Onur Çakır

Tam bir yol sonra, 31 Mart 2019 Pazar günü sandık başına giderek 5 yıl boyunca kenti yönetecek belediye başkanları ve belediye meclis üyelerini belirleyeceğiz.

Cevabını merakla beklediğimiz “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Aziz Kocaoğlu aday olacak mı?” sorusunun cevabını da çoktan almış olacağız.

Aynı şekilde AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı da belli olmuş olacak ve çalışmalarının meyvesini almaya çalışacak.

Yerelde iktidar olan CHP’nin ilçe belediye başkanlarından kimlerin yola devam dediğini, İYİ Parti’nin adaylarını, AK Parti-MHP arasında yerelde ittifak olup olmadığını da çoktan öğrenmiş olacağız.

***

2014 yerel seçimlerine götüreyim hemen sizleri...

CHP’nin adayı Aziz Kocaoğlu, AK Parti’nin adayı ise Binali Yıldırım.

Büyükşehir için kıyasıya bir rekabet var.

'AK Parti ile MHP arasında oluşturulan “Cumhur ittifakı” yerelde de olur mu?’ diye sormuştum ocak ayında.

İzmir özelinden gidersek, böyle bir ittifak olması durumunda AK Parti ve MHP’nin oy toplamı, önemli ilçelerde CHP’nin önüne geçiyor!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ’dan bu konuda çok önemli bir açıklama geldi.

Partisinin İzmir’deki ilçe kongrelerine katılmaya özen gösteren Dağ, “İttifak içerisinde olduğumuz MHP ile birlikte süreci yönetiyoruz. Yerel seçimlerde benzer noktada bir çalışmayı İzmir’de yapmaya gayret edeceğiz” dedi.

***

Bana kalırsa Dağ’ın söyledikleri çok önemli.

AK Parti ve MHP arasında “yerel” ittifak uzun yıllardın CHP’li belediyeler tarafından yönetilen İzmir’de bir değişimin habercisi olabilir mi?

Bunu şimdiden kestirmek gerçekten çok zor.

Bu haftanın gündemini Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar belirledi. Karşıyaka’da uzun süredir bir “stat” tartışmasıdır devam ediyor.
İzmir Büyükşehir ve Karşıyaka belediyeleri stadın Örnökköy’e yapılmasını önerdi ancak yer konusunda Yalı tercih edildi.
Projeye çeşitli itirazlar yapıldı. İnşaat başladı, durdu. Karşıyaka, spor ve stat konularında oldukça hassas olduğunu bildiğim Akpınar, geçtiğimiz günlerde, yaptığı değerlendirmeler yeni bir tartışma başlattı. Ortalık bir anda toz duman oldu.
Akpınar’ın konuşmasında kullandığı, “Kulübü batırdılar borcunu ben ödüyorum”, “Apartmanlar arasında küfür kültürünü artıracaksın...” gibi ifadeler taraftarların büyük tepkisini çekti.
Bu tepkilerini de sosyal medya üzerinden gösterdiler, gösteriyorlar.

Karşıyaka’nın genç belediye başkanı da bu tepkiler üzerine dün bir açıklama yaptı ve şunları söyledi:

Hainlerin 15 Temmuz’da yapmaya çalıştığı darbe girişimi ülkemiz için önemli bir dönüm noktası oldu. Bu hain girişim devletimiz ve milletimiz tarafından çok şükür püskürtüldü.

Hemen ardından da devlet içerisine yuvalanan FETÖ’cülere ayıklama çalışması başladı. Bu ayıklama sürecinde maalesef zaman zaman kurunun yanında yaş da yandı.

İlk başlarda masum insanları FETÖ’cü olarak devletin ilgili birimlerine şikayet eden gerçek FETÖ’cüler bu yolla hedef saptırmaya çalıştı. Ancak onların bu oyunları da deşifre olmuştu.

***

FETÖ ayıklanmasının en çok yapıldığı kurumların başında hiç şüphesiz Diyanet İşleri Başkanlığı geliyor.

Bu kurumda FETÖ ile bağlantısı olduğu şüphesiyle kişiler ilk önce görevden uzaklaştırıldı.

Haklarında yapılan araştırmaya göre ya görevlerine döndüler ya da ihraç edildiler.

İzmir’de bu yolla çok sayıda cami imamı da araştırmadan geçti.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, ilginç bir kararın altına imza atarak otopark ücretlerini 1 lira yaptı.

Vatandaşları oldukça memnun eden kararın alınma sebepleri farklı olabilir.

Tamam, bunun farkındayız!

Bununla ilgili haberi okuduktan sonra içimden, “Keşke İzmir Büyükşehir Belediyesi de böyle bir karar alsa” diye geçirdim.

Konu birkaç gündür tartışılıyor.

Başkan Aziz Kocaoğlu Ankara’nın bu adımını “popülist bir yaklaşım” olarak nitelese de bazen bu gibi hareketlere ihtiyaç vardır.

Vatandaşlar, “Ankara yapıyorsa İstanbul da İzmir de yapabilir” diye düşünebilir.

Çankaya, Alsancak ve diğer semtlere gidin, yolların kenarları dörtlülerini yakan araçlarla dolu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu adaylığı ile ilgili ne zaman konuşsa ben de buradan yorumluyorum.
Başkan hiç kusura bakmasın. CHP’liler başta olmak üzere yerel siyasetle ilgilenen herkes bu sorunun cevabını bekliyor. Hem de merakla!
Mesela; gönlü Büyükşehir Belediye Başkanlığı atanlar Kocaoğlu’nun tavrının ne olacağını bilmek için fal bile baktırıyor! Tabi bu işin şakası...

Geçtiğimiz hafta gazeteci Emine Kantarcı’yla konuşan Kocaoğlu, “Belediye başkanı, ‘ben aday değilim’ demedikçe doğal adaydır” demişti.
Bu açıklamanın ardından Kocaoğlu kadın gazetecilerle bir araya geldi. Bulaşmada eşi Türkegül Kocaoğlu da yer aldı. Eşinin adaylığıyla konuşan ve manşeti belirleyen Türkegül Hanım, “Bir belediye başkanında ülke sevgisi, insan sevgisi olması lazım. İzmirli olarak gereğinden daha fazla şeyler yaptığını düşünüyorum. Ben bu zamana kadar kendisine ‘Artık aday olma, yeter’ diyordum. Şimdi ise ‘aday ol’ diyorum. Çünkü tempolu işe alıştı ve çok güzel şeyler başardı” dedi!
Bu açıklamaya ben gibi birçok kişi şaşırdı.

AK Parti İzmir İl Başkanlığına Aydın Şengül’ün atanmasıyla birlikte partiye büyük bir hareketlilik geldi.

Hasta olup iyileştikten sonra, “Yüzüne kan gelmiş” derler ya, AK Parti İzmir teşkilatı için de aynı şeyi söylesek herhalde yanlış olmaz.

Şengül’ün kucaklayıcı mesajları partilileri motive etmiş durumda.

Gidenlerle konuştum. Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirilen Bergama, Kınık ve Kiraz kongrelerinde heyecanın üst düzeyde olması, katılımın yüksek olması moralleri yükseltmiş.

Şengül, kongreleri tamamladıktan sonra yeni yönetim kuruluyla birlikte alan çalışmalarına başlayacak.

Milletvekillerini, teşkilat üyelerini yakından tanıması gerçekten büyük avantaj...

En azından “tanıma/tanıtmayla” zaman kaybetmeyecek.

***

Son bir kaç aydır kent gündemini İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, söyledikleri ve yaptıklarıyla belirliyor.
Özellikle aday olup olmayacağına dair kafa karıştıran sözleri, partisi içerisine bazı isimlerı eleştirileri, hükümete ve AK Parti kurmaylarına sert sözleri dikkat çekiciydi.
Tramvay projesinin gerekli olup olmadığının yoğun olarak tartışıldığı süreçte bir de İZBAN’da başlatılan artı para dönemi Kocaoğlu ve yönetimine yönelik eleştirilerin dozunu daha artırdı.
Geçtiğimiz günlerde uzun zamandır kullanmadığım İZBAN’a bindim.
Kent kartımı doldurmak için gişe önüne geldiğimde herkeste bir homurdanma.
Sistemi kimse bilmiyor ve anlamak için birbirine soruyordu.
Kafa karışıklığı en üst seviyede...