Referandumun üzerinden aylar geçti ancak tartışması hala devam ediyor.
İzmir’deki sonuç ne CHP’yi ne de AK Parti’yi memnun etti.
CHP’de yüzde 70’in üzerine neden çıkılamadığı, AK Parti cephesinde ise yüzde 31’lik sonuç tartışılıyor.
***
CHP Güzelbahçe İlçe Başkanı Kazım Çam, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce ve partililer CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu önceki gün meclisteki makamında ziyaret etti.
İlçe Başkanı Çam, yaptıkları çalışmaları anlattı, ilçelerinde referandumda yüksek bir oranda hayır çıktığını söyledi.
Bu arada Kılıçdaroğlu araya girerek, “İzmir için aldığımız sonuç çok da parlak değil. İzmir genelinde AKP oyunu korudu. Orada beklediğimiz çözülme henüz olmuş değil” değerlendirilmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun bu sözleriyle İzmir’deki sonuçtan pek de memnun olmadığını net bir şekilde görüyoruz.
Bu konu hep tartışılır: “İzmir CHP’nin kalesi mi?”
2004’ten bu yana seçimlere baktığınızda CHP’nin rakiplerine karşı ezici bir üstünlüğü olduğu kesin.
CHP’liler bu soruya genellikle, “CHP demokrasinin kalesi” diyerek yanıt veriyor.
Geçtiğimiz günlerde bir televizyon programına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na bu soru sorulmuş.
Kocaoğlu, şu yanıtı vermiş:
***
“İzmir CHP’nin kalesi değil.
Burası daha çok merkez sağa yakın bir kent.
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “2017 sonuna kadar bütün ilçe kongrelerimizin tamamlanması hedeflenmekte” açıklamasında bulundu.
AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican’ı arayarak kongre takviminin İzmir’de nasıl işleyeceğini sordum.
Delican, “Ramazan Bayramı’ndan hemen sonra süreci başlatacağız. İlk olarak ilçelerde delege seçimi olacak. Ardından da kongrelerimizi gerçekleştireceğiz. Bunlar tamamlandıktan sonra il kadın ve gençlik kolları kongrelerimiz olacak. Son olarak da il kongremizi yapacağız” dedi.
***
İktidar partisinde delege seçimleri CHP’nin aksine sessiz bir şekilde gerçekleşiyor.
Yanlış hatırlamıyorsam 2011’de Bayraklı’da büyük olaylar yaşanmıştı.
Onun da sebebi iki listeli bir yarışın olmasıydı.
***
CHP İzmir’de her an beklenmedik bir gelişme ya da olay olabiliyor.
Geçen hafta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun başkanlığını yürüttüğü İzmir Kuş Cenneti’ni Koruma ve Geliştirme Birliği (İZKUŞ) olağanüstü genel kurulu gerçekleştirildi.
Genel kurulda hiç beklenmedik şekilde Başkan Kocaoğlu’nun, Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin’e yönelik sözleri damga vurdu.
***
Toplantıda İZKUŞ’un faaliyetlerini durdurma talebine Başkan Şahin, şerh koydu.
Şahin’in bu çıkışına Başkan Kocaoğlu, “Nereye şerh koyduğunu biliyor musun acaba? Bu şekilde şov yaparak belediye başkanlığı yapılmıyor. Adam gibi durun” yanıtını verdi.
Şahin’in, “Ben adam gibi duruyorum” cevabına Kocaoğlu da, “Senin nasıl adam gibi durduğunu İsabey Çiftliği’nde gördüm” dedi.
***
CHP’de kongre takviminin açıklanmasıyla birlikte parti içerisinde büyük bir hareketlilik yaşanıyor.
Delege seçimlerine bile aylar varken bu kadar hareketliliği tek bir nedeni var; o da yerel seçimler!
Yerel seçimlere eli güçlü girmek isteyenler kendilerine yakın isimlerin delege, ilçe ve il başkanı olmasını istiyor.
Geçtiğimiz günlerde, “Kongreler öncesi ekipler arasında uzlaşı olur mu?” diye sormuştum.
CHP’de il başkanlığı yapan bir isim aradı ve şunu söyledi:
“Uzlaşı aranacaktır ama yerel seçim öncesi sağlanması mümkün değil.”
Anlayacağınız CHP’de parti içinde kıyasıya bir mücadele bizi bekliyor.
***
2014 yerel seçimleri öncesi AK Parti İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanlığına Binali Yıldırım’ı aday göstermesiyle iktidar partisinin kentteki stratejisi de baştan aşağı değişti.
O dönemde muhabir olarak takip ettiğim AK Parti’de gözle görülür değişiklikler yaşanmaya başladı.
Yıldırım, artık projelerin tartışılmasını istiyor ve CHP’li belediyelerin icraatlarını eleştirerek söylemlerini geliştiriyordu.
***
Ancak o zaman istenilen sonuç elde edilemedi.
Seçim akşamı yaşanan büyük kırgınlık ertesi günden itibaren oyumuzu önemli ölçüde artırdık söylemine dönüştü. Hatta, “İzmirlilerle barıştık”, “Bir dahaki seçimi alacağız” denmeye başladı.
1 Kasım genel seçimleri ve özellikle referandumda alınan oy ise partiyi ve partilileri tatmin etmedi.
Şimdi önümüzde yerel ve genel seçimler var.
AK Parti’de 3. Olağanüstü kongresinde tek sürpriz İzmir Milletvekili Nükhet Hotar’ın MKYK’ya girmemesi oldu.
5 olağan, 2 olağanüstü kongrede MKYK’ya girmeyi başaran Hotar’ın, 998 gün sonra partisine genel başkan olarak geri dönen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın A takımında yer almaması tartışılıyor.
Bu konuda “Bakanlık koltuğuna oturacağı için listede adı yok” görüşü ağır basıyor.
Bir de, “Bu geçiş süreci. Bayramdan sonra ilçe kongreleri ardından il kongreleri yapılacak. Olağan kongrede yerini alır” diyenler var.
***
Erdoğan’ın MKYK’sında beklendiği gibi İzmir Milletvekili Hamza Dağ, yedek listede İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, İzmir Milletvekili Kerem Ali Sürekli YDK’da yer aldı.
Yalnız, burada Dağ için ayrı bir parantez açmak gerekiyor.
2006’da AK Parti Gençlik Kollarında siyasete başlayan Dağ, kısa süre sonra Gençlik Kolları Başkanı oldu.
CHP’de kongre takvimi açıklandıktan sonra parti örgütünde beklediğimden fazla bir heyecan yaşanıyor.
Delege seçimlerine ve ilçe kongrelerine aylar olmasına karşın kafalarda, “Kimler delege olacak?”, “İlçe kongresinde kim/kimler başkan adaylığına soyunacak” ve önemlisi “İl başkanı kim olacak” soruları dolaşıyor.
Kulisleri şöyle bir yokladım. İlçe başkanlarının “hangisi devam/tamam der” diye baktım. Şimdiden söylemek lazım, “Ben aday değilim ama örgüt ‘aday ol’ derse görevden kaçmam” diyenler olacaktır. Aliağa, Bornova, Güzelbahçe, Bayraklı, Beydağ, Bergama, Karşıyaka, Çeşme, Buca, Çiğli, Konak, Kiraz, Menemen, Menderes, Narlıdere, Seferihisar, Karabağlar, Urla, Tire, Selçuk, Ödemiş ilçe başkanları yola devam yana etmekten yana...
Henüz karar vermeyenler, nabız yoklayanlar var. Aslında mevcut yapıların yüzde 80-90’ı yala devam etmek istiyor.
Zaten örgütle iç içe olanlar, belediye başkanlarıyla uyumlu çalışan isimlerler bir sıkıntı çıkmayacaktır.
Kongrede ne olur?
Son il kongresinde parti örgütü İzmir’de 2’ye bölündü. Bir tarafta Alaattin Yüksel bir tarafta Nevzat Kavalar...
Yüksel, 11 oyla seçimi kazanmıştı. Aradaki farkın az olması da bölünmüşlüğü ispatlar nitelikteydi.