunu kuracak, ondan sonra hücumu. Gomis tam hazır olmamasına rağmen devamlı gol koklayan bir futbolcu. Feghouli, Kerem, Babel
Galatasaray’ı kırk senedir takip ederim. Böyle bir kaos hiçbir zaman yaşanmadı. Bundan nasıl çıkılacak onu da bilemiyorum. Taraftar bölünmüş, camia bölünmüş, futbolcular sorumluluk almıyorlar, tam bir enkaz. 117 yıllık dev çınar adeta paramparça ediliyor.
Domenec Torrent marka olan bir hoca değil. Alanya maçında 75. dakikada rakip 10 kişi kalıyor. Benim düşündüğüm yürekli hoca, eksik rakip karşısında Halil’i, Feghouli’yi, Morutan’ı oyuna alır ve herkese ‘ben galibiyet istiyorum’ mesajı verir. İspanyol çalıştırıcı bunu yapmadı ve ‘beraberlik bana yeter’ dedi. Değişiklikler 83. dakikada geldi. Bana göre bu çok büyük bir hataydı.
Hocayı bir kenara koyuyorum, futbolcular uzatmayla beraber 2. yarıyı 52 dakika oynadılar. Bunun 20 dakikası rakip 10 kişiydi. Eyy büyük oyuncular! Bu zaman diliminde Alanyaspor kalesine bir kere gidemez misiniz, bir şut çekemez misiniz! Hadi bundan da vazgeçtim, uzatmalarda Ömer Bayram’ın geri pasıyla rakip gol atıyordu. Gerçekten insaf diyesim
Bu sezon Galatasaray’dan fazla bir şey beklememek lazım... Bu kadro kalitesiyle ancak bu kadarını yapabilir. İki bekin yok, orta saha yok, final pası atacak futbolcun yok... Nasıl maç kazanacaksın? Ancak kendi sahanda Gomis ve Mustafa da gelince, taraftarın büyük desteğiyle bir şeyler yapabilirsen yapacaksın.
Alanya’daki maç gerçekten sarı-kırmızılılar için çok zor bir karşılaşmaydı. Alanyaspor kadro kalitesi olarak, sistem olarak, dayanıklılık olarak sarı-kırmızılıların çok üzerinde bir takım. Bunu kabul etmek gerekir. Sezon başında Galatasaray’ın kadrosunu kuranlar iyi hesap kitap yapamamışlar. Aldıkları oyuncularda yanılmışlar. Zaten fazla da konuşmaya gerek yok. Şu an zirveye oynaması gereken takım, tehlikeli çizgiden çıkmak için mücadele ediyor.
Hücuma çıkamıyorsun, orta sahan pas yapamıyor, Kerem gibi bir genç yeteneğin olmasa gol de atman mümkün değil. Ben şimdi düşünüyorum; Gomis-Mustafa takıma dahil olunca bunlara gol pasını kim verecek? Her şeyden önce rakip kaleye gidemiyorsun ki!
Turuncu-yeşilliler sağ
Sezona başlarken yeni aldığın futbolculara çok dikkat edeceksin. Laf olsun diye transfer yaparken o zaman sorun yaşarsın. 11 futbolcu alınmış, bunların kaç tanesi Galatasaray’ın geleceğinde olabilir?
Hesap ortada… Ligin ilk yarısını liderin 22 puan gerisinde kapıyorsun. Kimse hiç ah-vah çekmesin. Uzun süredir bas bas bağırmıyor muyuz, bu takımın santrforu yok diye. Halil, son vuruşlarda çok iyi olmasa da, forvet arkasında başarılı. Mustafa Muhammed çok iyi bir futbolcu ama dikiş tutturamadı. Düzelmeyecek mi, düzelecek.
En önemli mevki altı numara. Burada Taylan da, Berkan da takıma fazla katkı veremedi. Bu iki futbolcu da sekiz numarada daha faydalı olur görüşündeyim. Bunun için Şili Milli Takımı’nın altı numarası Pulgar transfer edildi. Erick Pulgar ile takımdaki sistemin daha iyi çalışacağını düşünüyorum. Gomis gibi bir santrforla gol sayıları artar. Hele Mustafa ile Gomis beraber oynadıklarında forvetteki sıkıntı da biter. Sakın Fransız santrforun yaşını kimse eleştirmesin, Drogba geldiğinde sanki kaç yaşındaydı!
Kalede İsmail Çipe oynadı,
Her zaman söylüyorum, kulüplerin sahibi taraftardır. Taraftarın ne kadar çoksa, kulübüne ne kadar sahip çıkıyorlarsa o kadar büyük kulüp oluyorsun. Galatasaray’da yaşananlara bakıyorum, tam bir kaos ortamı var. Futbol takımı olsun, yönetim olsun herkes iyi şeyler yapmak için cebelleşiyor ama maalesef başarılı olamıyor. Gerçekleri de görmek istemiyor.
Teknik direktörler gelir gider, başkanlar gelir gider ama bu 117 yıllık kulüp hep var olacak. Bütün herkes menfaat gözetmeden kulübüne yardımcı olacak. Galatasaray’da maalesef gerçekler görünmek istenmiyor. Kulübün lokomotifi olan futbol takımının bu şartlar altında kırmızı çizgiden uzaklaşması mümkün değil. Son Trabzonspor maçına bakıyorum. Takım iyi de futbol oynuyor ama ortada gerçek olan bir şey var. Şu an süper bir kadro yok. Mevcut futbolcular da 60. dakika gelince oyundan düşüp, hatalara başlıyorlar. Taraftarın bir bölümü bunun farkında değil.
Tribünlerden protesto geldikçe futbolcuların ayakları
Son haftalarda bilhassa da maçın ilk yarısında bu kadar motive, agresif, yüksek tempolu, pres yapan bir Galatasaray’ı ilk defa seyrettim. İlk 45 dakika skoru artırmaları gerekirdi. Takım olarak bütünleşmişler, defans hata yapmıyor, orta sahada özellikle Emre Kılınç yıldızlaştı. Taylan, Berkan iyi oynadılar, Kerem ve Cicaldau, Trabzonspor savunmasını epey hırpaladılar. Bilhassa kaptırdıkları toplarda hücumcular geriye gelip orta sahaya yardım ettiler.
Bunlar Galatasaray’da görmediğimiz şeylerdi. Ama biliyorsunuz futbol 45 değil; 90 dakika… Trabzonspor bu ligin lideri. Çok iyi bir hocası var, çok da iyi bir kadroya sahipler. İlk yarı takımının hatalarını tespit etmiş, ikinci yarıda değişikliklerle oyunu sarı-kırmızılıların sahasına yıktı. Berkan ile Taylan yorulup oyundan düştüler ve çok hata yapmaya başladılar. Yenen ilk golde Bakasetas topa vururken, Berkan o pozisyonu seyrediyor. Halbuki Yunan futbolcuya o gol vuruşunu yaptırmamalıydı. İkinci goldeyse Taylan’ın affedilmez bir hatası var. Resmen harakiri yaptı. Ayağındaki topu rakibin önüne yuvarladı, Visca’nın
Hatayspor maçında hakem ağırlıklı yazmıştım. Dün gece ise hakemden hiç bahsetmemek için karar almıştım. Ne yalan söyleyeyim hata da yapacağını düşünmüyordum. Ama Galatasaray mağlup durumdayken 70’li dakikalarda VAR hakemiyle beraber öyle bir hata yaptılar ki, yazmazsam herhalde tepki görürüm diye düşündüm. Kasımpaşalı Travnik, Emre Kılınç ile 18’in içinde ikili mücadeleye giriyor. Travnik yere düşüyor, kolları açık vaziyette top eline çarpıyor ve hakem ‘devam’ diyor. Kaç gündür maçlar seyrediyoruz, bir sürü penaltılar gördük, daha basit pozisyonlarda bütün hakemler penaltı veriyor. Maalesef hakem Tugay Kaan Numanoğlu VAR ile konuşarak vermedi. Hakikaten günah! Üstelik Travnik ikinci sarı karttan oyundan atılacaktı. Ama Galatasaray zaten top oynamıyor. Hakemleri de aşıp maçlardan puan alması çok zor. Galibiyetten vazgeçtim, berabere bitirmesi de çok zor. Gelelim oynanan futbola...
Kasımpaşa eski Galatasaray olmuş; Galatasaray da