Seferihisar açıklarında meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki deprem Bayraklı’yı vurdu. Onlarca bina yıkıldı, hemşerilerimiz hayatlarını kaybetti. Bayraklı hâlâ yaralarını sarmakla uğraşıyor. Ağır hasarlı binaların tamamı yıkıldı, molozları toplandı. Özellikle nüfus olarak yoğun olan Manavkuyu, Mansuroğlu ve Adalet mahallelerinde hüzün hâkim. İnsanlar ilk şoku atlattı ama akıllarında, “Yeni bir deprem olursa evimize bir şey olur mu?” endişesini taşıyor.
Aslında bu endişe hepimizde var. O yüzden de binaların sağlamlığına baktırmak, özellikle 1999 öncesi yapılanların kentsel dönüşüme girmesi kaçınılmaz görünüyor. ‘Kentsel dönüşüm’ derken de aslında ‘yerinde dönüşümden’ bahsediyoruz.
Yerinde dönüşüm konusunda İzmir Büyükşehir ve Bayraklı belediyelerinin çalışması var. Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, ‘İzmir modeli’ adını verdikleri çalışmayla düz yerlerin yeniden inşa edileceğini anlattı. Bu konuyla ilgili olarak, önümüzdeki süreçte bir açıklama yapacağını özellikle vurguladı. Başkan Sandal’ın Bayraklı’da yaşayan hemşerilerine önemli bir uyarısı var:
“Ada bazında işlemi yaparsak hem kentin otopark sorununu çözeriz hem de daha güvenli binalar elde ederiz. Maliyeti de indirmiş oluruz. Farklı bankalarla görüşmeler yaptık. Plan notlarıyla netleştikten sonra uygun kredi verilmesiyle ilgili... Bu mesele, Büyükşehir Belediyesi’yle çözeceğimiz bir konu. Doğru iş modelini getirmediğimizde bu işi çözemeyebiliriz. Saydam, şeffaf ve anlaşılır bir yöntem olmalı. Bayraklılı, evini asla satmasın. Müteahhitle ucuz anlaşmaların altına imza atmasın. Plan notları netleşmeden Bayraklı ve Büyükşehir belediyelerinin teminatını almadan adım atıp mağdur olmayın.”
Bu sözler gerçekten önemli. Yerinde dönüşüm konusunda devletin büyük desteği var. İzmir özelinde Büyükşehir’in yapacağı çalışmayla ev sahiplerinin olası hak kaybının da önüne geçilmesi hedefleniyor.
Başkan Sandal, deprem sonrası Bayraklı Belediyesi’ne Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yalnızca 1 milyon lira destek geldiğini belirtti, bu konuda Bakan Murat Kurum’la bir görüşme yapacaklarını ve gerekli desteğin kendilerine verileceğini umduklarını ifade etti.
Başkan Sandal, her türlü zorluğa karşın belediyenin geçmiş yıllardan gelen borcunu ve çalışanların maaşlarını zamanında ödediklerini şu sözlerle anlattı:
“Biz geldiğimizde 102 milyon borcumuz vardı. Biz bir şeye konsantre olduk. Fakir fukarının hakkı ile ilgili üzerimize ne düşüyorsa bildiğimiz doğruyu hayata geçirmekte kararlıyız. Deprem sürecinde siyasi hiçbir tartışmaya girmedik. Yok sayıldığımızda bunu dillendirmedik. Vatandaşın derdine nasıl derman oluruz diye uğraştık. Doğrudan temin yöntemiyle işlerin verilmesi bizim dönemimizde yüzde 80 azaldı. Bunu sıfıra yaklaştıracağız. Temel ihtiyaçlar açık ihalelerle yapacağız. Herkese açık. Canlı yayımlanacak. Mesela, belediyenin kırtasiye ihtiyacını toptan alacağız. Kredi kullanma yetkisi verilmesine karşın kullanmadık. 2020’yi bu şekilde kapattık. 7 bin yurttaşımızdan emlak vergisi almadık. 12 milyon kredi borcumuz olmasına rağmen krediyi kullanmadık. Buna karşın personelin maaşını zamanında ve tam olarak ödedik, ödeyeceğiz. Geçmiş döneme göre 10 kat fazla iş yaptık. Bunu nasıl başardık? İsrafı önledik, önlüyoruz. Attığımız her adımı önceden hesaplıyoruz. Bir kuruşun boşa gitmesine gönlümüz razı gelmez. Buna izin vermeyiz. Geçen Aralık ayında 35 milyon lira ödememiz vardı. Bunu hallettik. Piyasaya 8-10 milyon borç kaldı. Onu da ödüyoruz.”
Bayraklı, genç ve sorunları fazla olan bir ilçe... Eskiden kentin çeperlerinde dönüşümden bahsederken, 30 Ekim’den sonra asıl dönüşümün kentin merkezinde yapılması gerektiğini, acı bir şekilde öğrendik.
Genel ve yerel iktidarlar, el ele vererek İzmir tarihinin en büyük kentsel dönüşüm harekâtını başlatabilir. Bu, siyaset üstü bir mesele!